Tecride karşı tutuklu bulunduğu cezaevinde fedai eylem gerçekleştirerek 26 Şubat’tan bu yana açlık grevinde Siraç Yüksek’in cenazesi Nisêbîne götürülecek.
MÊRDÎN – Osmaniye T2 Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve 26 Şubat’tan bu yana da cezaevlerindeki açlık grevine dahil olan Siraç Yüksek’in, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride karşı yaşamına son verdiği öğrenildi. Sıraç’ın cenazesinin Adana Adli Tıp Kurumu Morgu’na götürüldüğü belirtildi. Morga, Sıraç’ın ağabeyi Seyfettin Yüksek ile HDP, DBP, İHD ve TUAYDER yöneticileri geldi. Morga giren Seyfettin, Siraç’ı teşhis etti.
Sıraç’ın cenazesi ilerleyen saatlerde ailesi tarafından Mardin’in Nisêbîn ilçesine götürülecek.
Sıraç’ın Nisêbîn ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında 25 Mayıs 2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklandığı ve Nisêbîn Davası’nda yargılandığı öğrenildi. Siraç, 16 Ocak 2018’de görülen ve getirildiği ilk duruşmasında yazılı savunma vermişti. Sıraç, savunmasında şunları dile getirmişti: “Öncelikle Abdullah Öcalan hakkındaki tecridi kınıyorum, kaldığımız cezaevinde işkenceler görmekteyiz, avlularda bile tel örgüler yapılmıştır, avukatlarımızla görüşemiyoruz, yaklaşık 1 yıldır görüşemedim, şu an benim vereceğim savunmama ilişkin avukatımın bir bilgisi yoktur. Duruşma salonunda yaptığımız kısa süreli görüşmede savunma hakkında bilgi edindi, ailemin duruşma salonuna alınmasını askerlerin duruşma salonundan çıkarılmasını talep ederim, yazılı olarak savunma hazırlamış bulunmaktayım.”
Soruşturma aşamasındaki ifadelerin “işkence altında” alındığını belirten Siraç, “Ben soruşturma aşamasındaki ifadelerimi kabul etmiyorum, bu ifadeler bana ait ifadeler değildir, bana yapılan işkence sonrasında imzalatılan ifadelerdir” sözlerini kullanmıştı.
‘En iyi cevap cevap vermemektir’
Siraç ve diğer yargılananların yapmış oldukları savunma nedeniyle haklarında “Cumhurbaşkanına Hakaret”, “Suçu ve suçluyu övmek”, “Örgüt propagandası yapmak”, “Mardin 4. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine ve iddia makamını tehdit” iddiaları ile suç duyurusunda bulunulmasını istemesi üzerine mahkeme heyetinden söyleyeceği olup olmadığı sorulmuş, Sıraç, “En iyi cevap cevap vermemektir” demişti.