HABER MERKEZ – 20 yılı aşkın süredir İmralı Adası’nda tutulan halklar Önderi Abdullah Öcalan ile 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana görüşemeyen avukatları, 8 yıla yakın bir süre sonra müvekkilleri ile ilk kez görüşme gerçekleştirdi. Adaya getirildiği günden bu yana Anayasa ve yasaların dışında özel uygulamalara maruz kalan Halklar Önderi Öcalan’la yapmak istedikleri görüşmelere, içerisinde bulunulan siyasal atmosfere göre “Hava muhalefeti”, “Koster bozuk”, “Koster onarımda” gibi gerekçelerle zaman zaman görüştürülmeyen avukatları, 27 Temmuz 2011 tarihinden itibaren adaya götürülmeye başlanmıştı.
YASAK GEREKÇELERİ NEYDİ?
O tarihten sonra özellikle 2013-2015 yılları arasında “çözüm süreci” döneminde devlet ve İmralı heyetleri gidip Halklar Önderi Öcalan ile görüşürken, avukatlarının İmralı’ya gidişlerine “OHAL” ve “5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun gereğince hükümlüler hakkında getirilen kısıtlamalar” gerekçe gösterilerek izin verilmiyordu.
İmralı Heyeti üyelerinin Halklar Önderi Öcalan’la 5 Nisan 2015 tarihinde yaptığı son görüşme sonrası AKP Hükümeti çözüm sürecini sonlandırdı. Halklar Önderi Öcalan’dan uzun süre haber alınamaması üzerine, aralarında Leyla Güven’in de olduğu 50 Kürt siyasetçinin tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi, 11 Eylül 2016’de kardeşi Mehmet Öcalan’ın İmralı Adası’na giderek görüşme yapmasına izin verilmesiyle sona ermişti. Ancak o günden sonra PKK lideri ile hiçbir görüşme yapılamaması üzerine DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Leyla Güven, tecridin kaldırılması talebiyle 7 Kasım 2018’de yeniden açlık grevine başladı. Bu eylemi sonucunda devletin geçtiğimiz 12 Ocak’ta Mehmet Öcalan’ın yeniden adaya giderek 15 dakikalık bir görüşme gerçekleştirmesine izin vermesine rağmen, Leyla Güven tecride bir bütünen son verilmemesi nedeniyle eylemine devam etme kararı almıştı.
Leyla Güven eyleminin 180’inci gününe girerken, cezaevindeki binlerce tutuklu ile birlikte dışarıda ve ülke dışında birçok isim aynı taleple açlık grevine başladı. Son olarak 30 Nisan’da 15 tutuklu ölüm orucu’na başladıklarını duyurdu.
GÖZLER AVUKATLARA ÇEVRİLDİ
Tecrit konusunda tepkiler her geçen gün büyüyüp, hükümetten bu konuda adım atması beklenirken, Asrın Hukuk Bürosu’ndan yapılan açıklamada Halklar Önderi Öcalan ile 2 Mayıs’ta bir görüşme gerçekleştiği bilgisi gündeme bomba gibi düştü.
Bu görüşmeye ilişkin Taksim Hil Otel’de düzenlenen basın toplantısında, Halklar Önderi Öcalan ve yine adada bulunan diğer 3 ismin altında imzaları bulunan mesajları kamuoyu ile paylaşıldı.
“İçinden geçtiğimiz tarihi süreçte derin bir toplumsal uzlaşmaya ihtiyaç vardır” vurgusunda bulunulan mesajda, süren açlık grevleri konusunda ise; “Cezaevleri içindeki ve dışındaki arkadaşların direnişlerine saygı duymakla birlikte, sağlıklarını tehlikeye atacak ve ölümle sonuçlandıracak konumlara taşıracak noktaya taşımamalarını önemle belirtmek isteriz” denildi.
İmralı’nın sesinin 12 Ocak’tan sonra ilk kez duyulmasının yanı sıra gerçekleşen görüşmeye dair öne çıkan diğer önemli nokta, görüşme başvurusu sürecine dair paylaşılan bilgiler oldu.
Buna göre, 8 yıla yakın süre içerisinde yapılan 810 görüşme başvurusuna ret yanıtı veren Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, 811’inci başvuruya olumlu yanıt verdi. Bu kararda yaklaşık iki hafta önce Bursa Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itiraz etkili oldu. İmralı’ya dair şimdiye değin yapılan tüm başvuru ve itirazları reddeden mahkeme, avukatların İmralı’daki tüm müvekkilleri ile görüşme yasağını kaldırdı.
2 AVUKATIN BAŞVURULARINA RET
Bu karar üzerine avukatlar Newroz Uysal, Rezan Sarıca, Faik Özgür Erol ve İbrahim Bilmez Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Yapılan başvuru değerlendiren savcılık, avukatlardan Faik Özgür Erol ve İbrahim Bilmez’in başvurularını reddedip, sadece diğer iki ismin başvurularını kabul etti.
DİĞER İSİMLERLE GÖRÜŞTÜRÜLMEDİLER
Bu kararla birlikte savcılığın altına imza attığı bir diğer hukuksuzluk, mahkemenin avukatların “tüm müvekkilleri ile” görüşme yasağını kaldırmasına rağmen, adada bulunan diğer müvekkilleri Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar ile görüşmelerine izin verilmemesi oldu.
GÖRÜŞMELERİN DEVEM EDİP, ETMEYECEĞİ NET DEĞİL!
Hukuki açıdan bu tabloya dair açıklamada “Sayın Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nde 8 yıla yakın bir süre avukatları ile görüştürülmeyip diğer üç müvekkilimiz ile henüz hiçbir görüşme gerçekleşmemesi ve başvuru yapan avukatların bir kısmının görüşme talebinin ret edilmiş olması avukat ve aile görüşme hakkının devamlılığı ile hukuki güvenliğin sağlanması konusunda bizleri kaygılandırmaktadır. Avukat görüşmelerinin periyodik olarak devam edeceğine dair bir bilgi ya da öngörü bizde de, müvekkilimizde de mevcut değildir” denildi.
Bu muhlaklığın en önemli göstergesi ise, bu görüşme sonrası 6 Mayıs Pazartesi (bugün) için yapılan aile/vasi görüş başvurusunun herhangi hukuki engel olmamasına rağmen kabul edilmemesi oldu.