HABER MERKEZİ
AKP, demokratik bir atmosferde yapılması gereken yerel seçimleri, faşist soykırımcı bir ruh ve pratikle yürüttü. Toplumu korkutarak kendine oy çıkarmaya çalıştı. Sürekli Bekaa korkusunu dile getirdi. Nihayetinde bekaa korkusunun bakiyesi olarak, AKP büyük kaybetti.
Ortadoğu bugünlerde çeteci kurumlaşmaların, toplum üzerinde tekçi zihniyetle baskı kuran sistemlerin çöküşüne tanıklık ediyor. Bunlardan biri de faşizmin kurumlaşması olan AKP-MHP ortaklığı seçim günü çöktü. AKP’ye malum olmuş olmalı ki, beka sorunu adı altında toplum üzerinde korku hakimiyeti kurarak seçimleri kazanmaya, halk iradesini gaspetmeye çalıştı. AKP’nin korktuğu başına geldi.
AKP bu seçimlerde yürüttüğü politikalarla, derinden yaşadığı bölünme sendromunu nihayetinde pratikleştirdi. HDP’nin Türkiye şehirlerinde AKP’ye kaybettirme stratejisi başarılı oldu.
Kürtler, kendi partilerinin iradesine göre hareket etti ve önemli Türkiye şehirlerinde AKP’ye seçimi kaybettirdi. İstanbul söz konusu olduğunda Erdoğan, Osmanlı tarihinden, daha somut olarak Sultan Mehmet’ten sözetti. Ancak ne kendisi ne de farklı profil düzeylerinde olan yandaşları, onları fatih yapmaya yetti. İstanbul’un ikinci fethine hazırlanan Erdoğan’ın faşist profili AKP’nin hezimetini önleyemedi. AKP, İstanbul’u kaybetti. HDP’nin seçim stratejisi temelinde faşist AKP İstanbul’dan çıkarıldı. Yine Ankara, İzmir, Hatay, Antalya, Adana ve Amed gibi büyük kentlerde AKP büyük kaybetti. “Çöken nelerdir?”, bunu iyi görmek lazım. En yalın haliyle, AKP’nin kan siyaseti çöktü.
Bir süredir yenilgi yaşamayan, iktidara geldiğinden beri hep kazandığını iddia eden AKP ilk kez belirgin bir yenilgi yaşadı.
Kürdistan’ı inkar eden Erdoğan siyaseti, ona Türkiye’yi kaybetti. Ancak demokratikleşme temelinde doğru ele alınırsa şu söylenebilir: Türkiye kazandı.
Türkiye’de demokratik mücadele yürütmek, devrimci gelişme yaratmak isteyen tüm güçler şunu görmelidir: AKP’ye kaybettiren Kürtlerdir. Faşizme karşı özgür toplum ve demokrasi mücadelesini onurla veren, tüm bedellerine rağmen bu yoldan dönmeyen Kürt halkıdır.
Faşizmin kurumsallaştırılması amacıyla yapılan ve AKP-MHP’nin bu temelde hazırlandığı yerel seçimler, Türkiye’de geliştirilecek herhangi demokratik adımın Kürtlerle mümkün olduğunu, Kürtlerin inkarı temelindeki hiçbir siyasetin kazanamayacağını gösterdi. AKP’den kurtarılan bölgelerin Kürtlerin demokratik, yurtsever direnişi sayesinde, faşizme karşı özgür toplum olma bilinci sayesinde kurtarıldığını herkes bilmelidir.
Kürtler, seçim sonuçlarında kilit rol oynadı. Bu, Türkiye’deki demokratik mücadele açısından önemli bir konudur. Kürdistan’da ise AKP-MHP faşizmi Rojava’ya çete yığdığı gibi Kürdistan illerine asker polis yığdı. Rojava’da demografyayı değiştirmenin patronluğunu yapan AKP-MHP faşizmi, Bakurê Kurdistan’da da aynı yöntemle, başta Botan ve Serhat olmak üzere birçok Kürdistan iline kendi çetelerini taşıdı ve nüfus dengesizliği yarattı. Bu yolla seçimlerin sonuçlarını, toplum iradesini gasp etti.
Kuşkusuz Kürdistan’daki seçim sonuçları, kendini AKP’nin kirli siyasetine alet eden ve bir kütle gibi taşıtan her kişinin utancıdır. Asker ve polislerle gelip Türkiye sınırları içinde yakıp yıktığı yerleri bir iç işgalle baskılayan, gasp eden AKP, Kürtlerin bu tablo karşısında sessiz kalacağını, bu saldırılar karşısında boynunu uzatacağı beklememelidir.
Özgürlük mücadelesi süresi boyunca birçok iktidarcı hükümete demokratik, özgür toplumda birlikte yaşamanın fırsatlarını veren Kürt halkı, bu fırsatı değerlendiremeyen hükümetlere de kapıyı göstermesini bilmiştir. Türkiye halkları, daha ziyade siyasi partiler ve demokratik güçler, bu tarihi iyi görmeli, okumalıdır.
AKP’nin faşist zihniyeti, bölücü, tekçi, erkek egemenlikçi, hilebaz, dolap-düzenci sistemi çöktü. Kürdistan’da halk kayyum politikalarına, kirli savaş siyasetine, faşist tekçi zihniyete, soykırıma karşı direndi, savaştı ve iradesini ortaya koydu. Tüm baskı, hile, gasp, insan taşıma, oy taşıma, çalma, insan öldürme, tutuklama, gözaltı, kaçırma korkutmaya rağmen Kürtler büyük bir irade savaşı verdi. Darbe koşullarında gerçekleşen bir seçimde Kürtler AKP’ye dersini, Türkiye’nin en büyük, en önemli illerini kaybettirerek verdi.
Kürtler, hiçbir zaman iradesine sahip çıkmaktan vazgeçmedi, vazgeçmeyecektir. 31 Mart yerel seçimlerinde de iradesini ortaya koymak kadar, özgür iradesiyle özgür toplum olmanın, kendini ve kendini yönetmenin iradesini göstermiş, daha ötesi bunun savaşını vermiştir. AKP-MHP faşizminin tüm saldırılarına, gasp ve talanına rağmen Kürt halkının mücadelesi sürecek ve özgürlük kazanacaktır.
Dilzar DÎLOK