HABER MERKEZİ
Birey toplum ilişkisi, kültürel kapsamda ele alınabilecek bir ilişkidir. Kapitalist uygarlık liberal ideolojiyi toplumun tüm kılcal damarlarına yayarak bireyi toplumundan koparmıştır. Kendi toplumunu yadsıyan anti toplumcu birey gerçeğini geliştirmiştir. Bireyi çok küçük yaşlardan itibaren zorunlu eğitim ve zorunlu askerlik okullarına alarak, kendi kültürel toplumundan koparmakta ve kapitalist liberal kodları birey zihninde hâkim hale getirmektedir. Son derece cinsiyetçi, milliyetçi, dinci veya bilimci versiyonlarla büyüyen, eğitilen bireyler yaratmaktadır.
Modacılık söylemiyle tek tip toplumu geliştirmekte, kültürleri inkâr etmekte, unutturmakta, yok etmektedir. Bireyi egemen ulus kimliği dışında, demokratik toplum değerlerine, kimliğine, kişiliğine, tarihine, kültür ve geleneğine yabancılaştırmaktadır. Pop kültür adı altında adeta kültürsüzlüğü dayatmaktadır. Bireyin egosunu maddi kazançla doyurmaktadır. Tüketici, maddiyatçı, güdüleri her an kışkırtılmış bir birey ve toplum gerçeğini, porno ve fuhuşla kışkırtılmış cinsellik, uyuşturucu, kozmetik, moda, reklam sektörleri üzerinden ayakta tutmaya çalışmaktadır. Bu sektörlerden bazılarının durması, işlememesi halinde sistem çökecektir. Maneviyat tanımayan, olguculuğa ve salt maddi varlığa dayanan ampirist modern bilim, teknolojik gelişme, sanayileşme gibi argümanların arkasına sığınarak, bireyde dinsizlik üzerine kurulu yeni bir din geliştirmeye çalışmaktadır.
Gelişme aşamasına girmiş olan yeni Kürt Toplumunda hem birey-toplum ilişkisinin hem de birey gerçekliğinin böyle olamayacağı açıktır. Yeni Kürt Toplumunda birey-toplum ilişkisi birbirini yadsıma temelinde değildir. Yeni Kürt Toplumu, tıpkı tarihsel kültüründeki gibi komünal bir yaşam tarzını esas alır. Bireye, içinde doğup büyüdüğü öz toplumunun tarihsel ve kültürel değerleri özümsetilir. Birey, tıpkı kendi adı gibi toplumsal kimliğini, toplumsal simgelerini sahiplenir ve savunur. Ancak fetişleştirmez. Antikapitalist olduğu için, toplumsal çıkarları kendi öz çıkarı olarak görür ve kişisel çıkarları öncelemez. Komünal ve konfederal örgütlülük içinde kendi varlığını toplumunun varlığı içinde bulur. Toplumsal komünalite ile birey arasında kopmaz bir bağ oluşur.
Empati ve sempatiye dayalı bir ilişkidir. Böyle bir ilişki, hem bireyde hem toplumda güçlü manevi bağlar oluşturur. Yeni toplumun bireyine hâkim olan zihniyet, salt olgucu ve maddeci değildir. Anlamsal yanı ağır basar. Metafiziği de tanır. Özgür yaşam idealine sahiptir. Bireyin toplumunu sahiplenmesi ve saygılı yaklaşması ahlaki bir ölçü iken, toplumun da bireyini her türlü tehlike karşısında koruması, sahiplenmesi, yeni manevi ve anlamsal bir bağ demektir. Birey de cinsiyetçiliği, milliyetçiliği, dinciliği ve yeni bir din olarak bilimciliği aştıran eğitim içerik ve yöntemleri geliştirilir. Bireyin yaşamı maddiyattan ibaret olmaz. Manevi dünyası ve anlamsal yaşam yanı gelişkin olan bireyde, güdüsel arayışlar arka planda kalır. Kapitalizmin tüketicileştirdiği birey, yeni toplumda üreticileşir, yaratıcılaşır. Birey ve toplum ilişkisinde bu belirtiklerimizin gerçekleşmesi, kendi başına ciddi bir sosyolojik-kültürel devrim demektir. Kürt toplumu şu anda demokratik konfederal örgütlülük içerisinde böyle bir birey ve toplum ilişki düzeyini geliştirme sürecindedir. Ancak kapitalist zihniyet, bireye de topluma da öylesine hâkim olmuş ki, bunu aşmak epeyce zaman almakta ve tam bir kişilik devrimi gerektirmektedir.
Yeni Kürt Toplum kültüründe canlı doğa anlayışı giderek öne çıkmaktadır. Zagros gibi Kürdistan?ın en yüksek dağlarındaki mağaralarda gelişen Zerdüştlük inancında kutsanan canlı doğa anlayışı, yeni Kürt Toplumunda da güncellenmektedir. Ateşin ve güneşin kutsandığı, avcılığın önde olmadığı, evcil hayvanlara saygının ahlaki bir ölçü olduğu, kadın erkek eşitliğinin korunduğu, birey toplum kaynaşmasının yükseklerde seyrettiği bu felsefik inancın izlerini günümüz toplumunda da gözlemek mümkündür. Bunlar bizim öz kültürümüzün izleri olmaktadır. Yeniden geliştirmek ve yaşatmak, yeni Kürt Toplumunun kültür alanındaki görevlerinden olmaktadır.