HABER MERKEZİ
Diriliş, birlik, enternasyonalizm, insan toplumu; Mayıs şehitlerini ya da Şanlı Şehitler Ayı Mayıs’ı en iyi anlatacak kavramlar olmaktadırlar. Çünkü Mayıs ayının şehitlere adanmasını sağlayan şahadetler gerçek ifadesini bu kavramlarda bulmaktadırlar. Kürdistan Devrimi’nin öncü örgütü PKK’nin oluşumunda atılan adımların başlangıcını teşkil eden seçkin insan Haki Karer şahsında enternasyonalizmi temsil ederken, Halil Çavgun ulusal dirilişin sembolü, Mehmet Karasungur da emperyalizm ve sömürgeciler tarafından parçalanarak yok edilmek istenen Kürdistan halkının birliğinin simgesi olmuştur. Diriliş, birlik ve enternasyonalizm kavramlarının ifade ettiği anlamların temsilcisi olan bu yoldaşlarımızın Önderliğimizin ışıklı yolunda bir araya gelmeleri ve varlıklarını adamaları ütopyalarını ortaya koymaktadır. Bu da Önderliğimizde ifadesini bulan Yeni İnsan toplumudur.
Güçlü bir miras üzerinde doğmamasına rağmen, verdiği mücadele ve bu mücadelede yarattığı doğru ideolojik, politik ve örgütsel önderliği ile kendisini ve Kürdistan halkını dünya kamuoyu ve ilerici insanlığa kabul ettiren PKK hareketi, vardığı bu noktaya mücadelesinde büyük kahramanlıklar yaratarak ulaşabildi.
Ağır koşullar içinden geçtiği bir dönemde, zulmün kaleleri olan cezaevlerinde yükselttiği direnişle bir dönemi kapatarak yeni bir dönemi başlatan PKK, çok güçlü hazırlıkla girdiği bu dönemde de en seçkin militan ve önderlerini şehit vermektedir. Açık ki, adımlarını henüz atmakta olduğu yeni dönemde verdiği şehitleri de, dönemin mücadele özelliklerine yaraşır direnişler yarattılar. Bu direnişler mücadelemize büyük atılım kazandıran ve bu anlamda belirleyici rolleri sürekli olan direnişlerdir, İşte partimiz, kurucu önderlerinden ve Merkez Komitesi Üyesi Mehmet Karasungur ve seçkin savaşçı İbrahim Bilgin yoldaşları da, böyle bir ateş hattı ve direniş içinde kaybetti.
Özgürlük mücadelemiz içinde birer dönüm noktaları olan ve ölümleriyle önemli sonuçlar yaratan şehit yoldaşlarımızdan bazılarının şehit düştükleri dönemi ve bu döneme damgasını vuran kişiliklerini tanımak, Özgürlük mücadelemizin içine girdiği bu yeni dönemi ve bu dönemde ortaya çıkacak direnişleri ve kişilikleri daha derin olarak anlamaya temel teşkil edecektir. Kısa bir zaman içinde bu kadar büyük bir eser yaratan şehit yoldaşlarımızın dökülen kanları, yeni dönemdeki direnişlerin de kaynağıdır.
PKK Şekillenmesinin Gerilla Öncüsü Mehmet Hoca
Silahlı mücadelemizin başlangıçtaki komutanlığını yapan Mehmet Karasungur yoldaş, 1947 yılında Bingöl’ün Kiğı ilçesi Darebi (Sütlüce) köyünde doğdu. İlkokulu kendi köyünde, ortaokul ve liseyi Bingöl’de tamamlayan Karasungur yoldaş, Erzurum Eğitim Enstitüsü Matematik bölümünü bitirdi. 1972 yılında Maraş’ta öğretmenlik yaparken devrimci faaliyetlerinden dolayı Hakkari’ye sürgün edildi. Daha sonraki yıllarda Şebinkarahisar’da öğretmenlik görevini sürdüren Karasungur yoldaş, 1975 yılında Bingöl Lisesi’ne atandı. Bingöl TÖB-DER şubesinin açılışına öncülük ederek, yönetiminde yer aldı.
Bingöl’deki görevi sırasında M. Hayri Durmuş yoldaş ile tanışan Karasungur yoldaş, 1976 yılında tutuklandığı karakolda emniyet müdürünü dövdüğü için koma haline gelinceye kadar dövüldü. Politik çalışmalarından dolayı deşifre olan Karasungur yoldaş, 1978 yılında Bingöl’ü ve öğretmenlik görevini bırakarak profesyonel devrimcilik yapmaya başladı.
1978-79 yılları, Türk sömürgecilerinin devrimci hareketi yok etmek doğrultusunda kesin hüküm biçtiği, ama aynı zamanda Kürdistan tarihinde devrimci bir partinin kurulmasının karar yıllarıydı. Birçok gücün içinde bulunduğu olumsuzluğa rağmen, bu yıllarda kahramanca bir çıkış yapılmalıydı. Fakat böyle bir çıkış, yürekli önderler ve militanlar isterdi. İşte Mehmet Karasungur yoldaş, böyle bir anın güçlü kişiliğidir. O, PKK’nin ilanında ve direniş çizgisinin hayata geçirilmesinde en küçük bir tereddüt taşımadığı gibi, en ileri hatlarda görev almayı ve bu görevleri bizzat militanca yerine getirmeyi de en şerefli işlerden birisi olarak görmüş, bu anlamda da PKK’nin doğuşundaki tarihsel rollerden birisini oynamıştır.
Mehmet Karasungur yoldaş, PKK tarihinde ve çağdaş ulusal kurtuluş mücadelemizde Hilvan, Siverek ve giderek tüm ülke çapında yaygınlaşan direnişin temel cesaret, fedakarlık ve bilinç kaynaklarındandı. Bu yıllarda, devrimci bir partinin şekillenmesinde olduğu kadar, direniş çizgisinin (ki onsuz devrimci bir parti olunamaz) yaratılmasında bu adımlar atılmasaydı, PKK pratiğinin de bir anlamı olmayacaktı. Eğer daha sonraki yıllara damgasını vuran bir direniş çizgimiz ve direnişin önderliği oluştuysa, Mehmet Karasungur yoldaşın böyle bir oluşumdaki payı gerçekten tarihseldir.
Mehmet Karasungur yoldaş, PKK’nin gerek ideolojik önderlik çizgisinin ve gerekse direnişçi politik önderlik çizgisinin gelişmesinde başından beri yer alarak, halkımızın her sınıf ve tabakasından birçok insana cesaret vermiş bir halk önderidir. Hilvan ve Siverek direnişlerinin de örgütleyicisi olan Mehmet yoldaş, aynı zamanda en tehlikeli noktalarda elde silah eşkıya çetelerine ve sömürgeci kolluk kuvvetlerine karşı büyük çatışmalara giren ve usta taktikleriyle düşmana büyük kayıplar verdiren, cesareti, bilinci ve ataklığı ile düşmana korku salan büyük bir komutandı.
O, partinin doğmasında olduğu kadar, daha sonraki gelişim sürecinde de partinin yeni döneme ilişkin derinleşen ve genişleyen ideolojik-politik-askeri önderlik çizgisini en üst düzeyde kavramış, bunu coşku ve kararlılıkla hayata geçirmesini bilmiştir. Bu yönü o kadar açıktır ki, bu yıllarda tüm Türkiye ve hatta Ortadoğu’da birçok örgüt ve önderde görülen yılgınlık, kendini dağıtma gibi hastalıkların adeta panzehiri olmuştur.
12 Eylül sonrasında görevli gittiği İran ve daha sonra Irak Kürdistan’ındaki çalışmalarıyla Mehmet yoldaş, mücadelemizin o alanın olanaklarından yararlanmasının koşullarını yaratmıştır. Kuzey-Batı Kürdistan’daki devrimci mücadelenin, Kürdistan’ın diğer parçalarıyla mutlaka ittifaka gitmesi gerektiğini pratik çalışmasıyla gösteren Mehmet yoldaş, bir yazısında şöyle yazıyor:
“Kuzey-Batı Kürdistan’daki devrimci önderliğin diğer parçalar üzerindeki etkinliği ve rolü dikkate alınarak zamanında gerekli tedbirler alınmalı, insanlarımız bu doğrultuda eğitilmelidir…”
PKK hareketinin Kuzey-Batı Kürdistan’daki proletarya direnişçiliğini diğer parçalara da taşıran Mehmet yoldaş, bu parçalardaki burjuva-feodal önderliğin geneldeki Kürdistan kurtuluş mücadelesine büyük zararlar verdiğini belirtirken ise şunları yazıyordu:
“Doğu Kürdistan’daki burjuva-feodal önderlik salt kendi alanında tahribat yaratmakla kalmadı. Kürdistan’ın diğer parçalarındaki bazı burjuva, küçük-burjuva örgütleri de yanına alarak tahribatlarının sınırlarını daha da geliştirdi. Avrupa sosyal-demokratlarıyla ve bölge gericileriyle karmaşık bağlantılar içine girdiler. Tüm Kürdistan’ı emperyalizmin en hain komploları için elverişli bir alan haline getirmek istediler. Bu tavırları önemli oranda teşhir ve tecrit olmasına rağmen, hala da sürdürmektedirler”
Kürdistan’da bugüne kadar bir türlü gerçekleşemeyen ulusal birlik, cephe vb. için uzun zamandan beri çaba sarfeden partinin bu konudaki anlayışını hayata geçirmek için büyük tehlikeleri göze alarak, bu yolda şehit olan ölümsüz önderlerimizden Mehmet Karasungur yoldaş, kendi tecrübelerine dayanarak şu belirlemeleri yapmıştı:
“… Yüzyıllardır ulusal ve sosyal gelişmesi engellenmiş, iç dinamikleri büyük tahribatlara uğratılmış ve tam bir örgütsüzlüğün içinde tutulmuş Kürdistan halkının örgütlü birliği önünde büyük engellerin olması kaçınılmazdır. Birliğin önündeki engeller, zorlukların bilincinde olarak sabırlı, kesintisiz bir çalışma yürütülerek, doğru taktik ve manevralarla kaldırılmalıdır. Gerçek bir birliğin birkaç aydının masa başında imzalayacağı protokollerle sağlanamayacağı, mücadelenin ateşi içinde başarıyla gerçekleştirileceği tartışılamaz. Halkın devrimci gücünü bölenlerin her türlü oyunları boşa çıkartılabildiği oranda, Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi en geniş boyutlara ulaşacaktır…”
Mehmet Karasungur yoldaş, en son olarak bulunduğu Güney Kürdistan’da ise, yıkılmanın eşiğine gelmiş Saddam rejiminin zayıflığından yararlanmak gerektiğini söyleyerek, şunları belirtiyordu:
“Güney Kürdistan ‘da şu an sıcak savaş durumu vardır. Oluşturulan asgari birliği güçlendirmek, bölücü davranışları engellemek için çaba gösterilmelidir. Savaş şartlarının bulunduğu, ilerici güçlerle gerici güçlerin Irak üstünde boy ölçüştüğü, birbirlerini yok etmeye çalıştığı bir aşamada, birlik ve mücadelenin yükseltilmesine hizmet etmeyen her davranış ve düşünce, doğru temellerden kaynaklandığını iddia etse de, devrime zarar vereceği bilinmelidir.”
Silah Arkadaşı