HABER MERKEZİ
Akademisiz, projesiz, sistemsiz hiçbir sorun çözülemez
Toplumuna karşı sorumlu olan kadınların ekonomi gibi yaşamsal bir konuyu kurnaz ve zalim erkeğe teslim etmesi kabul edilemez. Emek sarfeden kadın bu emeğine bilinçlice sahip çıkarken, kendisiyle birlikte çevresini de örgütlemek ve bilinçlendirmek zorundadır. Kadınların aile içerisinden tutalım, katıldığı tüm iş sahalarında ve alanlarda başarılı olmalarına rağmen halen kendilerini ekonominin asıl sahibi, yapıcısı ve geliştiricisi olarak görmemeleri kapitalist modernitenin yürüttüğü ideolojik ve psikolojik savaşla ilgilidir. Kadınların kendilerini kapitalist modernitenin zihniyetiyle ele almalarıyla bire bir bağlantılıdır. Bu nedenle kapitalist modernitenin bakış açılarını ve kadını meta-ucuz iş gücü gören yaklaşımlarını reddederek, zihniyet boyutunda kendilerini eğitmeleri, sorumluluk almaları, örgütlenmeleri ve mücadele etmeleri zorunludur.
Devletçi uygarlık sistemine geçerken Sümer rahipleri insanları önce zihniyet boyutunda ikna ederek, sistemlerini bu zihniyet yapısı üzerinde inşa etmişlerdir. Toplumsal yaşamın özüne ters olan bu sistemi değiştirmek de önce zihniyette olacaktır. Biz de sistemimizi önce zihniyette inşa etmeliyiz. Bir şeye inanmak ve bunun zihniyette alt yapısını oluşturmak yapılacak işin yarısı olmaktadır. Zihniyet aydınlanması da öncelikli olarak eğitim gerektirir. Bu açıdan Kadın Ekonomi Akademileri kurarak burada kendi yaşam koşulları doğrultusunda projelerini tartışmaları, komünal yaşam tarzını ona göre örgütlemeleri çok önemlidir. Dünyada gelişen devrim örneklerine baktığımızda kadının aktif katılımı olmasına rağmen, kadın özüyle uyumlu bir ekonomik sistem kurulamamıştır. Aslında bunun bilinci oluşmadığı için sistemi de oluşmamıştır. Ekonomi akademileri bu açıdan önemlidir. Kadın kendi alanında bunu örgütleyeceği gibi genel olarak oluşturulacak ekonomi akademilerine aktif katılım sağlayarak da önemli katkılar sunabilir. Akademisiz, projesiz, sistemsiz yaşanan sorunların üstesinden gelinemez. Kadın ekonomiden nasıl dışlandı ve tekrar ekonomi ile nasıl bulaşacak? konularını tartışacak ortamlar oluşturulmaksızın hiçbir gelişme sağlanamaz. On beş- yirmi kişinin bir araya gelerek oluşturacakları akademiler her tarafta yaygınlaştırılabilir ve kadınların sahipleneceği güçlü çalışmalar ortaya çıkarabilir. Bunun bilincini yaymak ve komünal yaşam tarzının geliştirilmesi kadının öncelikli görevidir.
Kapitalist modernite kadın sömürüsü, talanı ve katliamıyla güncellenmektedir
Ekonomik sorunlar kadının ekonomiden uzaklaşmasıyla baş gösterdiğine göre, bu sorunların çözümü de kadının bu alanda kendini doğru örgütlemesiyle olacaktır. Kadınların kapitalizmin ekonomi diye dayattığı soygun-gasp ve talan sisteminin tüm boyutlarıyla bilincinde olarak örgütlenmeleri bunu yaşamın her alanında geliştirmeleri yaşamsal değerdedir. Günümüzde ekonominin her alanında yer almalarına rağmen kadınların örgütlü olmaması, emeğinin belirgin olarak açığa çıkmasını engellemektedir. Örneğin tarım sektöründe çalışanların % 80’inden fazlası kadındır. Ancak kadınların bu sektörde kendilerini sorumlu görmemesi, sadece ucuz işgücü olarak çalışmalara katılması kadın emeğinin sömürülmesini en üst boyuta taşımaktadır. Tarım sektörünün tüm yükünü çeken kadınların hiçbir sosyal güvencesi yoktur. Kürdistan’ın boşaltılmasıyla birlikte kendi topraklarından kopartılarak, şehirlere göçertilen halk gerçekliğimizde en fazla kadın ve çocukların yaşam koşulları kötüleşmiştir. Günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için Türkiye’ye giden, tarım sektöründe çalışan analarımızın ve genç kızlarımızın yaşadıkları zorluklar ve karşı karşıya geldikleri sorunlar kabul edilemez bir aşamaya ulaşmıştır. Aile ekonomisine katkı sunmanın çabası içindeki kadınlarımızın mevsimlik işçi olarak hiçbir yaşam güvenceleri yoktur. Bu alanda kadın emeğinin sömürülmesi en üst boyutlarda seyretmektedir. Yoğun emek sömürüsü yanında yaşam garantisinin dahi olmadığı bu alanlarda her yıl yüzlerce kadın hayatını kaybetmekte, yüzlerce kadın hayatı karartılmış bir şekilde memleketine dönmekte, tecavüz, taciz ya da farklı saldırılara maruz kalmaktadır. Kadın karşıtı sistemin varlığı kadın sömürüsü, kadın talanı ve katliamıyla güncellenmektedir. Bu anlamda kadının ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasının önüne geçilmesi, sosyal güvencelerinin sağlanması yani fiziki-ruhi ve duygusal katliamının önüne geçilmesi, açısından kadınların kendi örgütlülüğünü kurması önemlidir.
Önder Abdullah Öcalan’ın, ‘Aile, kadın etrafında oluşur. Kadınlar üreticidirler. Ürettikleriyle kendi ekonomik sorunlarını çözebilirler. Mesela bir tarla kiralayarak organik tarım yapabilirler. Böylece işsizlik sorununun çözümünde katkıları olur.’ belirlemesi kadınların ekonomik sorunların çözümünde sunabilecekleri katkıları açıkça ortaya koymaktadır. Küçük görünen ama özünde eylem olarak büyük olan adımlardır bu örnekler. Mevsimlik işçi olarak hiçbir garantisi olmayan iş ve yaşam koşulları yerine Kürt kadınları kendi topraklarında üretime daha aktif katılabilirler. Toprakla bağlarını daha güçlü olarak kendi ülkelerinde sağlayabilirler. Bunun için komün tarzı örgütlemeler geliştirilebilir. Kadınların bu konuda girişimci olmaları gerekmektedir.
Kürdistan koşullarında en iyi geliştirilebilecek organik tarım koşullarının geliştirilmesine, üretim-tüketim ve dağıtım kooperatiflerinin kurulmasına kadınların öncülük etmesi önünde ciddi bir engel yoktur. Aktif örgütleyen ve çalışan olarak yer alması, kadınların emeklerine sahip çıkması açısından önemlidir. Komünal tarzda geliştirilecek böylesi örgütlenmeler, kadınların sosyal yaşam güvencesini de beraberinde getirecektir. Kendi çalışma sahasını kendisi yarattığı gibi yaşamını da ona göre tanzim edecektir.
Kooperatif ve komünlerin, yine yaşamın her alanında örgütlülüğün oluşturulması kadın açısından önemlidir. Bu tarz örgütlenmelerin sadece ekonomik örgütlenmeler olarak ele alınması yetersiz bir yaklaşım olacaktır. Demokratik özerkliğin inşasında ahlaki ve politik toplum esaslarına göre yaşamın her alanında kadının öncülük etmesi önemli bir durumdur. Bu tarz örgütlenmelerle kadınlar yaşamın her alanında aktif örgütlenir, komün, meclis ve kooperatiflerle örgütsüz bir tek insan bırakılmazsa, ekonomik olarak yaşanan sorunların da önüne geçilmiş olur. Kadının ekonomik yaşama katılma gücünü küçümsememek kadar kadının ev içinden tutalım her türlü iş alanlarında kendini etkin kılması onun ekonomiye kazandırılması açısından önemlidir.
Bu tarz örgütlenmeler için öyle çok fazla uzaklara gitmeye de gerek yoktur. Kadın için gerekli olan özünde bulunan komünal değerleri yaşamsallaştırmasıdır. Kadının yaratıcılığını burada örgütlü güce dönüştürmesi, çalışmalarda bu esaslar üzerinden işbölümüne giderek gücüne göre katılımı esas alması her kesimin çalışmalara katılımı açısından hayati değerdedir.
Abdullah Öcalan Sosyal Bilimler Akademisi
Devam edecek…