HABER MERKEZİ
Kürdistan Gençlik Hareketi:
Kürdistan gençlik hareketinin tarihini incelerken tüm Kürdistana etkide bulunmuş bir gençlik hareketinin PKK öncesinde çok gelişmediğini görüyoruz. Yerel, parçayla sınırlı kalan hareketler gelişmiş olsalar da tüm Kürdistanı kapsayan bir hareket Önder Apo’nun öncülüğünde gelişmiştir. Önder Apo bu hareketi başlatırken hem dünya hem de Kürdistan da gelişen hareketleri incelemiş bunların deneyimlerinden yararlanmıştır. PKK bir gençlik hareketi olarak doğmuş, halk hareketi haline gelmiş olsa da gençlik hareketi özünü hep korumuştur. Kırk yıla varan bir mücadelede yüzlerce Önder gençlik kadrosu çıkmıştır. Biz bu yazımızda dört arkadaşı işleyeceğiz.
Ali Çiçek:
Ali Çiçek Hilvanlıdır. Apocu hareketin Kürdistana yöneldiği süreçte hareketle ilişkilenir ve hareketin kadrosu olur. Ali Çiçek denilince genç olması ve 14 Temmuz Ölüm orucu eyleminde şahadete ulaşmış olması ilk akla gelen şeylerdir. Ancak akla gelenler, büyük bir tempo ve kararlılıkla yürütülmüş özgürlük mücadelesini tanımlamak açısından çok yetersizdir.
Bunu gidermek için Ali Çiçek’in mücadele yaşamını ana hatlarıyla anlatmaya çalışacağız. Ali Çiçek harekete katıldığına yaşı çok küçük olduğu için arkadaşlar genellikle bildiri dağıtma gibi çalışmalarda görevlendirirler. Ali Çiçek arkadaşın ilk büyük çalışması Kemal Pir arkadaşı Urfa zindanından kaçırmaktır. Bu çalışmayı üstlenen grup içerisindedir. Bu görevi başarıyla yerine getirir. Ve mücadele açısından önemli bir görev başarılmış olur. Ali Çiçek 1979’da Urfa merkezde bir grup arkadaşla birlikte hayvan pazarındaki kitlelere parti bildirilerini dağıtmaktadır. Bildiri dağıtımının güvenliğinden Ali Çiçek sorumludur. Polis müdahale eder. Engel olmaya ve arkadaşları yakalamaya çalışır. Ali arkadaş polisle çatışarak kurtulmayı başarır. Bu olaydan sonra deşifre olur ve Hilvan çalışmalarına görevlendirilir. O dönem Hilvan çok sıcak bir mücadele süreci yaşar. Hilvan direnişinde kısa sürede halk arasında sevilen bir öncü haline gelir. Önceleri çok genç yaşta olmasından kaynaklı herkes ona Küçük Ali der. Ali Çiçek o dönem Hilvan kırsalında feodal komprador güçlere karşı mücadele etmek için büyük bir hırs ve istek duyar. Ancak yaşının küçüklüğünden dolayı arkadaşlar izin vermezler. Bir gün Bucak’ın feodal eşkıyaları Hilvanın bir köyünü basarlar ve çatışma çıkar. Haber alınır alınmaz köylülerin yardımına gitmek için yurtseverlerden ve partizanlardan bir grup silahlanıp bir traktör römorkuna binerek yardıma gitmeye hazırlanırlar. Ali burada ısrarlı davranır. “Bana da bir silah verin, ben de çatışmaya geleceğim” der. Ancak tüm ısrarlarına rağmen Bedran(Mehmet Sevgat) arkadaş kendisine silah vermez. O döneme kadar kırsal alanda çatışmalara katılmadığı için tecrübesizdir. Bundan dolayı da kendisine bir zarar gelmesini istemez. Ama Ali ısrarından vazgeçmez, en sonunda bir partizan onu ikna etmek için; “Silah kalmadı, onun için seni götüremeyeceğiz. Bir başka zaman gelirsin” der. Ali de bunun üzerine kimsenin rağbet etmediği bir İngiliz mavzerini eline alarak “Ben bu silahla geleceğim” der. Yurtseverlerden biri “Ali, o mavzer senin boyundan uzun” diyerek vazgeçirmeye çalışırsa da Ali, kararlı davranarak İngiliz mavzeriyle Bucaklar’a karşı çatışmaya gider. O’nun bu ısrarı karşısında Bedran yoldaş da bir şey yapamaz. Ve artık elinde İngiliz mavzeriyle Ali’nin kararlılığına cesaretine, partiye olan inanç ve mücadele azmine tanık olan yurtseverler onun bu yiğit ve kararlı tavrını her yerde anlatırlar. İngiliz mavzerini eline alıp Bucaklar’a karşı nasıl korkusuzca çatışmaya gittiği halk arasında dilden dile anlatılır. Halk O’nun bu cesaretini birbirine anlata anlata, öve öve, hem Ali’ye olan sevgisini dile getirir hem de O’na sahiplenmiş olur. Bu olaydan sonra Hilvan halkı O’na “Küçük Ali” yerine, taşıdığı silah ve olaydan dolayı “İngiliz Ali” demeye başlar.
Hilvan içinde yapılan birçok askeri ve diğer protesto eylemlerine hem yönlendirici olarak ve hem de fiili olarak katılır. Ve başarıyla gerçekleştirir. Hilvan’da 21 Mart Newroz kutlamalarını organize eder. En yoğun eylemlilik süreçlerinden biri de 1980’de özgürlük hareketinin yakalanmalar ve şehadetler karşısında mücadeleyi yükseltmek için ilan ettiği Kızıl haftadır. İşte bu haftaya Hilvan adliye binasına sabotaj eyleminden, çeşitli ajanların, polislerin cezalandırmasına kadar her güne birkaç eylem sığdırabilen bir militandır Ali Çiçek. Ali Çiçek arkadaşın yaptığı yönettiği eylemler saymakla bitmeyecek gibidir. Aslında günümüzde demokrasi mücadelesi yürüten sivil güçler hem de gerilla güçlerinin Ali Çiçek’in yaşamını dikkatle incelemeleri gerekir. Her fırsatta en uygun eylemi yapabilmek, yaptığını hiç yeterli görmemek Ali Çiçek’in ayırt edici özelliğidir.
Ali Çiçek hareketin tüm kadroları yurtdışına çekme kararı gereğince yurtdışına çıkmayı beklediği bir süreçte Urfa da yakalanır. O dönemin en yoğun işkencelerine maruz kalır. Her devrimci için en önemli sınav alanlarından biri işkencehanelerdir. Orada devrimcinin ne denli ideallerine bağlı, inançlı, kararlı, cesaretli, direngen olduğu ortaya çıkar. Ali Çiçek genç yaşına rağmen işkenceci polislerin tüm baskı ve işkencelerine çok net cevaplar vermiştir. Ben Ali Çiçek’im ben hiçbir sırrımızı size vermem benim görevim budur. Sizin göreviniz de bana işkence yapmaktır. Benim görevim direnmektir. Ben partiden bunu öğrendim demiştir. iki ayı aşkın süre devam eden işkencelerde hiçbir şey söylememiştir. Parti görüşlerini her ortamda savunmuştur. Ali Çiçek’in bu tavrı tutuklanma ihtimalinin her zaman olduğu tüm demokrasi güçlerince her zaman uygulanması gereken bir tavırdır.
Bu yaklaşımı götürüldüğü Amed zindanında da devam etmiştir. Tarihin en ağır işkenceci zindanında Amed’de her şeye rağmen onurlu direnişçi duruşun sahibi olmuştur.
Baskı ve işkencelere karşı O’nun kahramanlığının özü, Kürdistan halkının tarihi ve halkın mevcut ortamda içinde bulunduğu koşullarla bağlantılı bir olaydır. O’nun eylemini bu gerçeklik içinde değerlendirmek gerekir.
Kürt halkı binlerce yıldan beri özgürlüğünden yoksun bırakılmış, köleliğe mahkum edilmiş, mazlum, emekçi bir halktır. Mevcut koşullarda ise düşman onu tarih sahnesinden silmek için tüm yöntemlere başvurmaktadır. Burada bir halkın kaderi söz konusudur. Ya düşmanın bu olağanüstü uygulama ve çabaları sonucunda yok oluşa gidecek ya da olağanüstü bir karşı koyuşla, bir kahramanlıkla düşmanın uygulamaları boşa çıkartılarak halkın kaderi tersine çevrilecektir. Tarih Amed zindanlarında böyle bir ikilem dayatmıştır. Bu ikilemi var oluşa evrilten direniş sayesinde otuz yılı aşan bir mücadele var olmuştur. Eğer dağlarda binlerce gerilla halen mücadele yürütüyor, sokaklarda, meydanlarda milyonlar yürüyebiliyorsa bu Ali Çiçek ve arkadaşlarının duruşundan kaynaklıdır. Ali Çiçek’i Özgürlük hareketinin kızıl yıldızı yapan yaşamının her anında bir an bile terk etmediği devrimci duruşu ve coşkulu yürüyüşüdür.
DEVAM EDECEK…
Edip (Cafer Demirel) , Gülnaz Karataş (Beritan), Emrah Bayer (Baz Mordem) yazılacaktır.