HABER MERKEZİ
Şehit Roza, Şehit Delila, Şehit Avesta şahsında Önder Apo’nun tüm fedailerine…
Ağustos ayı, Kürdistan tarihinde 84 yılıyla, Agit arkadaşın zihinlerimizdeki düşmana attığı ilk kurşunla yer edinmiş bir zaman parçasıdır. İlk kurşun ile bu zaman diliminde aralanan küçücük kapı zaman içinde öyle büyümüş, çoğalmış ve kendi dilimini dahi aşmıştır ki, bir kıvılcımın sığabildiği aralıklar Kürt halkının yüreğinde büyük özgürlük yangınları başlatmıştır. Özgürlüğün ekmek ve sudan daha değerli olduğunu söyler Önder Abdullah Öcalan. Bu vurgusunu çok defa dile getirerek özgürlüğe olan açlığımıza da dikkat çeker. Bu uyarılar biz kadın özgürlük militanlarını tüm zamanlarda özgürlük mücadelesine çeken temel bir yaşam manifestosu olmuştur.
Roza arkadaş işte Önderliğimizin bu uyarısını her zaman için kendine esas alan değerli yoldaşlarımızdan biridir. Bu uyarıyı bir emir bilmiş ve aynı diriliş ruhunu aynı Ağustos günlerinde kuzeye yönelerek kendi yürüyüşünde yeniden başlatmış olan Roza arkadaş özgürlüğün yangınını kendi yüreğinde tutuşturmuş bir komutandır.
Roza arkadaş Kürdistan özgürlük mücadelesinde kadın ordulaşmasının önemli görevlerini üstlenmiş öncü arkadaşlardan biridir. Mücadelenin en kızgın zamanlarında en zorlu pratiklerde yer almış, Garzan sahasındaki zorluklarla örülen mücadelenin ilk zamanlarına kendi emeğiyle kendi gücünü katmış ve kendini bu anlamda yaratmış bir kadın öncüsüdür. Ülke ve dağ sevgisi Garzan’da somutlaştığından yeniden aynı topraklara, mücadeleyi ilk öğrendiği, kendi gücünün değerini ilk görmeye başladığı ve özgürlüğün onu kanatlandırışını ilk tattığı sahalara gitmedeki ısrarı, O’nu bir kez daha kuzey yolculuğuna çıkardı. Özgürlüğü, kendi hakikatini aşkla yaşamanın tek yolu bildi ve o yolu kuzey yollarıyla birleştirdi Roza arkadaş. Bu O’nun bağlılığının da göstergesiydi.
Garzan’da mücadele yürütmek, Garzan dağlarını adımlamak ve o dağların havasını solumak, Şehit Mizgin’in (Gurbet Aydın) sesiyle su gibi aktığı, savaşıyla öncü kadın gerillacılığının ilk örneklerini oluşturduğu ve kadın özgürlüğünün kadın ordulaşmasıyla olacağı gerçeğini yüreklere yerleştirdiği zamanları kendi yürüyüşünde yeniden duyumsamanın da bir yoluydu. Kürdistan’ın kalbi Botan ile karşı karşıya olan Garzan dağları Kürdistan özgürlük mücadelesinde derin izler bıraktığı kadar yaratılan anlamlı zamanlarıyla da gönüllerde yer edinmiş bir ülke parçasıydı. Ve bu ülkeyi yüreğinde yeniden yaşatmanın, özgür zamanlarla bu ülkeyi yüreğine nakışlamanın arzusu, Roza arkadaşta aşk düzeyindedir. Ve bu arzuyu zirvede yaşamanın kararlılığıyla Garzan yolculuğuna çıkmıştı.
Dağlarda özgürlüğün zirvede yaşanacağının somutlaşmış ifadesiydi Roza arkadaş. Komutanlaşmış bir öncü olarak Roza arkadaşın kadın ordu çalışmalarındaki anlamı ve değeri, her kadın militan tarafından bilinmektedir. Kadının savaşta yer alışıyla, savaşın anlamsız ve gereksiz şiddete boğulmasını engellediğini, çete çizgilerine karşı kadın ordulaşmasının nasıl bir panzehir rolü oynadığını ve toplumun özgürleşmesinin kadın özgürleşmesi olmadan mümkün olmadığını en iyi bilen ve bu bilgisini kendi pratiğiyle gerçeğe dönüştüren bir komutandır. Bunu bilmek, öz anlamında her arkadaş için kendini bilmenin bir parçasıdır. Çünkü Roza arkadaşın yer aldığı ve kendinden vererek ördüğü anlamlı zamanları, kendi tarihini bilince çıkarmak, kendini bilmenin bir kıstasıdır.
Roza arkadaşın, Önderliği görme şansı olmamıştı. Bu O’nun içinde derin bir iz bırakmıştı. Mücadele içinde yaşadığı zorlukların her zaman üstesinden gelmeyi bilmişti ve hiçbir zorluk O’nda derin kırılmalar yaratmamıştı. Bir tek zorlandığı nokta Önderliği görememesiydi. Bunu kendi mücadelesini yükselterek tamamlamak istiyordu. Mardinli olmasına ve kendi doğduğu, özünü şekillendirdiği toprakları büyük bir toprak sevgisiyle yüreğinde taşımasına rağmen Garzan’ın en acılı, zorlu ve yoğun bedellerin verildiği zamanlarına terini, kanını, emeğini, yüreğini katmış olduğundan, tam bir Garzan kızı olmuştu.
Güney sahalarında bellli bir süre kalmıştı. Örgütün tüm çalışmalarına kaygısız, hesapsız katılımıyla emeğiyle kendini yaratmış bir arkadaştı. Onun bağlılıkları ideolojik kaynaklardandı. Kimseden beklemeden, Önderlik ideolojisinden aldığı güçle kendini yaratan ve bu yaratımı özgürleşmenin bir şartı sayan duruşu her zaman için saygı uyandırmıştır her arkadaşta. Garzana gidişi de orada yeni bir açılım yapma üzerindeydi. Uzun aradan sonra o bölgeyi tanıyan, halkı bilen, oraya emek vermiş bir arkadaş olan Roza arkadaşın aynı alana yönelmesi bir anlamda kadın özgürlük mücadelesi için de büyük bir kazanımı getirecekti. Bunun öncülerinden biriydi Roza arkadaş. Büyük yaşamasını ve büyük eylemlere adını yazdırmasını bilmiş olan öncülerimizden olan Roza arkadaş, şahadetiyle de kendi büyüklüğünü bizlere bir kez daha göstermiş oldu.
1 Haziran 2004 hamlesinin başlamasıyla birlikte örgüt içinde yaşanan sorunlar, zorlanmalar karşısında bu arkadaşlar şahsında yaşanan büyük direnişler her zaman için özgürlük umudu olmuşlardır. Önderliğimiz “beni seven kızlar yönünü Botana çevirsin” demişti. Bu arkadaşlar da bu sözü yaşam manifestosu sayarak yönlerini Botan başta olmak üzere tüm kuzey alanlarına dönmüşlerdir. Sadelik ve doğallık kadar komutanlaşmanın en anlamlı duruşunu yaşatmasını bilmiş, askeri çizgiyi geliştirmek kadar kadın özgürlük çizgisini temsil etmenin güçlü örnekleri olmuşlardır. Roza arkadaş işte bu arkadaşlardan biridir. Aile olarak da yurtsever bir ailesinin olması, onun yurtseverlik değerleriyle büyümesini, düşman bilincini erkenden yaşamasını ve mücadele ruhuyla dolu olmasını getirmiştir. Ailesi metropollere göç etmesine rağmen ulusal özünü tüm egemen ulus baskılarına rağmen korumasını ve yaşatmasını bilmiş bir ailedir. Bu öz roza arkadaşta mücadele değerleriyle buluşmuştur. Bu buluşmanın kaynağı da Roza arkadaşın arayışlarının yüksek düzeyde olmasıdır. Bu arayışlar katılımındaki sıcak ruhu, coşku dolu duruşu ve herşeyi öğrenmeye hazır yaklaşımlarıyla ortaya konulmuştur. Güneyde kaldığı zamanlarda her zaman için kuzeye gitmenin mücadelesini vermiş, büyük ısrarlarla kuzey sahalarına gitmeyi dayatmış ve kendi ısrarını pratikleştirmenin ilk adımlarını büyük bir arkadaş grubuyla birlikte paylaşmıştır.
Bizler için Roza arkadaşın şahadeti bir onurdur. Bir tek şey var içimizi burkan ve yüreğimizde bir ince sızı yaratan, o da Roza arkadaşın Garzan topraklarına ulaşamadan şehit düşmesidir. Botan’ın kutsal toprakları O’nu bağrına basmasını, O’na sinesinde anlamlı bir toprak ayırmasını bilmiştir. Ama, herşeye rağmen yarım kalan bir yürüyüş, yürüyüşün tam ortasında şehit düşmesi bizlerin de içinde bir yara açmıştır.
Tabi ki O’nun ve aynı grupta bulunduğu tüm arkadaşların kahramanca direnmeleri, son dakikalarına kadar direnişi elden bırakmadan düşman karşısında savaşmaları ve onurlu bir direnişi esas alarak Botan topraklarına düşen anlam tohumları olmaları bizlerin onur kaynağıdır. Mücadelenin kızgın bir zaman kesitinde, yüreğini ve özgürlük aşkını omuzlamış ve yollara düşmüş olan 11 arkadaş, 11 yüreği özgürlüğe sevdalı gerilla, 11 yaşam ve hakikat aşığı, adım adım kendini yaratmanın, emekle, yürekle, zihniyet dönüşümüyle ve aşkla mücadelenin anlam damlalarını yüreğine akıtmanın onurunu yaşamışlardır.
Yaşam ve anlam damlalarını yüreğine akıtmanın en sanatkârane örneği Delila arkadaştır.
Delila arkadaşın sanatçı kişiliği onun dağ yaşamındaki katılımına incelik katmış, tüm zamanlardaki duruşuna da bu incelik, bu estetik yaklaşım yansımıştır. Yaptığı işi, bulunduğu ortamı, yaşadığı zamanı en anlamlı yaşamanın mücadelesini her zaman vermiştir. Yine Avesta arkadaş, yaşadığı tüm zorlanmalara karşı yoğun bir mücadele yürütmüş, kendini aşmanın zirvesine kuzey topraklarında, mücadelenin en kızgın alanlarında ulaşacağına inanmış ve inancına yürümekte gözünü kırpmamış bir arkadaştır. Avesta arkadaşın bu direnişinde ailesinin dile getirdiği onur sözleri halk olarak hepimizin onuru olduğu kadar gerillalar olarak bizlerin ayrıca onur kaynağıdır. Kadın özgürleşmesinin önemli bir aşaması olan kadın ordulaşmasını yeni bir zaman diliminde yaşatmanın yolcuları olan her üç arkadaş da kadın özgürlük mücadelesinin en anlamlı yaşam abideleri olmuşlardır.
Yine Garzan grubuna bu kutsal yolculukta öncülük eden, kuryelik yapan Xwinrej ve Andok arkadaşlar, yaptıkları kutsal eylemin, üstlendikleri kutsal görevlerin bilinciyle, yürüdükleri her adıma yüreklerini katmasını bilmiş arkadaşlardandır. Her adımda yüreklerinin coşkusunu, emeklerinin en moralli ve anlamlısını yürüyüşlerine katarak, Garzan yolculuğunu gerçek anlamda kutsallaştırmış olan bu arkadaşlar şahsında Kürdistan özgürlük mücadelesinin en anlamlı gelecek ışıklarını görmek mümkündür. Çünkü bu arkadaşlar, kendi yaktıkları kıvılcımla yolları aydınlatmakla kalmamış, attıkları her adımla yönünü kuzeye dönmüş gerillaların yüreklerini de aydınlatmışlardır.
Gerillacılık, bir anlamda karanlık zamanlarda ışık olabilmektir. Bu anlamda en büyük gerilla Önder Apo’dur. Kürt halkının en karanlık zamanlarında en aydınlık zamanların umudu olmuş, kuru dallara can vermiş ve verdiği umudu gerçeğe dönüştürmüş olan Önder Apo, 4.stratejik hamle döneminden geçerken “Varlığını korumak, özgürlüğünü sağlamak” esprisini belirleyerek yaşadığımız sürecin görevlerini de ortaya koymuştur.
Bu mücadele aşamasının Kürdistan özgürlük militanlarına verdiği görevlerin öncü gücü HPG ve YJA-Star güçleridir. Bizler ancak, Zilan arkadaşın tanrıçalık yanlarını anlayarak, bilince çıkararak ve Rozaların, Nudaların, Gülbaharların komutanlık çizgileri doğrultusunda uygulayarak, Viyan ve Semaların iç yoğunlaşma derinliğine ulaşarak ve tüm fedai arkadaşların yaşamı uğruna ölecek kadar sevme kararlılığını kendi yaşamımıza uyarlayarak bu öncü görevleri başarıya ulaştırabiliriz. Bundan başka şansımız yoktur. Bundan başka tercih edilecek bir yol da yoktur. Özgürlüğün tek şartı başarmaktır ve başarmak da bilinçli ve anlamlı bir mücadele yürütmekle mümkündür.
Agit yoldaş öncülüğünde yaratılan 15 Ağustos diriliş ruhunu tüm zamanlarda yaşayarak, imha ve inkar siyasetinden kendimizi kurtarmanın öncü gücünü yaratma kararlılığını pratiklerimizde görünür kılarak ancak kendimizi anlamlı yaşam sahipleri haline getirebiliriz. Nasıl ki bu direniş Kürdistan tarihinde bir milat olduysa, Ağustos sıcaklığının direniş ve diriliş ruhuyla kuzeye yönelen arkadaşların mücadele kararlılığı da bizler için bu miladın tüm zamanlara yedirilmesi anlamını taşımaktadır.
Adil ve Nuda arkadaşların öncü duruşu, feda ruhu da bunları anlatır bizlere. Kuzey sahalarına, savaşın en sıcak alanlarına nasıl ki özgürlüğe yöneliş sevinciyle, gerilla gülüşleriyle ve sımsıcak yürekleriyle yürüdülerse, bizler de aynı ruhu kendimizde yaratarak, aynı zafere kilitlenmiş mücadele ruhuyla, başarıdan başka hiçbir yola ihtimal vermeyen kararlı duruşuyla, yaşadığımız zamanı özgür ve ahlaki toplumun yaşanacağı bir geleceğe dönüştürebiliriz. Özgürlükte ve Önderlik çizgisinde ısrarımız, bizlere bunu emretmektedir.
Devrimci Selam ve Saygılarımla,
Çiçek Tekoşin