ŞENGAL – DAIŞ’in 2014 yılında Şengal’e yönelik saldırısında esir alınan binlerce Şengal’li kadın’ın zulmün karanlığından özgürlüğe olan yürüyüşlerini izlerken kameralarımızı kapatıp sohbet ettiğimizde dile gelen bir gerçeklik ;” DAIŞ’lilerden olan ve esaret altında doğurulan çocuklara ne olacak ? ” sorusu ve aranan cevaplarda saklı olan bir hakikat…
Daiş’in QSD öncülüğünde coğrafi olarak varlığının sona erdirilmesi ile 5 yıllık esaretten kurtulan Şengal’lilerin hikayelerini daha önce paylaşmıştım. Şimdi ise kimi odaklardan adım adım ısıtılıp farklı yönlere evriltmeye çalışılan bir konuya dair dillendirilmeyen arka plan hesapları dile getirmek istiyorum.
2014 yılında saldırıların başlaması ile arkasına bile bakmadan kaçan ve on binlerce Şengal’liyi çetelere teslim edenlerin ortam rahatlayınca kimi gündem operasyonları ile Şengal’e yönelik ihanet politikasını devam ettirme çabalarının yeni versiyonlarından bahsetmek istiyorum.
Bir süre önce Ezidi ruhani meclisi tarafından yayımlanan fetvaa ile annesi ezidi babaları Daiş’li olan çocukların ezidi cemaatinden kabul edileceği ilan edildi.
Ardından ezidi toplumu içinde önemli bir konumda olan ruhani meclisini bu durum üzerinden adeta topa tutan çevreler hiç kuşkusuz Türk güdümlü yerel işbirlikçilerdi…
Ruhani meclisine yapılan yoğun yönelimler ardından ruhani meclisi yeni bir açıklama ile “yanlış anlaşıldık” noktasına getirildi.
Ancak olayın içerisinde olanlarla yaptığımız röportajlarda gözlemdiklerim bu tartışmalar üzerinden elde edilmeye çalışılan rantlardan çok uzak. Yaşanan gelişmeler karşısında akıllara gelen bir soru olan işbirlikçilerin bundan faydası ne? Sorusuna cevap ise hiçte zor değil. Varlığını , özgür yaşam karşıtlığı olarak kuran bu çevrelerin ; yaşam zemini, ortadan kalktıkça kendilerine yeni bataklıklar yaratma çabalarını anlamak daha da netleşiyor.
Binlerce ezidi kadını gizli antlaşmalar ile satan işbirlikçiler şimdi de bu antlaşmaların içeriksel olarak türevleri olan yeni antlaşmalar çerçevesinde ezidi toplumunda ayrışma , değersizleştirme ve Şengal’i ezidisizleştirme politikalarına tüm güçlerine ayrıldıklarını görmemek elde değil.
Bu durumu sorduğumuz bir ezidi’nin şu tespitini iyi anlamak lazım ; “İhanetle sulanmış ağaçtan dostluk meyveleri toplanamaz !”
Xemgin ROJ