HABER MERKEZİ
Büyük tehlike ve saldırıların hemen yanı başında asi ruhu ile meydan okurcasına boy veren demokrasi, direniş ve özgürlük nehrinin akışının giderek büyüdüğü ve kendi doğumunu gerçekleştirme sancılarını yaşayan bir sürecin tam içindeyiz. Giderek yaygınlaşan açlık grevlerinin büyüyen etkisi düşmanı tek kelimeyle çileden çıkarıyor. Bu direnişlerin giderek kendisini zayıflattığını görüyor.
Bunu boşa çıkartmak için her gün onlarca insanı gözaltına alıyor, onlarca tehdit savuruyor. Hemen hemen her gün savaş uçaklarıyla alanları vuruyor. Öyle pervasızca, ahlaksızca saldırıyor ki… Fakat Stare’nin ve tüm direnen kültürlerin çocukları hakikatin ve direnişin sesi olmayı başarmıştır.Ve bilmekteyiz ki bu hakikat karşısında düşmanın her saldırısı çaresizliğinin, iflas etmekte olduğunun itirafı oluyor.Newroz çoktan başladı.
VE TAMDA BU SÜREÇTE;
Yaşamın hakikatine ancak “yaşamı uğruna ölecek kadar sevenler” ulaşabilir. Yaşamın sırrına ancak anda oluşumu başaranlar varabilir, Zülküf Gezen arkadaş da bunlardan biri olmayı başardı!Ve Zülküf arkadaş bedeninde yükselttiği özgürlük ateşiyle yolumuzu aydınlatan meşaleye dönüşürken haykırmaktadır;“ŞİMDİ TAM ZAMANI!..”Hasta olduğu için arkadaşlar O’nu açlık grevine koymamış.Ama O bir kez özgürlüğü solumuş, yüreğini ülkesinde yakılan, bedeni parçalanan her yoldaşının, gülüşü soldurulan her çocuğun,ülkesinin yakılan her karışının öfkesiyle çoktan bilemiş,ruhu çoktan isyana durmuştu.
KARAR ÇOKTAN ALINMIŞTI;
Amed susmamalı
Sur direnmeliydi.
Tüm insanlık bedel vermekten korkmadan bu büyük direnişe katılmalıydı
Direniş yaşamın her hücresinde kök salmalıydı.
KARAR ÇOKTAN ALINMIŞTI;
Her an bedenlerini özgürlüğün teminatı olan tecrittin kalkması için dirhem dirhem eriterek yaşamı yeniden inşa eden yoldaşlarıyla birlikte yürüyecekti.
Direnişin iki öncüsü;
Leyla Güven “fedai ruhuna kurban olayım”Nasır Yağız “biz ölmeyelim diye kendini feda ettin “ diyorlar. Zülküf Gezen ark belki de bize daha da büyüyen tehlikeyi anlatmak istedi… Tehlikeyi gördü ve süreci hızlandırdı.
KARAR ÇOKTAN ALINMIŞTI;
ÖNDERLİK etrafında direnişten çember oluşturulacak ÖNDERLİĞİMİZE dönük tüm saldırılara karşı çıplak bedeni, ateşten iradesi, kölelikle yaşamayı ret eden özgür ruhuyla siper olacaktı.
VE O SİPER ASLA DÜŞMEYECEKTİ…
Ve O, özgürlük aşkı dışında aşk tanımayan, her şeyi kirleten,herşeye tecavüz eden sistem karşısında bakir kalmayı başaran GÜZEL YOLDAŞ;
Direnişin, özgürlüğün önünde hiçbir şeyin engel olamayacağını
Bedel vermekten korkanların özgürlüğün militanı olmayacağını ve asla başaramayacaklarını,
Özgürlüğün ancak yüce duygu ve düşünceyle mümkün olacağını,
Özgürlüğün her anı kavga olan bir yaşam duruşuyla
Özgürlüğün kendini halkına borçlu görmekle
Özgürlüğün yaşamı uğruna ölecek kadar sevmekle
Özgürlüğün diremeyi yaşama dönüştürmekle mümkün olacağını eylemiyle kanıtladı.
Ve şimdi her kes tanık olmaktadırki onca saldırıya rağmen,
Onca katliama ve yıkıma rağmen,
Onca fetih naralarına, tehditlere rağmen,
Onca teslimiyetçi duruşlara rağmen,
Onca yaratılmaya çalışılan karanlığa, umutsuzluğa rağmen…
Yaşanmakta olan Mazlumların, Ferhatların, Kemallerin, Saraların ve tüm benliğini özgürlük felsefesiyle büyüten şehitlerin direniş ruhudur.
Yaşanmakta olan PKK yoldaşlığının büyük fedai ruhu, direniş geleneğidir.
Yaşanmakta olan Sur ’un, Nusaybin’in, Cizre’nin… İntikam ruhudur.
Yaşanmakta olan halkın, gerillanın, zindanların büyük eylem ruhunun birbirine akışı ve oluşan mesafenin kapanmaya başlamasıdır. Yaşanmakta olan Dehaklara karşı devrimci Kawaların başkaldırısıdır. Yaşanmakta olan nefesiz, anlamsız, özgürlüksüz bırakılmaya çalışılan halkların birliğidir. Özgürlük için yaşamak ve yaşatmak için halkların zulme ve faşizme karşı buluşmasıdır ve bu sefer mutlaka başarmalıyız. Zindandaki yoldaşlarımızın “biz içerde direniyoruz, siz dışar da direnişi yükseltin!..” sözleri bunun talimatıdır.Biz emir erlerine düşen ise talimatın gereklerini yerine getirmektir.Ve sen, yoldaşlarının alnını yıldızlara değdirirken yıldız olmayı başaran ÖZGÜR RUH;
Sen ki bedenini feda etmekten zerre kadar çekinmeyen
Sen ki hakikate ulaşmada kendini en öne vermekten büyük heyecan duyan
Sen ki en ön cephede savaşarak bedenini halkına, ülkesine siper eden
Sen ki gülüşü çalınan ülkenin çocuklarına gülüş olan,
Sen ki direnen kadınla yoldaş olan
Sen ki dağlı yiğitlere komutan olan
Sen ki Güneş’in aydınlığı ve güzelliğine ulaşmayı başaran
Sen ki Güneş’in ışınlarından özgürlüğü emerek yüreğini özgürlük aşkıyla büyüten ve kendini özgülüğün aşkında eriten umut yıldızı
Bil ki yüreğimize kabul ettiğimiz tek hakikat mutlaka kazanacak olan ÖZGÜRLÜKTÜR!..
Ve bizler, özgürlük diyarındaki yoldaşlarınız olarak diyoruz ki; özgürlük nerde olursa olsun Önderlikle yaşanır Önderlikler mümkündür! Sözün eyleme dönüşeceği sözüyle,Zülküf ark şahsında cezaevlerinde ve dünyanın birçok yerinde direnen tüm arkadaşları selamlıyor, heval Zülküf’ü saygı ve minnetle anıyorum.
Amara Gülistan