BEHDİNAN – KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, 1 Mayıs İşçi Bayramı’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ANF’ye konuşan Karasu, “Türkiye, Kürdistan ve tüm insanlık için önemli 1 Mayıs günü kutlanacak. Bu 1 Mayıs vesilesiyle 1887’de idam edilen 4 işçi önderi ve 1977’de İstanbul’da Taksimde katledilen 34 devrimci, demokrat, işçi ve tüm 1 Mayıs şehitlerini minnet ve saygıyla anıyorum. 1 Mayıs insanlık açısından çok önemli bir gündür. Bu günün arkasındaki tarih de çok önemlidir. 1 Mayıs 1886’da işçilerin yaptığı grev vardır ve bu grev sırasında yaşanan olaylar vardır. Bu olaylar 4 işçi önderinin üzerine yüklenmiş ve 1887’de 4 işçi önderi idam edilmiştir. Bu idam edilmeler 1 Mayıs’ın tarihine çok önemli bir anlam katmıştır. 1 Mayıs dünyada giderek işçilerin birlik ve dayanışma günü haline gelmiştir. İlk dönemlerde eşit ücret, 8 saatlik işgünü çerçevesinde direnişlerin, dayanışma ve birliğin sembol günü olmuştur. 1889’da 2. Enternasyonal’in 1. toplantısında da enternasyonal tarafından emekçilerin birlik ve dayanışma günü olarak kabul edilmiştir. O günden bu güne bütün dünyada 1 Mayıs dini, inancı, kimliği, kültürü, ulusu ne olursa olsun yüz milyonlarca, milyarlarca insan tarafından kutlanmaktadır. Bugün dünyada bütün insanlığın ortak kutladığı tek gün 1 Mayıs’tır. Bütün insanlığın ortak değerlerinin yaşandığı gün 1 Mayıs’tır. 1 Mayıs günü işçiler, emekçiler gelecek özgür bir dünya için mücadele ediyorlar. 1 Mayıs’ta emekçiler kendilerine güveniyorlar, birliklerini görüyorlar, birlik olmanın gücünü görüyorlar ve böylelikle özgür geleceğe inançları daha da artıyor. Tabi ki enternasyonal tarafından resmi bir gün, yani emekçilerin günü ilan edildiği için aynı zamanda 1 Mayıs sosyalizm günüdür. Sosyalist bir dünyanın, özleminin en yüksek olduğu bir gündür. Bu yönüyle 1 Mayıs’lar aynı zamanda sosyalist bilincinin geleceğe taşınmasının günleri olmuştur. 1 Mayıslarda emekçiler arasındaki dayanışma yükseldiği gibi, aynı zamanda sosyalizm inancının, sosyalizm değerlerinin meydanlarda haykırıldığı günler olmuştur. Ama buna karşı da her zaman burjuvazinin, emek düşmanlarının, özgürlük düşmanlarının, demokrasi düşmanlarının 1 Mayıslara saldırdığını görüyoruz. Bu bakımdan 4 işçi önderinin idam edilmesinden bugüne binlerce, on binlerce 1 Mayıs şehidi vardır. 1 Mayıslarda birçok katliam yaşanmıştır. İşçilerle, emekçilerle burjuvazi arasında, faşist güçler arasında kavgalar çatışmalar olmuştur” dedi.
PKK 1 MAYIS BAYRAĞINI HEP YÜKSEKLERDE TUTTU
“Türkiye tarihi de 1 Mayısların çok kavgalı geçtiği bir tarihtir” diyen Karasu, “Hatta şunu söyleyebiliriz; Türkiye’de 1 Mayıs dünyanın birçok ülkesinden daha fazla anlama sahiptir. Bu anlamı kazandıran da 1 Mayıslardaki şehitlerdir, direnişlerdir, Türkiye’deki emekçilerin, halkların 1 Mayıs’ta meydanları doldurmasıdır. 1 Mayıs’ları faşist iktidarlara karşı birlik, dayanışma ve mücadele günü haline getirmesidir. Bu açıdan Türkiye’de 1 Mayıslar gerçekten çok önemlidir. 1977 yılında benim de içinde olduğum, beş yüz binden fazla emekçinin, aydının, demokratın katıldığı 1 Mayıs’a faşist güçler tahammül edememiş, devletin derin güçleri Taksim’de saldırarak 34 işçiyi, emekçiyi, aydını katletmişlerdir. Ben de o sırada Taksim’in göbeğinde, heykelin dibindeydim. O zaman bir grubun kortejinin içindeydim. Çatışmalar olunca tabi biz de çatışmalara katıldık. Daha doğrusu 1 Mayıs’a saldırılınca meydanda panik oldu, daha sonra da polislere karşı, jandarmaya karşı direniş oldu, bu direnişin içindeydim. Gerçekten de emekçilerin özlemlerinin, duygularının çok yüksek olduğu bir gündü, ama daha sonra Haki Karer’in katliamında yer alan Alaattin Kapan’ın bu 1 Mayıs katliamının faillerinden olduğu söylendi. Bu 1 Mayıs’tan sonra Türkiye’de 1 Mayıs’lar daha anlamlı hale geldi. Taksim meydanı da 1 Mayıs meydanı haline geldi. Sonradan birçok yıllar 1 Mayıs’lar kutlandı, polisle çatışmalar oldu, Akif Dağcı’nın ve diğer aydınların, emekçilerin şehadetleri oldu. O günden bu güne 1 Mayıs’lar Türkiye’de gerçekten özlemlerin, sosyalizm inancının, birlik ve dayanışma bilincinin güçlendiği günler oldu. Kürdistan açısından da 1 Mayıs tabi ki önemlidir. Çünkü Türkiye’nin demokratikleşmesi Kürt halkının özgürlüğü açısından önemlidir. Kürt halkı da bizim Hareketimiz de başından beri Türkiye emekçileriyle, devrimcilerle, demokratlarla 1 Mayıs’ları kutlamıştır. Biz 1 Mayısları aynı zamanda emekçi halk olan Kürt halkının birlik ve dayanışma günü olarak görüyoruz. Kürt halkının Türkiye’nin ezilenleriyle, demokratlarıyla dayanışma günü olarak değerlendiriyoruz. Kürt halkının emekçilerinin tüm dünya emekçileriyle dayanışma günü olarak değerlendiriyoruz. Bu açıdan biz her zaman 1 Mayıs’ları önemsedik. Bulunduğumuz yerlerde 1 Mayıs eylemlerine katıldık ve 1 Mayıs’ın bugüne kadar güçlü taşınmasında PKK’nin de önemli bir rolü vardır. Çünkü PKK hep sahiplendi. 1 Mayıs bayrağının yere düşürülmesini kabul etmedi. Hep 1 Mayıs bayrağını en yükseklerde tuttu. Bugün de PKK sosyalizmin temsilcisi olarak 1 Mayısları kutlamakta. 1 Mayıslarda emekçilerle, halklarla dayanışma içerisinde olmaktadır” şeklinde konuştu.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Karasu, şu hususlara da dikkat çekti:
İNSANLIĞIN BİRLİK DAYANIŞMA VE MÜCADELE GÜNÜDÜR
Artık günümüzde 1 Mayıs’lar yeni sosyalizm anlayışının, bilincinin geliştiği, gelişeceği yerler olacaktır. Reel sosyalizmin yıkılmasından sonra artık sosyalizmin devletle olamayacağını, iktidarla olamayacağını; ancak iktidar, devlet dışı demokratik yönetimlerle, halkların yönetimleriyle sosyalizm geleceği düşüncesiyle Önder Apo devletçi, iktidarcı sosyalizm anlayışı karşısında örgütlü demokratik konfederalizme dayanan, örgütlü demokratik topluma dayanan demokratik sosyalizm anlayışıyla demokratik konfederal sistem temelinde mücadele vermektedir. Bugün artık bizim açımızdan sosyalizm devletsizdir. Demokratik konfederalizme dayanan bir sosyalizm anlayışıdır. Bu yönüyle 1 Mayıs’lar aynı zamanda sosyalist bilincin tazelendiği, yenilendiği, sosyalizmde derinleşmenin sağlandığı, sosyalizmde artık bütün anti-kapitalistlerin bir araya geldiği bir gündür. Artık günümüzde kapitalizm insanlık için bir yük haline gelmiştir. Kanserli bir sistemdir. Toplumu dağıtmaktadır, insanlığı çürütmektedir. İnsanlık adına hiçbir değer bırakmamaktadır. Bu açıdan tabi ki kapitalizme karşı mücadele etmeden artık bırakalım sosyalizmi kurmayı, insanlığın değerlerini bile ayakta tutmak mümkün değildir. Bu yönüyle de artık 1 Mayıs bütün emekçilerin, bütün halkların, kapitalizmden zarar gören herkesin, hatta toplum olarak var olmak ve yaşamak isteyen bütün insanlığın bayramıdır. Bütün insanlığın birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. Biz böyle anlıyoruz 1 Mayıs’ı. Bu yönüyle 1 Mayıs’ı bütün anti-kapitalistlerle birlikte, anti-faşist güçlerle birlikte mücadeleyi yükseltme günü olarak görüyoruz. Ve 1 Mayıs’ı aynı zamanda sosyalizm bilincinin derinleştiği gün olarak değerlendirmeye çalışıyoruz. Her 1 Mayıs’ta sosyalizm tartışmaları yapıyoruz, sosyalizm anlayışımızın nasıl olduğunu ortaya koyuyoruz. Geçmişte yaşanan eksiklikleri gidererek sosyalizmi 20. yüzyılda olduğu gibi halkların yükselen değeri, umudu, özlemi haline getirmeye çalışıyoruz. Özellikle kadın özgürlükçü, ekolojik toplum çizgisiyle sosyalizmi gerçekten de sömürünün, baskının, zulmün olmadığı bir sistem haline getirmeye ve bu temelde mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu yönüyle bugün kadın özgürlük çizgisi bütün dünyada etkili hale gelmiştir. Önder Apo’nun kadın özgürlük anlayışı sosyalizmin nirengi noktası haline gelmiştir. Sosyalizmin derinleşmesini, kapsamlılaşmasını bugün kadın özgürlük çizgisi ve ekolojik toplum anlayışı sağlamaktadır. Bu açıdan 1 Mayıslar aynı zamanda kadın özgürlük çizgisinin bayrağının yükseldiği bir gündür. Böyle görmek gerekiyor. Böyle yaklaşılırsa sosyalizm doğru anlaşılır. Böyle yaklaşılırsa emekçilerin özlemleri gerçekleştirilebilir. Şu açıktır; bugün küresel kapitalizm oluşmuştur. Uluslararası tekeller oluşmuştur. Bu yönüyle artık kapitalizme karşı mücadelenin tek tek ülkelerden çıkıp bütün dünyadaki emekçilerin mücadele ortak günü haline gelmesi gerekiyor. Eskiden de tabi ki enternasyonalizm vardı. Uluslararası birlik ve dayanışma günü vardı ama bugün tüketim toplumuna dayalı küresel kapitalizm dünyasında 1 Mayıs ruhunun, yani uluslararası dayanışma ruhunun daha da derinleştiği daha da gerekli hale geldiği bir zamandan geçiyoruz. Bu açıdan 1 Mayıs artık her zamankinden daha fazla halklar için, insanlık için, bizler için gereklidir. Bu yönüyle bu 1 Mayıs’ı daha çok geniş platformlarda kutlamayı esas alıyoruz.
HALKLAR AKP-MHP FAŞİZMİNDEN TÜRKİYE’Yİ KURTARMAK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELMELİ
Şu anda Türkiye ve Kürdistan’da faşizm var. Faşizm emekçi düşmanıdır, Kürt düşmanıdır, kadın düşmanıdır, ekoloji düşmanıdır. Her türlü insanlık değeri ve kültür düşmanıdır. Bu bakımdan AKP-MHP faşist iktidarı Türkiye’deki bütün halklara, kültürlere, ezilenlere düşmandır. Kadın düşmanlığı ortadadır. Bu açıdan 2019 1 Mayıs’ının; nasıl ki 31 Mart seçimlerinde bütün demokrasi güçleri bir araya geldi, AKP-MHP faşizmine kaybettirdiyse, 1 Mayıs’ta da bütün AKP-MHP karşıtlarının, faşistlere karşı anti-faşist mücadele verecek güçlerin bir araya geldiği gün olması gerekiyor. Artık sadece seçimlerde AKP’yi geriletmek değil, bu yetmez. Çünkü bu iktidar seçimle gitmek istemiyor. Her türlü devlet imkanlarını kullanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Kürt halkı, emekçiler ve kadınlar üzerinde baskı kuruyor. Bu yönüyle bu 1 Mayıs’ta anti-faşist güçler, demokrasi güçleri bir araya gelmeli. Ortak platformlarda ortak mücadeleyi yükseltmelidirler. Bu 1 Mayıs’ta böylesi tarihi bir sorumluluk vardır. Kimse bundan kaçmamalıdır. Tek başına mücadeleyle AKP-MHP faşizmi geriletilemez. 31 Mart seçimlerinde görüldü ki, güçleri birleştirme, ortak bir hedefe doğru yürüme önemlidir ve sonuç alıyor. Faşizm geriliyor. AKP-MHP faşizmi gerilemiştir. En zayıf dönemidir. Eğer demokrasi güçleri, özgürlük güçleri, sosyalist güçler bir araya gelirse, anti-faşist mücadeleyi ortak yürütürlerse birlik ve dayanışma anlayışıyla güçlerini birleştirirlerse AKP-MHP faşizmini kısa sürede yenilgiye uğratmak, Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açmak mümkündür. Böyle bir tarihi fırsat Türkiye halklarının önüne gelmiştir. Demokrasi güçlerinin eline geçmiştir. Kadınların, gençlerin, bütün ezilenlerin önüne böyle tarihi bir fırsat çıkmıştır. Artık yapılması gereken düşünce, plan-program farklılıklarını bir tarafa bırakıp tamamen AKP-MHP faşizmini geriletmeye yönelik bir programla, bir ortak paydada buluşmayla mücadeleyi yükseltmektir. Bu yapıldığı takdirde AKP iktidarının ömrü kısadır. Zaten bu kadar hırçınlaşmasının ve saldırgan olmasının nedeni demokrasi güçlerinin mücadelesinde kendi ölümünü görmesidir. AKP
iktidarının ömrü kısalmıştır. Yeter ki mücadele edelim. Halkların öfkesi büyümüştür, Kürt halkının öfkesi büyüktür. Kadınların, Türkiye halklarının öfkesi büyüktür. AKP-MHP faşizmi Türkiye tarihinde olmadığı kadar Türkiye’yi bölmüştür. Kendi yandaşları dışında herkesi düşman olarak görmektedir. Bu zaten Türkiye’ye yapılmış en büyük kötülüktür. Bu bakımdan Türkiye’yi bu kötülükten, Türkiye’yi parçalayan bu zihniyetten, bu faşist iktidardan kurtarmak için halkların bir araya gelerek mücadeleyi yükseltmesi gerekiyor.
KÜRT HALKI HER YERDE 1 MAYISLARA EN YÜKSEK DÜZEYDE KATILMALI
Bizim 1 Mayıs’taki çağrımız budur, 1 Mayıs’tan beklentimiz budur. Kürt halkı bulunduğu her yerde 1 Mayıslara en yüksek düzeyde katılmalıdır. Bu 1 Mayıs’ta tecride karşı mücadeleyi yükseltmelidir. Önder Apo üzerindeki tecride karşı mücadeleyi Türkiye halklarının demokrasi güçleriyle birlikte yürütmelidir. Bugün zindanlarda binlerce yoldaşımız ölüm sınırındadır, bu açıdan bütün demokrasi güçleri, kadınlar, insan hakları kuruluşları, bütün siyasi partiler bir araya gelerek bu faşizme karşı, Önder Apo üzerinde uyguladığı tecride karşı, faşizmin zindanlarda uyguladığı tecride karşı, bütün Türkiye halkları üzerinde uygulanan tecride karşı mücadeleyi yükseltmeliler, seslerini yükseltmeliler. Kürt halkıyla Türkiye halklarının birliğini hem Kürtler istiyor hem Türkiye halkları istiyor. 31 Mart seçimlerinde gördük. Bu bakımdan Türkiye halkları ve Türkiye demokrasi güçleri Kürt halkının taleplerini, özlemlerini görmeli; Kürt halkı da Kürt halkının özgürlüğünü Türkiye’nin demokratikleşmesinde görerek Türkiye’deki halklarla, demokrasi güçleriyle ortak platformda mücadeleyi yükseltmelidirler.
Bu temelde bütün dünyada halkların, emekçilerin 1 Mayıs bayramlarını kutluyorum. Bu 1 Mayıs’ın kapitalizme karşı mücadelenin yükseldiği bir gün haline gelmesi özlemimizi, dileğimizi belirtiyorum. Bu çerçevede Türkiye’de bir araya gelip 1 Mayıs’ı kutlayan halklarımızı da saygıyla selamlıyorum.”