SOLOTHURN – İsviçre’de 12 yıldır düzenlenen Hasan Kızıler Gençlik Kültür ve Spot Festivali bu sene Solothurn kantonunda gerçekleştirilecek. Festival 18 Mayıs günü saat 12:00’da Hans-Huber-Strase 41-43, 4500 Solothurn’da başlayacak. Festivali Tevgera Ciwanên Şoreşger ve Jinên Ciwan ên Azad aktivisti gençler organize ediyor. Aylardır yoğun bir hazırlık çalışması yürüten gençler, hazırlıklarını sonlandırmak üzere oldukları festivali tecride karşı verilen tarihi direniş sürecinin bir parçası olarak görüyorlar.
Festival Hazırlık Komitesi adına Tevgera Ciwanên Şoreşger aktivisti Umut Sîdar Yıldırım ile bir röportaj gerçekleştirdik ve festival ile sürece dair görüşlerini aldık.
Bize bu seneki Hasan Kızıler Festivali’nden biraz bahsedebilir misin?
Her yıl Şehit Mazlum (Hasan Kızıler) adına yaptığımız, gelenekselleşen Gençlik Kültür ve Spor Festivalimiz’in bu sene 12.’sini düzenleyeceğiz. Bu sene “Tecridi Kıralım, Faşizmi Yıkalım, Önderliği Özgürleştirelim” şiarıyla düzenlediğimiz festivalimizi Özgürlük Hareketi’ne İsviçre’den katılmış ve Eylül 2018’de Gabar’da ölümsüzleşmiş olan Dijwar Agir’a adıyoruz. Hazırlıklarına 3 ay öncesinde başladık festivalin. Hem tekniki hem de toplumsal çalışmaların sonuna geldik.
Festival neden Hasan Kızıler adına düzenleniyor?
Şehit Hasan Kızıler, halkımızın ne yazık ki bir gerçeği olan sürgün sonucu ailesiyle genç yaşlarına kadar İsviçre’de yaşamış, bu süreçte Özgürlük Hareketi’yle daha yakından tanışmış bir Kürt genciydi. Avrupa’da yurtsever gençliğin yayını olan Stêrka Ciwan çalışmalarında yer almış, ancak kapitalist modernitenin merkezinde halkına yeterince faydalı olamayacağını düşünüp, 1995 yılında yönünü Özgür Kürdistan Dağları’na çevirmiş, PKK saflarına katılmıştır. Mazlum kodunu alan Hasan Kızıler Arkadaş henüz 1 aylık gerilla iken işgalci Türk devletinin savaş uçaklarının Medya Savunma Alanları’nı bombalaması sonucu 7 arkadaşla beraber şehit düşerler.
Biz de İsviçre’de yaşayan Kürdistanlı gençler olarak Şehit Hasan Kızıler’in yaşamı ve mücadelesini unutturmamak, anılarını ve amaçlarını yaşatmak adına gençlik festivalimizi O’nun adına düzenliyoruz. Çünkü O’nun yaşamı ve mücadelesi bizler açısından örnek alınması gereken bir yaşamdır. Biz O’nun mücadelesine layık olmaya çalışıyoruz.
Festivale gelecekleri neler bekliyor?
Öncelikle 12.’sini yapacağımız Hasan Kızıler Festivali’ne çok yoğun çalışıp hazırlandık. Umuyoruz ki İsviçre’de yaşayan halkımız gereken ilgiyi gösterir ve güzel bir sinerji yakalarız. Mayıs ayı direniş tarihinde önemli bir yere sahiptir. Parti öncülerimizden Haki Karer ve Halil Çavgun’un yanı sıra mücadele tarihimizde büyük yer edinen birçok devrimci Mayıs aylarında şehadete ulaşmıştır. Dörtlerin zindan direnişi yine bu tarihte olmuştur. Biz de direnişi selamlayıp halkımızla birlikte Mayıs Ayı Şehitlerimizi anacağız.
Gerçekten tarihi bir direniş sürecinden geçiyoruz. Böyle bir süreçte festivalimizi gerçekleştiriyoruz. Heval Leyla’nın tecride karşı başlattığı direnişe çok geçmeden Hewlêr’den cevap olan yoldaşımız Nasır Yağız’ın canlı bağlantısıyla festivalimize coşku ve moral katacağını söyleyelim. Bunun haricinde konserlerimiz olacak. Sanatçı arkadaşlarımız Çetin Oraner, Serhat Çarnewa, Medî, Yunus Piran, Seyda Perinçek ve İsviçre Folklor Grubu festivale sesleriyle, sözleriyle ve renkleriyle katkı sunacaklar. Yine çocuklar için kuracağımız çocuk oyun alanları olacak. Basın birimimizin hazırlamış olduğu bir sinevizyon gösterimimiz de var. Bunun ardından tecridi kırma mücadelesinde büyük bir öncülük yapan Analarımız başta olmak üzere konuşmacı davetlilerimiz olacak. Tabii spor turnuvalarımızı da gerçekleştireceğiz. Alanda bulunan profesyonel sahalarda voleybol turnuvası, alanda kurulacak sahada satranç turnuvası, masa tenisi turnuvası ve gençlere yönelik çeşitli oyunlar olacak.
Tüm bu hazırlıklar, Önderliğimizin bizlere işaret etmiş olduğu ahlaki-politik ve özgür toplumun inşasında rol oynayacak Kürt gençleri için yapılıyor.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a karşı geliştirilen tecrit işkencesine karşı büyük bir direniş veriliyor. Süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri ve Ölüm Orucu Direnişi ile beraber giderek yoğunlaşan ve büyüyen bir direniş süreci var. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsun?
9 Ekim’de başlayan devletlerarası komplo ve 15 Şubat Roja Reş ile Önderliğimiz esir alındığından beri süregelen bir tecrit var. Özellikle son 8 yıldır Önderliğimiz avukat görüşmesi gerçekleştirmemiş bunun yanında kendisine telefon, gazete, radyo ve televizyon gibi haklarının hiç biri verilmemiştir. Tüm bunların yanında faşist Türk devleti Önderliğimizin sağlığını bozacak uygulamaları da devreye koymuştur.
Bugün Heval Leyla’nın başlatmış olduğu ve 6 ayı aşan bir direniş sürecini yaşıyoruz. Tabii ki biz direniş tarihi çok köklü ve güçlü olan bir halk, hareket ve Önderlik gerçekliğine sahibiz. Bu fedaice direnişin zafere ulaşacağından hiçbir şüphemiz yok. Önderliğin İmralı’daki kutsal direnişinden güç alarak bugün dünyada söz sahibi olan bir gençlik haline geldik. Bugün arkadaşlarımız dünyanın her yerinde eylem halindelerse, bu Önderliğin çizmiş olduğu paradigma, yaratmış olduğu felsefe ve direniş ruhundan ileri gelmektedir. İşte bu yüzden Önderliğimize uygulanan tecrit bütünen Kürdistan ve tüm Ortadoğu halklarına uygulanmaktadır. Bu tecrit en çok da biz gençlere uygulanmaktadır.
Süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri ve Ölüm Orucu Direnişi ile beraber dünya halkları da bunun farkına vardı. Dünyanın her yerinden tecrit kırılsın mesajları gelmeye başladı. Tabii ki direniş belli sonuçlar vermeye başladı, fakat biz artık faşist devletin kandırmaları, gündem saptırmalarına, Bizans oyunlara kanacak değiliz. Bu çerçevede direnişle birlikte son seçimlerde aldığı darbe, içinde bulunduğu ekonomik kriz ve Rojava denkleminde girdiği çıkmaz yolda son bir hamle ile bu faşist hükümeti tarihin çöp sepetine yollayacağımızı, halkların çok arzuladığı barış ve özgürlüğe çok yakın olduğumuzu belirtebilirim. Bu hamleyi zafere götürecek olan esas güç ise Kürt gençliğidir. O yüzden Kürt gençliğinin süreci doğru anlaması ve bir seferberlik ruhuyla katılması gerekiyor.
Festivale katılmayı düşünenlere ne söylemek istersin?
Buradan başta genç yoldaşlarımız olmak üzere İsviçre’de yaşayan tüm halkımızı ve dostlarımızı, kapitalist modernitenin merkezinde ona karşı gerçekleştireceğimiz ve bu direniş sürecinin bir parçası olarak gördüğümüz 12. Hasan Kızıler Gençlik Kültür ve Spor Festivali’ne güçlü bir şekilde katılmaya davet ediyoruz.