HABER MERKEZİ
Başta Önder Apo olmak üzere tüm Türkiye ve Kuzey Kürdistan zindanlarında büyük amaçlar uğruna, PKK militanlık çizgisine göre bir duruş sergileyen ve 14 Temmuz ruhunu yeniden açığa çıkaran direnişçi yoldaşlara, bu direnişte tarihi ve öncü bir rol üstlenen Leyla Güven’e, dünyanın dört bir yanında bu direnişe destek veren ve zindanda olup ismini duyurmaya fırsatı olmayan tüm kahramanların direnişlerini en içten sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Tüm Ezilen, Sömürülen Halkların Meşru Savunma Hakkı Vardır
Bu direniş özgür Kürdün direnişidir, bu direniş Mazlum Doğan’ın, Kemal Pir’in, Hayri Durmuş’un Ferhat Kurtay’ın direnişidir. Bu direniş kendini Önder Apo ile var etme mücadelesidir , faşizme meydan okuma faşizmi tepe taklak etmektir. Faşist diktatöryal zihniyete karşı her Kürt ayaklanmalıdır. Bu tüm ezilen, sömürülen halkların doğal ve meşru savunma hakkıdır. Her Kürt genci, kadını, annesi işte, sokakta, okulda, evde ve bütün yaşam alanlarında faşizmin yüzüne çemkirmeli, çığlık atmalıdır bu çığlık faşizmin kulaklarını sağır edecektir. Faşizm ahlaki politik toplumlara karşı savaşıyla büyüyen bir sistemdir. Halkların iradi güçlerini kültürlerini varlıklarını hedefleyen bir sistemdir.
‘PKK Halktır Halk Burada’ Sloganı Bir Gerçeğin Ve Faşizme Direnişin İfadesidir
Bugün en değme faşist Erdoğan Rojava’da ki istilalarını katliamlarını meşrulaştırmak için Kürtlere karşı savaşmadık savaşmıyoruz Kürtlerle bir sorunumuz yok PKK,YPG ve PYD ile savaşacağız diyor. O halde sormak gerekir kimdir bu PKK ? Nasıl doğdu ve nasıl gelişti ? Neye dayanarak mücadele etti ? PKK bir halk gerçeğidir . PKK dirilmiş bir halkın mücadelesidir. Önder Apo “Halkın desteğini almayan hiç bir oluşum kendini temelleri üzerine inşa edemez’. Öyleyse halkıyla güçlenen bir parti olarak PKK’nin halktan kopuk ele alınması düşünülemez . Elbette 40 yılı aşkın mücadele tarihimizde bunu tüm dünya tartışmasız kendi gözleriyle gördü. Fakat başta da belirttiğimiz gibi faşizm kendini halkların inkarı üzerine kurar böylelikle faşizmden doğruları söylemesini beklemek abes bir durum olur. Zaten Kürt halkı eşi benzeri görülmemiş direniş gelenekleri ve bu zihniyete darbe yaparcasına her yerde haykırdıkları ‘PKK halktır halk burada sözüyle’ gerçeği gözler önüne sermiştir.
TC yalan ve dolanın siyasetini yaparak Kürtleri katletmediğini söyleyen ancak dünyanın gözleri önünde Kürtlere saldırmakta sınır tanımayan bir sistemdir. İttihat ve Terakki’den bugüne milliyetçilik duygularını topluma aşılayarak ulus-devletin temellerini güçlendirmeye çalışan bir zihniyet mazlum halklara direnen halklara saldırmaktan hiç bir zaman geri durmamıştır. Evlerinde gece yarıları silah zoruyla tutuklanan binlerce insana, ihaneti kabul etmediği için yakılan binlerce köye, Kürtçe konuştuğu için hala katledilen insanlara, Cizre’de, Nısebîn’de , Sur da anne karnındaki bebekten 70 yaşındaki analara kadar yapılan katliamların bir savaş olmadığını söylemek ancak şeref yoksunu ahmakların işi olabilir.
Bilakis zindan gerçeğini bir an bile olsa düşünen bir insan bu direnişin kime karşı ne amaçla yapıldığını anlamakta güçlük çekmeyecektir. Zindan direnişleri bariz bir şekilde 14 Temmuz’dan günümüze Apocu felsefenin dışa vurumu ve Faşist monarşik egemenliğinin alt edilmesini amaçlamaktadır. Kürt halkı, kendi varlığını halkların yokluğu üzerine kuran bir sistemi hiç bir zaman kabul etmemiş ve bedeli ne olursa olsun buna karşı direnip varlığını korumuştur . Çünkü Kürt halkı mevcut gücünü Önder Apo ve şehitler gerçeğinden almaktadır. Çünkü Kürt halkı Önder Apo’nun bir felsefe bir düşünce ve şehitler partisi PKK’nin ise bir yaşam tarzı olduğunu iyi bilmektedir.
Bu sebepledir ki zindan direnişleri kaçınılmaz olan zafere koşar adımlarla yürümektir. Önder Apo’nun da belirttiği gibi “Devrim yürüyüşü güzel bir yürüyüştür, türkülü bir yürüyüştür hele başarılıysa rüzgarlı bir yürüyüştür” Bu yürüyüşü rüzgarlı bir yürüyüş haline getirmek başta tüm Apocu militanların ve Kürt halkının olmak üzere tüm insanlığın görevidir.
Haklı olan halk hakkını mutlaka elde edecektir.
Gülistan Gulhat