BEHDİNAN – HBDH Yürütme Komitesi, 12 Mart 1971 faşist-askeri darbe yönetimi tarafından 6 Mayıs 1972 günü Ankara’da idam edilen THKO Önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı anarak, yazılı bir açıklama yayınladı.
HBDH’ın açıklaması şöyle:
Türkiye ve Kürdistan toprakları kendini her yönüyle hissettiren büyük bir devrimci kabarış dönemine doğru hızla ilerliyor. Bir yanda yaşanan ekonomik kriz, diğer yanda egemenlerin içinde bulunduğu yönetememe hali her geçen gün derinleşiyor. İşsizlik, açlık, yoksulluk, her an bir toplumsal patlamanın gerekçesi olabilecek şekilde ezilenlerin yaşamının orta yerinde duruyor. Yoksunluk ve geleceksizlik, ejder meyveleriyle beslenen küçük bir azınlık dışında bütün bir toplumun yaşamsal sorunu haline gelmiş durumda.
Henüz bir fırtına halini almasada, işçilerin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin irili ufaklı ve yaygın eylemlilikleri sürekli bir hal almış durumda. Yıllardır başkaldırısı sindirilemeyen Kürt halkından, kadının ezilmişliğine karşı isyana duran kadınlara; bir çok fabrikadaki grev hazırlıklarından, onlarca işyerinde süren işçi direnişlerine, KHK’larla işlerinden atılan emekçilerden, atanamayan öğretmenlere, emeklilikte yaşa takılanlardan, doğanın yıkımına karşı direnen köylülere kadar toplumsal bütün dinamikler tetikte.
Toplumsal kesimlerin neredeyse bütünü sorunlarını anlatırken kurdukları cümlelere “Sonunda Silivri’de olsa söyleyeceğim.” yada “İsterlerse beni assınlar!” diyerek başlıyorlar. Tüm bu olgular toplumun, köklü bir değişimin gerekliliğinin ve bu değişimin cüret ve bedel gerektirdiğinin farkında olduğunu anlatıyor bize.Bütün toplumsal kesimlerin yaşamındaki sorunlar kısmi ve geçici hiçbir çözümle halledilemeyecek bir keskinliğe ulaşmış durumda. Onyılların kanı ve irinini üzerinde barındıran faşist devlet artık halklarımızın hiçbir derdine derman olamaz.
Mayalanmakta olan şey, köklü bir değişim, büyük bir altüst oluş. Devrim…
HALKLARIN BİRLEŞİK DEVRİMİ!..
47 yıl önce ölümsüzlüğü kucaklayan büyük devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı bugün bu şartlarda anıyoruz. 47 yıl önce uğruna darağacına çıktıkları Devrim, şimdi çok daha canlı ve güncel, çok daha yaşamsal ve ulaşılabilir bir hedef olarak önümüzde. Denizler ve 71 devrimci çıkışının önderlerinin yaşamları ve eylemleriyle sarsılmaz temellerini attıkları Devrimci mücadele, on yıllardır kitlelerin ve öncülerinin militan ve yiğitçe girişimleriyle sürüyor.
Faşist bir düzeni yıkmayı hedefleyen bütün devrimlerin tarihi, bunun şiddetli çatışmalarına ve bu çatışmalar sırasında emekçi insanlığın büyük özverisine, yiğitçe eylemlerine ve kahramanca örneklerine tanıktır. Yeni bir toplumun kurulması mücadelesi kahramanca girişimleride gerektirecektir. Denizlerin giriştiği eylemler bu tarihsel bakış açısı ve cüretin ürünüdür.
Bu topraklarda Devrim ve Sosyalizm düşüncesi ve eylemi derin ve sağlam köklere sahiptir. Denizlerin darağaçlarında canları pahasına savundukları devrim mücadelesi halklarımızın yüreğinde yer edinmiş her türlü çabaya rağmen yok edilememiştir. Devrim her dönem halklarımızın bağrından kendi Denizlerini yaratmış, onların yaktığı ateşi hiç söndürmemiştir. Ve Denizlerin önemi değişmemiş azalmamış yitmemiştir.
Çünkü Denizler halklarımızın devrim isteminin somut ifadeleridir.
Çünkü Denizler başkaldırının, isyanın , ayaklanmanın simgeleridir!
Çünkü Denizler, zafere inancın göstergesidir!
Çünkü Denizler cüretin cisimleşmiş hali, Devrimim ta kendisidir!
Bugün içinde bulunduğumuz koşullarda zafer bizden daha çok Deniz ve daha fazla Denizleşmeyi istemektedir! Birleşik Devrim bizden Denizlerin, İbrahimlerin, Mahirlerin cüretini kuşanmamızı, bu cüretle zafere ilerlememizi istemektedir.
Büyük devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın Yüce anıları önünde saygı ile eğilirken bir kez daha haykırıyoruz; Uğruna can verdiğiniz Devrim düşünü gerçekleştireceğiz!
Birleşik devrimi kazanacağız!”