İSTANBUL – Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı başlatılan açlık grevi ve ölüm oruçları direnişlerine ses vermek için Kurdistan ve Türkiye’deki gençlik ve sol, sosyalistlerin desteği gün gittikçe artmakta.
Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Murat Pircan Yaratan açlık grevi ve ölüm oruçlarının yanı sıra gençliğin sürece etkisi ve sosyalist kesimlerin süreçteki rolerini Ajansımıza anlattı.
Konuşmasına açlık grevi ve ölü orucundaki direnişçileri selamlayarak başlayan Yaratan: ” Öncelikle bu direnişi başlatan, büyüten başta Leyla Güven ve büyüten hapishane direnişçilerini selamlayarak başlamak gerekiyor. Onlar bir anlamda buradaki sessizliği buradaki durgunluğa bir düzey kabul edinmişliğe karşı bir itirazda bulundular ve mücadelenin seyrini değiştirecek bir yönteme ortaya koydular. Bu yöntem de direniştir”.
Açlık grevi direnişçilerinin, direniş geleneğinin tekrardan hatırlatıldığını dile getirerek şöyle devam etti konuşmasına: ” Direnişçiler, tekrar direniş geleneğini bize hatırlattılar. Bu faşizme karşı mücadelede direnmenin önemini ve direnmenin emhiyettini tekrardan hatırlattılar. O noktada onları selamlamak gerekiyor. Eylemin başlama gerekçesi olan eylemin öznesi olan şey elbette ki Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki mutlak tecrittir. Bunun kaldırılması için başlatılan açlık grevleri sadece bu anlam üzerinden değerlendirmemek gerekiyor. Öcalan üzerindeki tecrit sadece Öcalan üzerindeki demek değildir. Ortadoğu coğrafyasında, Mezopotamya da Türkiye halklarına olan tecridin adıdır. Barışa uygulanan tecridin adıdır. Tecrit bu noktada ülkenin uygulanmayan yasalarına bir atıf, demokrasi barışa olan özlemin göstergesidir. Bu noktada Öcalan’ın üzerinde ki tecridin kaldırılması bu ülkede ki demokratikleşmenin yolunu açacak ve aynı zamanda tekrardan barışın tesis edilmesine bir adımı olacağı bir gerçektir. Öcalan bir halkın temsilcisidir, toplumun topyekün görmesini düşünüyoruz”.
Tecridin sadece Sayın Öcalan’ın üzerinde uygulanmadığını söyleyen Yaratan, bir bütünen Ülke’nin tecrit altında olduğunu söyleyerek: “Açlık grevlerinin şöyle bir anlamı var. Tecrit sadece Öcalan üzerinde değil bir bütün toplum üzerindedir. Gençlik üzerinedir. Bu gün ülkemiz özellikle Suriye tarafı duvarla örülmüştür bu ülke artık topyekün bir tecrit altındadır. Tecrit altında olan Sayın Öcalan değil bu ülkenin kendisidir. Bu gerçeklikle yüzleşmek gerek.
Yaratan sözlerine sol, sosyalist hareketlerinin süreçte gereken rolü oynamadığını dile getirerek şunları söyledi: ” Evet beli sol örgütler bu noktada adım attık, ama bu tam kapsayıcı olmadı. Bunun birçok sebebi var. Bir faşizmin yoğun baskıları iki yaşadığımız daralma üç de Türkiye sol hareketlerinin bilinç bulanıklığı buna sebebiyet vermektedir diye düşünüyoruz. Sol hareketler özellikle bu gün CHP’nin bu kadar parlamasının nedeni iki sermaye grubu arasında ki yaşanılan kavgada bir sermaye grubunu temsil eden CHP’nin parlatılması sürecinde sol’un bir kısmının buraya yedeklenme durumun da olduğunu görebiliyoruz. Bu süreç aslında bizim için demokrasi it ifaakı’nın demokrasi cephesinin faşizme karşı mücadele edenlerin mücadelesini turnusol kağıdı gibi bir süreç geçirdik. Bu direnişi büyütmek hepimizin görevidir. Bir çok dünyada ve Türkiye’de yaşanılan açlık grevi ve ölüm oruçlarının süreçleri öznesi olan sol, sosyalist hareketin bu noktada tavır alması gerekmektedir. Bu noktada söz söylemesi gerekmektedir. Bu noktada taşın altına elini koymakta imtinat etmemesi gerekmektedir”.
Son olarak mücadelenin sokakta büyütüleceğini söyleyen Yaratan: ” Yaşadığımız bu süreç bize direnişin yolunu göstermektedir. Faşizme karşı mücadelede direnerek ancak kazanabilirsin. Faşizme karşı mücadelede ancak ve ancak yan yana durarak durabilirsin. Bizim buradaki temel misyon ve görevimizin başta bu ülkede ki demokrasi talepçileri bu ülkenin sosyalistleri, solcuları, yurtseverlerinin gerçek manada söz olarak değil pratik olarak ve sokaklarda yan yana gelip buradan büyütmemiz gerekmektedir. Bu gün sandığa sıkışmış siyaset tekrardan kendini boşa düşürdü iktidar tarafından boşa düşürüldü. Sandık artık meşrutiyetini yitirmiş durumdadır. Bundan sonraki görevi bundan sonraki sorumluluk sokağa dahildir. Sokakta bu işi örgütleyip örgütleyemiyeceğimizi sokakta büyüyüp büyüyemiyeceğimizi sokakta yan yana durup duramayacağımıza bağlıdır buradan yapılacak çağrı yan yana durabilmektir”.
NC/Aldar DİREN