HABER MERKEZİ
Faşist Erdoğan ve Bahçeli kliğinin mevcut durumunun yokuş aşağı olduğunu belirtmek yanlış olmasa gerek. İçte-dışta savsaklayan politikalar, Soylu ve Binali’nin Türkiye’nin sürekli seviyeyi düşüren konuşmaları, Erdoğan ve Bahçeli’nin her gün hakaret eden konuşmaları ister istemez; Türkiye nereye gidiyor? Ve neler oluyor? sorularını tüm Türkiye halklarının kendilerine sorması gereken soruların başında gelmektedir. Tarihe baktığımızda aslında Türk devlet yönetimi hep aynı politikalarla halkları sömürdüğü tüm dünyaca artık biliyor. Bu sömürü ve faşist politikalarına karşı hep bir refleks durumu gelişmiştir. Meclis önüne atılan kasa, ‘senin oğlun niçin askere gitmiyor’ diyen vatandaş aslında hep olmuştur. Sadece içinden değil korku tünelini aşıp dışarıya haykırması lazım. Biz bu suçların ortağı değiliz ve olamayacağız.
Seçim yapalım dediler seçilmeyince böyle olmaz deyip kendileri olan YSK’ye tekrar yapalım dediler. Aslında halka şunu demek istediler ya beni seçersin ya da’sı yok! Buna da bizim demokrasi dememizi bekliyorlar. Yenilen pehlivan yenilgiye doymazmış misali. 7 Haziran seçimlerinde yenildiler, olmadı 31 Mart’ta da yenildiler. Girdikleri her dövüşte yenilmeye başladılar. Bu halk sizi istemiyor. Kendi içlerinde de ciddi çatlaklıklar var. Bu demektir ki pek fazla ömürleri kalmadı. Böyle giderse sadece beka kardeşi dediği Bahçeli kaldı ve bir kaç yarım akıllı ekibi. Bunlarla nereye kadar gidebilir. Osmanlı padişahı olacağım diye çıktı yola, görünen o ki o da olmadı tekrar Kasımpaşa’ya dönmeye az kaldı. Öyle meydanlarda ferman okutularak padişah olunmaz gün gelir devran döner bu ferman senin fermanın olur.
Erdoğan 17 yıldır Türkiye halklarının maddi manevi tüm değerlerini yedi yedi doymadı. Kürt-Türk gençlerinin kanını akıtmaya doymadı. Faşist politikalara doymadı. Hele bunun bir Bahçelisi var ki dillere destan, ne doydu ne de vazgeçti. Adeta Türkiye halklarının aklı ile dalga geçiyor. Türkiye halkları kendi bekası için öncelikle bu faşist güruhlardan kurtulması ve bunlara benzeyen faşistleri ülkeden def etmesi lazım. Bu hali ile sadece reformist değişiklerle bu gidişat düzeltilemez, aksine yok olacaklarını da anlamış durumdalar.
Her yönü ile bu hükümet meşruluğunu yitirmiştir. Bunu biz söylemiyoruz, yandaşları, kendileri söylüyorlar. Eğer kendi kanun ve yasalarını kendileri çiğniyorlarsa, kendi söylediklerine kendileri de inanmıyorlarsa, böyle hükümetin meşru düzeyi kalmamıştır. Eğer kendileri onurlu yaklaşıp istifa etmiyorlarsa o zaman Türkiye halkları kendi hak, hukuk ve ahlaki değerleri için Erdoğan-Bahçeli faşizmini onurlu ve şerefli yaşam adına mahkum etmelidirler. İki sözcüğü bir araya getiremeyen, Binali’yi, özel kalemşörü olan Bahçeli’yi, ne olduğu belli olmayan Soylu’yu ve çete başı Erdoğan’ı def etmenin zamanı geldi geçiyor da.
Özcesi Türkiye halkları şimdiye kadar faşist yönetim tarzını kendisine reva görmemiştir. Denizler, Mahirler, İbrahimler, Mazlumlar geliştirilmeye çalışılan faşist politikaları nasıl Türkiye halklarına reva görmediyseler şimdi de Türkiye gençleri bunları kendilerine reva görmemelidirler. Haydi gençler onurlu ve şerefli yaşam için meydanlara.
Baran MAWA