HABER MERKEZİ
Kürdistan’da yüzlerce insanı vahşi yöntemlerle öldüren Hizbullah’ın üst düzey yöneticisi olan 34 ismin 2011 yılında Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin büyük tepki çeken kararlarıyla tahliye edilmelerinden 8 yıl sonra, cezaevlerinden 100’e yakın Hizbullah yöneticisinin daha serbest bırakıldığı, cezaevinde ağır cezaya mahkûm Hizbullah hükümlüsü kalmadığı ortaya çıktı.
Anayasa Mahkemesi’nin 2018’de “heyette askeri hâkim bulunması yeniden yargılama nedenidir” kararı vermesinden sonra Türkiye’nin dört bir yanındaki mahkemelerin ağır suçlardan hükümlü olan Hizbullahçılar için “tahliye” kararı verdiği ortaya çıktı.
Tahliyelerin ardından, Van’da, 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuran Bilal Yararlı, Cömert Yorgun, Gürsel Aldemir, Mikail Gültepe, Murat Savacan, Necmi Aksona, Turan Boldağ, Yakup Taş, Şakir Kaçmaz, İsmail Balka, Tahir Baran’ın da tahliye talebinde bulunduğu öğrenildi.
Diğer siyasi tutuklulara tahliye yok
Hizbullah mensuplarına yönelik tahliye kararlarının çıkması, cezaevlerindeki diğer örgüt üyelerinin dikkatini çekti. Bu kararların çıktığının duyulmasının ardından 90’lı yıllarda askeri hâkimin bulunduğu mahkemelerde yargılanmış olan PKK başta olmak üzere farklı örgütlerin mensupları da başvuruda bulundu. Ancak bu başvuruların tamamına olumsuz yanıt verildi.
Hizbullah’ın amacı Şeriata dayalı devlet kurmaktı
1979-1980’li yıllarda dini yayınları basan radikal İslamcıları çevresinde toplayan Vahdet Kitabevin’de temelleri atılan Hizbullah terör örgütü, Abdulvahap Ekinci’ye ait bu kitabevindeki faaliyetlere başladı. Kitabevinde faliyetlerine başlayan Hizbullah Terör örgütü daha sonra kendi kitabevlerini ve gruplarını kuran Fidan Güngör ve Hüseyin Velioğlu’da katıldı.
Anayasal düzeni yıkarak yerine İran rejimini esas alan Şeri hükümlere dayalı bir devlet kurmayı amaçlayan örgüt amacına ulaşmak için Hizbullahı mücadele metodunu seçti. Bu metod, Caferi mezhebine mensup Ayetullahların geliştirdiği bir mücadele sistemi olarak örgütlenmeye başladı.
Örgütlenme alanları camiler ve örgüt evleri
İlimciler ve Menzilciler diye iki gruptan oluşan Hizbullah Terör örgütünün önde geleniyse Hüseyin Velioğlu’nun başında bulunduğu İlimciler grubuydu. Her grubun ortak amacı; “Türkiye’de Şeriata dayalı bir islam devleti kurmak”tı.
Hizbullah örgütü camileri ve örgüt evlerini bir örgütlenme alanları kullanarak daha sonra camileri bir barınak ve örgüt evine dönüştürüldü.
90’lı yıllarda Hizbul-Kontra
1990’lı yılların başında ortaya çıkan Hizbullah, halk içerisinde kimi zaman “Sofikler” yani sahte “Sofi’ler”, kimi zaman “Hizbul-Kontra” olarak isimlendirildi.
Zekât ve fitre adı altında esnaftan ve halktan zorla para toplayan Hizbullah Örgütü, Kürt Sünni İslamcı örgüt; şiddet ve cinayet gibi eylemlerini ilk başta PKK üzerine yoğunlaştırmaya başladı. Daha sonradan ahlaksız olarak kabul ettikleri kişileri de (alkol içenler, mini etek giyenler vs.) hedef aldı. O dönemde bir çok insanın yüzüne ve bacaklarına kezap döktü.
Hizbullah, 1990’lı yılların ilk yarısında Nusaybin, Cizre, Batman ve Silvan başta olmak üzere Kürdistan’nın birçok kentinde eylemlerini yoğunlaştırarak katliamlar yapmaya başladı. Hizbullah, sokak ortasında insanları öldürmelerinin yanı sıra, kaçırdıkları kişilere uyguladıkları satır cinayetleri”, “mezar evler”, “domuz bağlarıyla öldürülmüş insanlar”, “enseden bir kurşunla yapılan infazlar” gerçekleştirerek toplumda korku saçmaya başladı.
Hizbullah’ın Katliamcıları dışarda
Kürdistan’da 1990’larda işlediği cinayetlerle adından sıkça söz ettiren Hizbullah, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’a düzenlenen suikastın ardından “satır cinayetleri”, “mezar evler”, “domuz bağlarıyla öldürülmüş insanlar”, “enseden bir kurşunla yapılan infazlar” gerçekleştirildi. İşkenceyle 188 sivilin öldürülmesinden sorumlu tutulan Hizbullah, Hüseyin Velioğlu’nun Beykoz’da bir villada öldürüldüğünde yanında bulunan ve tutukluluk süresinin kısaltılmasından sonra 2011’de tahliye edilen Edip Gümüş tarafından yönetildi.
Devlet Hizbullahı tekrar sahneye çıkarıyor
Dostane çözüm kapsamında 50’ye yakını Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde olmak üzere 70’in üzerinde Hizbullah üyesinin serbest bırakıldığı öğrenildi. Serbest kalan Hizbullah üyelerinin bir çoğu yurt dışına çıkarken bir çoğuda Türkiye’de bulunuyor.
Kürdistan Devlet eliyle Hizbullahın eğitim yeri haline getirildi.
Devlet eliyle Kürdistan illeri Hizbullah’ın eğitim alanları oluşturarak, başta Batman, Nusaybin ve Silvan’da üsleri olarak kullanılıyordu. Kızıltepe’de eğitim merkezleri var. Eğitimciler, Bolu, Kayseri, Isparta ve Ankara’daki komando taburlarından geliyorlar. Diyarbakır Çevik Kuvvet Merkezi, Kızıltepe Orduevi, Batman MİT binası eğitim alanları olarak kullanıldı.
Hizbullah’ın askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar
Beykoz’daki operasyonda yakalanan Hizbullah’ın askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar, örgütün 100’den fazla eyleminden, 73 kişinin ölümünden sorumludur. Hizbullah ile ilgili haber yapan, bilgi sızdıran herkesin cezalandırılması talimatını veren Cemal Tutar, yargılanması sırasında mahkemeyi, “sonunuz Gaffar Okkan’a benzemesin” diye tehdit etmişti.
1992 ve 1993’te Cemal Tutar’ın talimatıyla, Gazeteci Halit Güngen, Hafız Akdemir, Namık Tarancı, “Yeni Ülke” gazetesi muhabiri Cengiz Altun, “Özgür Halk” dergisi Batman temsilcisi Çetin Abayay, “Özgür Gündem” muhabirleri Kemal Kılıç, Hüseyin Deniz, Yahya Orhan, Orhan Karaağar, “Deng” dergisi çalışanı Sait Erten ile aynı tarihlerde uğradığı Hizbullah saldırısında omuriliği zedelendiği için felç kalan Burhan Karadeniz’in öldürme talimatını verdiği ortaya çıktı.
Hizbullah örgütünün lideri Edip Gümüş
Kürdistan’da 1990’larda işlediği cinayetlerle adından sıkça söz ettiren Hizbullah, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’a düzenlenen suikastın ardından “satır cinayetleri”, “mezar evler”, “domuz bağlarıyla öldürülmüş insanlar”, “enseden bir kurşunla yapılan infazlar” Edip Gümüş’ün talimatiyla gerçekleştirildi.
Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun ölü ele geçirildiği İstanbul Beykoz’daki operasyonda yakalanan ve Hizbullah’ın ikinci adamı, siyasi kanat sorumlusu ve örgütün kanlı eylemlerinin planlayıcısı olan Edip Gümüş, 1980’lerin başında Hizbullah’a katıldı. Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Konya, Ankara ve İstanbul’da işlenen 57 infazın emrini verdiği ortaya çıktı.
DAİŞ’in ve Hizbullah’ın Üyesi Hacı Bayuncuk
DAİŞ’in Türkiye sorumlusu olduğu iddiasıyla tutuklanan Ebu Hanzala mahlaslı Halis Bayuncuk’un Hizbullah Şura Üyesi babası Hacı Bayuncuk, 2011’de tutukluluk süresini düzenleyen 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 102. Maddesi’nde yapılan değişiklik kapsamında aynı yıl tahliye edildi.
Hizbullahın eğitimcisi ve eylem talimatçısı Fuat Balca
1989 yılında hizbullaha katılan ve örgütün askeri birim sorumlusu olan Fuat Balca, Hizbullahçılara askeri eğitim veren örgütün cinayet, yaralama, adam kaçırma eylemlerinde yer aldı. Zamanla eylem talimatlarını veren bir kişi haline geldi.
Hizbullahın sorgu elamanı Abdülkerim Kaya
Hizbullah’ın sorgu elemanı olan ve birçok yaralama, adam kaçırma olayına karışan Abdulkerim Kayan Kaçırılan kişilerin sorgularına katılarak işkence yaptı. Örgütün tepe noktasındaki isimlerden doğrudan talimat alan ve örgütün tetikçilğini yapan AbdulkerimKaya, örgtün 15 kişinin ölümünden sorumlu tutuldu.
Abdülkerim Kaya, Faysal Bozkuş ve Fuat Balca, “2000’e Doğru” muhabiri Halit Güngen ile “Özgür Gündem” muhabiri Hafız Akdemir’i katletme emirini verenler arasında yer alıyordu.
Hizbullah Yöneticisi Mehmet Beşir Varol (Kod: Mele Mizgin)
24 Ocak 2001’de öldürülen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı “öldürme talimatını” vermekten 18 yıl 9 ay hapis cezası alan “Hizbullah’ın yöneticisi” “Mele Mizgin” kod adlı Hizbullah yöneticisi Mehmet Beşir Varol, örgütün tetikçilerinden ve işkencecilerindendi.
13 kişiyi öldüren Mehmet Beşir Varol, örgütün kayıp silahlarının Batman’dan Gaziantep’e kaçırılmasında önemli rol oynadığı belirtildi.
DEP Milletvekili Mehmet Sincarı Katleden Cihan Yıldız tahliye edildi
4 Eylül 1993 yılınada faili meçhul cinayetini araştırmak için Batman’a giden DEP milletvekili Mehmet Sincar, Hizbullahın tetikçisi olan Cihan Yıldız tarafından katledildiği ortaya çıktı. Dönemin Hükümet Sözcüsü Yıldırım Aktuna, birkaç gün sonra sorumlunun Hizbullah olduğunu iddia etmişti.
DEP Milletvekili Mehmet Sincar’ı ve 6 kişiyi katleden Hizbullah tetikçisi Cihan Yıldız’ın da Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararının ardından tahliye edildiği kaydedildi.
10 cinayetin sorumlusu Mustafa İpek
Hizbullah’ın adam kaçırma ve yaralama eylemlerini gerçekleştiren isimlerden biri olan Mustafa İpek, 10 cinayetten sorumlu kişi olduğu kaydedildi. 4 Mart 1993 tarihinde katledilen Sadık Bilgin’in öldürme emrinin Mustafa İpek tarafından verildiği ifade edildi.
Hizbullahın domuz bağı katliamcısı Mahmut Demir
Ankara’da, Şerif Uprak, Bayram Ali Uprak ve Hüseyin Bayburt’un domuz bağı ile öldürülüp gömülmesinden sorumlu olan Mahmut Demir, 26 kişiyi öldürdüğü ortaya çıktı.
Hizbullahın kanlı eylemcisi Kemal Gülşen
Örgütün, Diyarbakır ve Batman’daki silahlı eylem talimatlarını veren, bazı eylemlere bizzat katılan isimler arasında gösterildiği ve 16 kişiyi öldürdüğü kaydedildi. Hizbullah’ın kanlı eylemlerinin sorumluları arasında Sinan Yakut ve Şehmus Kınay da yer alıyordu.
Kezzap Timi’nin şefi Muhittin Elaltunkara
Muhittin Elaltunkara, erkeklerle konuşan genç kızları okul çıkışlarında yüzlerine kezzap atarak ya da bacaklarını jiletle keserek cezalandıran “Kezzap Timi’nin şefiydi. Ancak asıl eylemlerini 1992-1993 yıllarında PKK senpatizanlarını katlettikleri ortaya çıktı.
Kaynak: Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi