İSTANBUL – Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi direnişlerini ve gençliğin tecride karşı sorumlululakları üzerine Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyon (SGDF) üyesi Makbule Özdemir, Marksist-Leninist Komünist Parti(MLKP) tutsak yakını Aydın Akyüz, ve Grup Vardiya üyesi Ümit Yıldız konuştu.
Nuçe Ciwan Haber Ajansına konuşan SGDF üyesi Makbule Özdemir, MLKP tutsak yakını Aydın Akyüz, ve Grup Vardiya üyesi Ümit Yıldız tecridin sadece Halklar Önderi Abdullah Öcalan değil Türkiye ve Bakurê Kürdistan’da yaşayan herkese uygulandığını belirtiler.
SGDF üyesi Makbule Özdemir’de tecride karşı ve devam eden açlık grevi direnişlerine ses vermek için 3 günlük açlık grevi direnişinde. Özdemir hem bir genç hemde Kadın olmasından dolayı tecridin yaşamının her alanında uygulandığını belirterek şöyle konuştu:”Başta Leyla Güven’in başlatmış olduğu ardından yedi bin direnişçinin devam ettirdiği açlık grevine ses olmak için üç günlük açlık grevine başladım bugün son günüm. Öncelikle şunu söylemek lazım devlet gençlikten çok korkuyor en çok gençliğin dinamiğinden, gücünden korkuyor. Biz ilk gün Gebze’de direnen Annelerin yanına gittik iki genç arkadaş olarak aileler bizi geride tutmaya çalıştı çünkü devletin bize saldıracağını biliyordu gerçekten de en çok bize saldırıyorlar hatta iki gün önce bir arkadaşımız sırf bir Leyla Güven’in afişini astığı için gözaltına alındı ve bugün tutuklandı. Yani ben öncelikle ben bir kadınım bir gencim tecrit hayatımın her alanında var biz gençlerin kadınların her alanında var. Bugün bir sticker bile üniversitelerimizde yapıştırmak bizim için soruşturma sebebidir. Biz de bu tecridi yıkmak için gençlik olarak daha fazla mücadele etmeye daha fazla birlikte olmaya ihtiyacımız var.
MLKP tutsak yakını Aydın Akyüz tecridin sadece bu gün değil geçmiş tarihlerden beri sürekli uygulanmak istendiği ve buna karşı halkın ve özellikle cezaevlerinin nasıl bir direnişle karşılık verdiğini hatırlatarak şunları söyledi: ” Bugün Leyla Güven’in öncülüğünde başlatılan açlık grevleri büyük kitlelere ulaştı ve 7000 tutsağın açlık grevi eylemi de bugün itibariyle devam ediyor. Bu anlamda daha önce de örneklerini gördük, daha önce de açlık grevleri eylemlerinin T.C karşısında neleri aştığını gördük. Gerek acı çektik 2000’leri gördük, gerek 96’ları gördük, daha öncesini ailelerimiz gördü ve yaşadı. Tutsakların cezaevlerinde yapacakları en son nokta bedenlerini ortaya koymaktır. Bu anlamda onlar üzerlerine düşen en son görevi de yaptılar. Ve artık Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevleri büyük bir kitleye ulaştı.
Akyüz konuşmasına tecridin toplumun bütün yapı ve dokularına uygulandığını belirterek konuşmasına şöyle devam etti:”Tecrit çok kapsamlı aslında. Ekonomik krizle de, Türkiye’de yaşanan birçok olayla da her bireyin yaşadığı bir tecrit söz konusudur. Tecrit öğrenciyi de etkiliyor, çiftçiyi de etkiliyor, bir anneyi, bir çocuğu, bir okuyanı, bir işçiyi, maden ocaklarındaki işçileri, AVM’ler de çalışan işçileri etkiliyor, onlarda birer tecrit altında. Çünkü sabah 8’de AVM’ye gelip akşam saat 10’a kadar, 8-9’a kadar çalışan işçiler var. Çünkü artık iş yasaları da uygulanmıyor artık Türkiye de. Sola yönelik, hiçbir sağduyu yok.
Bence kaldıracaktır. Çünkü çok güçlü bir direniş. Daha önce de Sayın Abdullah Öcalan’a yapılan bu tecridin, açlık grevlerinin başlamasıyla adım atılıp, görüşmelerin yapıldığını biliyorum. Bence de bu da çok ciddi bir direniş ve ben Leyla Güvenin başlattığı bu açlık grevinin bu tecridi kıracağına inanıyorum.
Grup Vardiya üyesi Ümit Yıldız da devletin direniş karşısında korktuğunu belirterek şunları söyledi: ” Faşist devlet yaşadığımız her alanda, cezaevlerin de, sokakta her yerde tecrit politikası uyguluyor. Kuşkusuz buna direnenler de var. Arkadaşımın da dediği gibi Leyla Güven öncülüğünde açlık grevi eylemleri söz konusu.Bizde bu tecride karşı direniyoruz. Biz bu süreci, durumu yeni yaşamıyoruz devletin tecrit politikasını. 96’da da gördük, 2000’lerde de gördük, hala da yaşıyoruz. Buna karşı açlığımızla direniyoruz. Tecrit politikasına karşı. Her gittiğimiz yerde de bunu söylüyoruz. HDP binasından çıktığımızda daha 15 adım atmadan polisler önümüzü kesiyor yani bu onların korktuğun devletin korktuğunun göstergesidir. Bizim direnişimiz sürdükçe onlar korkacak ve korkmaya devam edecek.
Yıldız sözlerini şu cümleyle bitirdi: “Bizim umudumuz dimdik ayaktadır ve son olarak biz kazanacağız ve bu tecrit kırılacaktır”.
NC/Yusuf İLDIZ