PAJK Zindan Komitesi: “Kimse bu tecritte sessiz kalmamalı ister devlet ister halk ister birey ister kurum ister aydın ister işçi ister kadın ister sanatçı. Tecride sessiz kalmak ölümlere davetiye çıkarmaktır. Buna sessiz kalan kendi sessizliğinde boğulmaktan kendi vicdanının sesinden kaybolmaktan tarih karşısında hesap vermekten kurtulamayacaktır.”
HABER MERKEZİ – PAJK Zindan Komitesi, Gebze Cezaevinde Fedai eylem yapan Ayten Beçet’e ilişkin açıklama yaptı.
Komite açıklamasından şunlar belirtildi:
“İlerici insanlık, yaşadığımız çağda demokrasi, barış, insan hak ve özgürlük vb kavramları kendisi için gelişim ve ilerleme araçları olarak görüp, dünyanın merkezi Ortadoğu’nun kalbinde demokrasi barış ve özgürlük için bedenlerini açlığa yatıran binlerce kürdün direnişine sessiz kalıyorsa yarınlara dair umut her geçen gün tükeniyor demektir.
KÜRT KADINLARI VE GENÇLERİ TARİHİ DİRENİŞE İMZA ATIYOR
DTK Eşbaşkanı ve Hakkâri Milletvekili Leyla Güven rehin tutulduğu Amed cezaevinde 7 Kasım’da Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’a yönelik derinleştirilen tecridin kırılmasına dönük başlattığı eylem bugün 136 günü aştı. Onun başlattığı bu eylemin haklılığından ve taleplerinin meşruluğundandır ki kısa bir sürede dünyanın birçok ülkesinde bulunan Kürtler ve Türkiye ve Kürdistan’daki cezaevlerinde bulunan binlerce tutsak bu eylemi sahiplenerek onun direnişine ortak oldu. Kürt kadınları ve gençleri halkım ve önderliğim için keşke kendi canımdan başka verecek bir şeyim olsa diyen Zilan’ın yoldaşları olarak, bugün her yerde bedenlerini açlığa yatırarak tecridin kırılması, halklar üzerinde bir karabasan gibi düşen faşizmin yıkılması ve sömürülen Kürt ve Ortadoğu halkların özgürlüğü için tarihi bir direnişe imza atmaktadırlar. Onların bu görkemli direnişlerinin büyüttüğü Newroz ateşinden beslenen halkların savunma güçleri QSD bugün insanlığın baş belası DAİŞ in elinde bulundurduğu Kuzey Suriye’deki son toprak parçasını ve orada yaşayan halkları Newroz da özgürleştirerek faşizme en büyük darbeyi vurmuştur. DAİŞ yenilmesi insanlık için büyük bir kazanım iken felsefesiyle bunu insanlığa armağan eden önder APO üzerindeki tecride ve onun etrafından bedenlerini açlığa yatıran binlerce kürdün talebine uluslararası güçler sessiz kalarak üç maymunu oynamakta hala ısrar ediyor.
DİRENİŞİ BÜYÜTME ZAMANI
Halkımız yaşadığı her alanda direniyor büyük zaferlere imza atıyor. Ancak bu tecridin kırılıp faşizmin yıkılması için yeterli gelmiyor. Öz gücümüze dayanarak daha fazla sesimizi yükseltmek, direnişi büyütmek mücadeleyi derinleştirmek gerekiyor. Yarın çok geç olmadan!
Ayten Beçet, yaşamın baharında yaşamından yedi yılı çalınarak genç bir yaşta zindanla tanışan bir yoldaşımız. Daha çok küçük bir yaşta halkına dönük gerçekleştirilen soykırım politikalarına sessiz kalmayarak mücadeleye katılan bu uğurda bedel ödemekten çekinmeyen bir kadın özgürlük militanı. Arkadaşları onun için “partiye bağlı, genç yaşına rağmen önderliği anlama ve anladığı gibi yaşamada büyük bir inanç ve irade sahibi olmuş bu anlamda hepimizi duruşuyla etkilemiştir” demişlerdir. Evet, o hangi yaşta hangi mekânda olursak olalım, kadınların önderliği etrafında ateşten bir çember olup önderliklerine sonuna kadar sahip çıkacaklarını, olacaksa bir yaşamın ancak özgür olabileceğini, Önderliksiz bir yaşamı asla kabul etmeyeceklerini tecridin kırılması dönük gerçekleştirdiği eylemiyle herkese göstermiştir. Onun mücadelesine sahip çıkmak ondan çalınan yıllarını geri almaktır. Onun eylemine sahip çıkmak uğrunda canının verdiği önderliğine ve halkının meşru ve haklı davasına, kadın özgürlük çizgisine sahip çıkmaktır. Onun cenazesine sahip çıkmak insanlık değerlerine sahip çıkmaktır. Faşizm en çok direnişten, sokaklardan, bir araya gelmemizden korkup cenazelerimizi çalıyorsa o zaman en fazla sokaklara inme, şehitlerimiz etrafında direnişi büyütme birlik olma zamanıdır. Bu anlamda kadınlar başta olmak üzere tüm halkımızı Zülküflerin, Uğurların, Aytenlerin yaktığı direniş ateşi etrafında kenetlenmeye başka şehadetlerin yaşanmaması için mücadeleyi büyütmeye direnişi derinleştirmeye çağırıyoruz.
SESSİZLİK ÖLÜME DAVATİYE ÇIKARMAKTIR
Gün sessiz kalma uzaktan izleme günü değil, gün bu halkın yiğit evlatlarının yükselttiği çığlığı duyma ve gereğini yapma günüdür. Bugün herkesin Zülküf yoldaşın Tekirdağ cezaevinden, Uğur yoldaşın kapitalizmin merkezi Avrupa’dan, Ayten yoldaşın Gebze cezaevinden yükselttiği mücadeleyi büyütme eylemleri ile verdikleri mesajı iyi okuması gerekir. Sessizlik ölüme davetiye çıkarmaktır. Onların eylemi her gün öldüren bu sessizliğe bir tepkidir. Devletin, uluslararası kurumların sessizliğine bir tepkidir. Bizim yeterince sesimizi yükseltmeyişimize direnişin yeterince kitleselleşmemesine bir tepkidir. Kimse bu tecritte sessiz kalmamalı ister devlet ister halk ister birey ister kurum ister aydın ister işçi ister kadın ister sanatçı. Tecride sessiz kalmak ölümlere davetiye çıkarmaktır. Buna sessiz kalan kendi sessizliğinde boğulmaktan kendi vicdanının sesinden kaybolmaktan tarih karşısında hesap vermekten kurtulamayacaktır.
Uluslararası kurumlara çağrımızdır. Sizin sessizliğinizden beslenen faşist AKP-MHP iktidarı her gün daha fazla saldırıyor ve öldürüyor. Siz üç maymunu oynadıkça insanlığa ait değerler birer birer öldürülüyor insanlık suçu işleniyor. Siz yaşanan bu insanlık suçuna ortak olmak istemiyorsanız bir an önce harekete geçmeli direnişçilerin taleplerine kulak vermelisiniz. Aksi takdirde faşizmin esiri olacak Zülküflerin, Uğurların, Aytenlerin eylemleriyle gürleştirdiği Newroz ateşinde yanmaktan kurtulamayacaksınız.
Özgür bir yaşam adına verilen her bedel anlamlı bir yaşamın sahibi olma adına veriliyorsa; yıllardır yürüttüğümüz mücadelemiz halkımızı özgür bir Kürdistan da yaşatmak adınaysa, amacımız inadına yaşamak ve yaşatmak olmalı. Ve şehitlere sözümüzdür onların özgür Kürdistan da Önderliğimizle buluşma hayallerini gerçekleştireceğimiz günler çok yakındır.”