İZMİR- İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Ege Bölgesi’nde yer alan 12 cezaevini kapsayan Ocak, Şubat ve Mart ayları hak ihlalleri raporunu kamuoyu ile paylaştı. Rapor, şube binasında düzenlenen basın toplantısı ile Avukat Barış Işık tarafından açıklandı.
Av. Işık, raporlarını tutuklu aileleri ve avukatları tarafından derneklerine yapılan başvurular, ilgili kurum ve derneklerle yapılan görüşmeler, cezaevlerine yapılan avukat ziyaretleri ve tutuklular tarafından gönderilen mektuplar doğrultusunda hazırladıklarını belirtti.
Cezaevlerindeki tutsak sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Işık, OHAL döneminden kalma hak ihlallerinin ise kalıcı olmaya başladığını kaydetti. Işık, cezaevleri yönetimlerince başvurulan uygulanmaların değişiklik göstermesi dolayısıyla “keyfiliğin” ortaya çıktığını da ifade etti.
“Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde belirtildiği üzere mahpusların cezaevlerinde infazın amacı olan iyileştirme ve topluma kazandırmanın aksine, hapishaneler adeta ikinci bir cezalandırma aracı olarak kullanılmaktadır” diyen Işık, bu hususun açıkça yerel mevzuat ve uluslararası sözleşmelerin ihlali niteliğinde olduğunu vurguladı. Işık, İHD Genel Merkezi’nin güncellediği listeye göre; cezaevlerinde 458’i ağır olmak üzere 1334 hasta tutsağın bulunduğu aktardı.
Tutsakların insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama hakları olduğunu vurgulayan Işık, bu kadar hak ihlalinin olduğu bir ortamda, insanca yaşamanın mümkün olamayacağından dolayı hapishane koşullarının zaman kaybedilmeksizin düzeltilmesi doğrultusunda yaklaşım sergilemelerini talep ettiklerini belirtti.
EGE BÖLGESİNDE 299 TUTSAK AÇLIK GREVİNDE
DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, tecrite dikkat çekmek için 8 Kasım 2018 tarihinden beri süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu hatırlatan Işık, Ege Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde kalan 299 tutuklunun da açlık grevinde olduğunu bilgisini verdi.
Av. Işık, açlık grevindeki tutukluların ise “Baş dönmesi, baş ağrısı, eklem ağrıları, göz kararması, dikkat dağınıklığı, algıda zorluk, duymada zorluk, kabızlık, mide bulantısı, uyku sorunu-uyuyamama, ışığa sese ve kokuya karşı duyarlılığın artması, vücudun farklı yerlerinde uyuşma hissi, midede yanma, kramp, halsizlik, bulanık görme” şeklinde genel rahatsızlıkları olduğunu belirtti. Buna rağmen cezaevi idarelerinin tutuklulara tıbbi hakları olduğu bilinci ile hareket etmediklerini söyleyen Işık, tıbbi hakları çerçevesinde hareket edilmemiş olması nedeniyle bir kısım tutuklunun hızlı kilo kaybına maruz kaldıklarını kaydetti. Işık, yine idare tarafından açlık grevinde bulunanların alması zorunlu olan B1 vitamini, tuz, şeker, limon ve karbonatın düzenli ve yeterli miktarda verilmediği, özellikle karbonatın birçok cezaevi idaresi tarafından temin edilmediği ve tutukluların bu nedenle karbonat tüketemediklerini raporlarıyla tespit ettiklerini de ekledi.
Işık, Leyla Güven başta olmak üzere tüm tutukluların meşru talepleri doğrultusunda açlık grevlerinin sonlandırılması adına ilgililerin çözüm üretecek adımlar atması gerektiğini vurguladı.
12 cezaevinde yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı:
AKHİSAR T TİPİ CEZAEVİ: 29 Mart’ta Akhisar T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan Veysel ADIGÜZEL derneğimize yaptığı başvurusunda başta İmralı Hapishanesi olmak üzere tecridin kaldırılması için açlık grevine 1 Mart tarihinde başladığını, Türkiye’de B1 vitamininin bulunmamasından kaynaklı ailesinin kendi imkanıyla bulduğu B1 vitaminini hapishaneye yolladığını fakat B1 vitamininin kendisine verilmediğini ve Yeni Yaşam gazetesinin kendilerine verilmediğini beyan etmiştir.
MANİSA T TİPİ CEZAEVİ: 20 Şubat’ta Sedrettin Ünver Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta iken Osman Kılavuz ve kendisi ile ilgili olarak derneğimize yaptığı başvurusunda 2016 yılında aynı hapishanede darp edildiklerini, süngerli bir odada domuz bağı ile bağlanarak 4 saat işkence gördüklerini, hastaneye götürülmediklerini, Osman Kılavuz’un bu işkenceden sonra başka bir hapishaneye gönderildiğini, bu yaşananlardan dolayı kendilerine kamu davası açıldığını beyan etmiştir.
20 Mart tarihinde Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan Adem Bozkurt derneğimize yaptığı başvurusunda 2 Şubat tarihinde A17 koğuşunda 4 kişinin Leyla Güven’e destek amacıyla açlık grevine girdiğini,4 Mart tarihinde kendisiyle birlikte 6 kişinin A22 koğuşuna götürüldüğünü, daha önce açlık grevine başlamış olan Şemsettin Erdem ile birlikte Mustafa Çaçur, Arif Sezgin, Özgür Çelik ve Ferhat Kurt’un A17 nolu odada temel ihtiyaçları karşılanamaz halde odada bırakıldığını, su ısıtıcı, çay, şeker, tuz, meyve suyu dahil tüm malzemelerin alındığını, görüşmelerin hiçbir sonuç vermediğini, revir doktoru talep etmesine rağmen Şemsettin Erdem’e hala karbonat verilmediğini beyan etmiştir.
İZMİR 1 NOLU T TİPİ KAPALI CEZAEVİ: 25 Ocak tarihinde Fatime Kayadağ derneğimize yaptığı başvurusunda Mehmet Ali Kayadağ’ın 17 yaşındayken hapishaneye girdiğini, şuan İzmir 1 nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kaldığını, şizofren teşhisinin olduğunu, kendisine zorla ilaç verildiğini söylediğini, telefon hakkını kullanamadığını, son telefon görüşmelerinde ayaklarının tutmadığını ağır ilaçların etkisinden olduğunu söylediğini beyan etmiştir.
İZMİR 1 NOLU T TİPİ KAPALI CEZAEVİ: 18 Şubat tarihinde İslam Çınar Şakran 1 nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde kalmakta olan İlhami Çınar’ın ve Engin Ulugana ve Serbülent Yaman ile birlikte 25 Ocak 2019 tarihinden itibaren süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu beyan etmiştir.5 Mart tarihinde İzmir 1 nolu T Tip Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan Veysel Kemer derneğimize yaptığı başvurusunda aynı koğuşta kaldığı İlhami Çınar, Serbülent Yaman ve Engin Uluguna isimli arkadaşlarının başta İmralı cezaevi olmak üzere hapishanelerde uygulanan tecrite karşı süresiz dönüşümsüz açlık grevinin 40.gününde olduğunu, 1 Mart tarihi itibari ile kendisi ve Vedat Çelik’in de aynı sebeple açlık grevine başladığını beyan etmiştir.
İZMİR 2 NOLU T TİPİ KAPALI CEZAEVİ: 14 Mart’ta Hamdiye Kutli derneğimize yaptığı başvurusunda kardeşi Mehmet Kutli’nin Şakran 2 nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bulunduğunu,10 Mart tarihinde yaptığı telefon görüşmesinde yaşamlar ilaçlarının zamanında verilmediğini, hastaneye götürülmediğini, durumunun daha da kötüye gittiğini söylediğini beyan etmiştir.
İZMİR 3 NOLU T TİPİ KAPALI CEZAEVİ: 19 Şubat tarihinde Şakran 3 nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde kalmakta olan Nurullah Koç derneğimize yaptığı başvurusunda tutuklandığında, 1994 Mart ayında, 17 yaşında olduğunu, yaş tespitinde 16-17 yaş aralığında çıkmasına rağmen kayıtlara 18 yaşında olarak geçirildiğini, bu durumun düzeltilmesi için yardım talep ettiğini beyan etmiştir.
İZMİR 4 NOLU T TİPİ KAPALI CEZAEVİ: 11 Ocak tarihinde Şakran 4 nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan Yılmaz Suncak derneğimize yaptığı başvurusunda tiroid kanseri, astım, diyabet, yüksek kolestrol, reflü, ülser vb. hastalıklarının olduğunu, ilaçlarının geciktirildiğini ya da verilmediğini, haftada bir gün revire çıkma hakkı olmasına rağmen izin verilmediğini beyan etmiştir. 12 Şubat tarihinde Erdal Orhan Şakran 4 nolu T Tipi cezaevinde kalmakta olan Emrah Orhan ile ilgili derneğimize yaptığı başvurusunda 7-8 ay önce psikolojisinin bozulmasından kaynaklı olarak aşırı kilo kaybı yaşadığını, 2 kez intihar girişiminde bulunduğunu beyan etmiştir.
İZMİR 1 NOLU F TİPİ KAPALI CEZAEVİ: 14 Ocak tarihinde Kırıklar 1 nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan Sercan Gümüz ve Mazhar Güler derneğimize yaptıkları başvurularında televizyon ve radyolarının alındığını-kendilerine kırılarak verildiğini, kitaplarının alındığını, Abdullah Oral’ın tehdit edildiğini, İshak Dayan’ın mahkemeye götürülürken iki kez darp edildiğini, hastane ve mahkemeye giderken taciz edercesine aramaya maruz bırakıldıklarını, yazılı ve sözlü savunmalarının engellendiğini, kütüphaneye çıkamadıklarını, OHAL uygulamalarının devam ettiğini, hastaneye sınırlı sayıda kişinin gidebildiğini, kitap sınırlaması yapıldığını, görüşe gelen ailelerin birbiriyle konuşmasına izin verilmediğini, Mehmet Sait Yıldırım’ın tek kişilik hücrede tutulduğunu, kantinin çok pahalı olduğunu, yemeklerin kötü olduğunu beyan etmişlerdir.
28 Ocak tarihinde Kırıklar 1 nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan Abdülkadir Aksu bel fıtığı, apandisit ameliyatları olduğunu, cezaevine girdikten sonra hastalıkların arttığını, üç kere anjiyo, kalın bağırsak ameliyatı, prostat kanseri ameliyatı olduğunu, panik atak ve kronik yüksek tansiyon ve kulak çınlamalarının başladığını, midesinin ilaçlardan dolayı iflas ettiği ve böbrek yetmezliği aynı zamanda boyun fıtığı olduğunu, boğazında devamlı yaralar olduğunu, ağrılarında uyuyamadığını, hastaneye götürülmediğini revirde ise ilaç yazıp gönderildiğini, alay edip dalga geçtiklerini beyan etmiştir.
22 Mart tarihinde Sabiha Polat derneğimize yaptığı başvurusunda oğlu Erdal Polat’ın Kırıklar 1 nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğunu, 6 yıl kırsalda kaldıktan sonra yaralandığını, şu an sağ kolunda sakat olduğunu, vücudunun çeşitli yerlerinde yaralar ve şarapnel parçaları olduğunu, oğlu tutuklandıktan sonra çeşitli yerlere başvurularda bulunduklarını ve ameliyat olması gerektiğini söylediklerini, ameliyat İzmir’de olmalı denilerek Diyarbakır’dan Bandırma’ya gönderildiğini, Bandırma’da 3 yıl kaldıktan sonra yol parası verilmesi durumunda İzmir’e götürülebileceğinin söylendiğini, İzmir’e götürüldükten sonra ise ameliyatının yapılmadığını, 3 aydır açlık grevinde olduğunu öğrendiğini, açlık grevi sürecinde doktor kontrolünün yapılmadığını ve durumunun kötüye gittiğini söylediğini, kemikleri battığı için oturamayacak durumda olduğunu ve uyuyamadığını söylediğini beyan etmiştir.
DENİZLİ T TİPİ KAPALI CEZAEVİ: 5 Ocak tarihinde Aydın Çelik derneğimize yaptığı başvurusunda kardeşi Adem Çelik’in Denizli T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda kaldığını, yaptıkları görüşmelerde durumunun kötü olduğunu düşündüğünü beyan etmiştir.
DENİZLİ D TİPİ KAPALI CEZAEVİ: 8 Ocak tarihinde Denizli D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan Mustafa Muhammed Ali derneğimize yaptığı başvurusunda kendisinin Kobanêli olduğunu, Kürtçe kitapların verilmediğini ve Türkçe öğrenmek zorunda bırakıldığını, ağabeyi Mehmet Mehmet Ali’nin Urfa 1. Nolu T Tipinde kaldığını ve şartlı tahliyesinin olduğunu, onu GGM’ye gönderip tehlikeli bölgelerden Suriye’ye göndereceklerinden ve hayati tehlikesi olacağından endişe duyduğunu beyan etmiştir.
MENEMEN R TİPİ CEZAEVİ: 6 Şubat tarihinde Aysel Özkul derneğimize yaptığı başvurusunda kardeşi Ahmet Çelik’in Menemen R Tipi Kapalı Ceza İnfaz kurumunda bulunduğunu, 4 yıl önce gözaltındayken işkence gördüğünü, darp raporu alamadığını, 4 senedir el ve ayaklarında titreme, göz kararması, baş dönmesi, vücut fonksiyonlarında azalma olduğunu, beyninde küçülme olduğunu ve bastonla gezdiğini beyan etmiştir.
2 Mart tarihinde İstanbul Maltepe 1 nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumunda kalmakta olan Görgün Oktar İzmir Menemen R Tipi Hapishanesinde kalmakta olan Ergin Aktaş, Ahmed Hami ve Ahmet Çelik arkadaşlarının ATK’den ‘’kendi başına kalamaz’’, ‘’hapishanede kalamaz’’ raporu olmasına rağmen hapishanede olduklarını beyan etmiştir.
BUCA CEZAEVİ: 8 Mart tarihinde Zübeyda Aydemir derneğimize yaptığı başvurusunda oğlu Mehmet Demirhan’ın 6 yıldır Buca Hapishanesinde olduğunu, son görüşlerinde kendisine koğuşuna şüpheli kişilerin getirildiğini, o kişilerin kendisine sataşmasından kaynaklı olarak iki haftadır hücrede tutulduğunu söylediğini ayrıca kızı Gurbet Özkök’e kendisiyle görüşmeme cezası verildiğini beyan etmiştir.