BEHDİNAN – Ramazan bayramına ilişkin yazılı bir açıklama yapan KCK-Halklar Ve İnançlar Komitesi şunları belirtti: “Kürt halkı bu Ramazan’a soykırımcı Türk devletinin Mekkeli müşriklerin ilk Müslümanların inancını inkar ederek zulüm etmesine çok benzer saldırılar altında girmiştir. Bu inkar ve zulme karşı binlerce Kürt evladı, ayları aşan açlık grevi ile direnmektedir. Bir haftadır da on beş Kürt genci ölüm orucundadır. Tüm dinlerin emrettiği ahlak ve vicdanın sesi Kürt anaları da evlatları ile birlikte direniş içindedir.
Bilindiği gibi Kur’an, bir insanın oruç tutması ile ırzını, namusunu dolaysıyla ırz ve namus sınırlarına giren kimlik ve vatan gibi değerlerini savunmayı aynı ayet içinde emretmiştir. Bu emre uyanlara bir bağışlayıcılık ve büyük bir mükâfatın hazırlandığı belirtilmiştir. İslam’a göre oruçla aynı derecedeki amellerin de sevabı büyüktür. Türk devletinin Erdoğan ile birlikte İslam’ı kullanarak halk gerçekliğimizi inkar ederek yürüttüğü saldırılarına karşı direnen Kürtlerin her eylemi bir oruçtur. Oruç kadar sevabı vardır. Bu İslami ilkeden ötürü başta Bakur Kürdistan’daki halkımız olmak üzere, Müslüman tüm Kürtler için ramazan daha büyük sorumluluklarla başlamıştır. Vahşi bin Harb soylu polisleriyle Kürt analarına saldıran, halkımıza hakaret eden, şaşalı camiler inşa ederek adata kıyameti haber veren, israfta sınır tanımayan, münafıklığı İslam’ın doğruları kadar ayan beyan birinin başında olduğu inkarcı ve zalim Türk devletine karşı, halkımıza mücadelesini bu ramazanda daha da yükseltmeye çağırıyoruz. Irz ve namusunu korumakla yükümlü bir Kürdistanlı için ibadetinin direnişle birlikte olmasının sevabı daha büyük olacaktır. Çünkü inkar ve imha saldırısı altındaki bir Müslüman için direniş de ibadettir.
TÜRK DEVLET KURUMLARINA VERİLEN HER FİTRE VE ZEKAT KÜRT HALKINA BOMBA OLARAK GERİ DÖNECEKTİR
Türk devlet kurumlarına, sömürgeci devlet ile en ufak bir ilişki içinde olanlarına ve kendilerini Kürdi ad ve sıfatlar altında sunan ancak Türk sömürgeciliği ile işbirliği içindeki kurum ve kuruluşlara vereceğiniz fitre ve zekatlarınızın İslam’a göre sevabı yoktur. Çünkü bu kurum ve kuruluşlara verecekleriniz size zulümüm araçlarından olan kurşun, gaz, cop ve katliam bombaları olarak geri dönecektir. Bu Ramazan vesilesiyle Bakur ve yurt dışındaki Müslüman halkımıza bir diğer çağrımız Türk diyanetinin camilerine gitmemektir. Türk diyanetine bağlı camilerde Kürt halkına dönük, inkar, yalan, iftira, fitne fesat, katliamlara çağrı, ikiyüzlülükten başka bir şey yoktur. Her gün ulus kimliğinize, dini duygularınıza, vicdani değerlerinize hakaret ederek şahsınızda ayetleri inkar eden vaazların verildiği o camilere gitmeyin. Namazınızı evlerinizde, mahallenizde, kendi imkanlarınızla hazırlayacağınız mütevazı mescitlerinizde ve münasip mekanlarda kılmanızın daha hayırlı olacağına inanıyoruz. İftar sofralarınızı da bu duygu ve düşüncelerle kurmanızın sevabı büyük olacaktır.
BAŞUR HALKI ŞÊLADİZE RUHU İLE RAMAZAN’I GEÇİRMELİ
Bu Ramazan’daki sohbetlerinizi, vaaz ve hutbelerinizi demokratik ulusal birlik duygu ve bilincinizi daha da güçlendirecek muhtevada yapacağınıza inanıyoruz. Sömürgeci soykırımcı Türk devletinin Bakur başta olmak üzere dört parça Kürdistan’daki saldırılarında, Başur’dan ele geçirdiği ekonomik, askeri ve istihbarat desteğinin önemli bir payı olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Kürt düşmanı Türk devleti, Başur halkımızın maddi değerlerinden, emeklerinden, hakkı olanından işbirlikçileri aracılığıyla çaldıklarıyla Başur’a ve diğer parçalardaki halkımıza Baas rejimi gibi saldırmaktadır. Bu sömürgeci saldırganlığa karşı yurtseverlik, din, iman, ahlak ve vicdan her zamandan daha örgütlü ve güçlü karşı durmanızı istemektedir. Bu Ramazan’ı Şêladize ruhuyla yakın geçmişte Baas rejimine karşı verdiğiniz direnişe benzer bir direnişle bu defa TC işgalciliğine karşı geliştirmeye vesile yapacağınıza inanıyoruz.
Doğu Kürdistan halkımız rejimin baskılarının neden olduğu yoksulluk yanında yaşadığı afetten ötürü bu ramazana daha zor şartlarda girmiştir. Kendi içinde birliğini çok daha fazla geliştirmesi gereken doğu Kürdistan’daki halkımızın, bu ramazanı bir birine karşı güven ve dayanışmasını artıracağı, afetzedelere yardımdan sakınmayacağı duygu ve düşüncelerle geçirmesini temenni ediyoruz.
Rojava ve kuzey doğu Suriye halklarımız bu ramazana geçmiş bir kaç yıl öncesine göre daha olumlu bir ortamda girmiştir. Faşist soykırımcı TC’nin tehdit ve saldırıları altında olan bu bölgedeki halklarımızın bu ramazanı, geçmiş senelere göre daha olumlu bir ortamı yaratan düşünce ve mücadele etrafında kenetlenmeye vesile edeceklerine inanıyoruz. Halklarımızı demokratik ulus bilincini büyüterek örgütlülüklerini ve demokratik sistemlerini geliştirmeye çağırıyoruz.
Bu Ramazan’ı birliğinizi güçlendirmeye, küskünlüklerinizi gidermeye, dayanışmanızı artırmaya vesile yapmaya çağırıyoruz. Bu yılki fitre ve zekatlarınızı başta Rojhilat Kürdistan’daki afetzedelere olmak üzere Kürdistanlı muhtaçlara ulaştıracağına inandığımız yurtsever hayır kurumlarına vermenizi istiyoruz. Başta Kürdistanlı Müslümanların olmak üzere demokratik tüm Müslümanların, ramazanlarının hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, oruçlarının, dua ve niyetlerinin kabul görmesini diliyoruz.”