ZÜRİH – 5 Haziran 2016’da şehit düşen Almanya doğumlu HPG gerillaları Lecwan Munzur (Adil Sünger) ve Çekdar Botan (Ruhat Tabak) İsviçre’nin Zürih kantonunda anıldı. Deniz Sürgüt’ün de katıldığı ve Tevgera Ciwanên Şoreşger’in düzenlediği anmada şehit düşen gerillaların mücadelelerini yükseltme çağrıları yapıldı.
Lecwan Munzur ve Çekdar Botan şahsında Kürdistan Özgürlük Mücadelesi şehitleri için saygı duruşu ile anma programı başladı. Açılışta TCŞ aktivisti Yaser Örnek Halklar Önderi Abdullah Öcalan için yazılan “Serokê Min” isimli şiiri okudu. Ardından ise Şehit Lecwan ve Şehit Çekdar için hazırlanan sinevizyon gösterildi.
Anmada KOMAW adına bir konuşma yapan Yılmaz Qanîreş, Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın Kemal Pir’in şehadeti üzerine söylediği sözü hatırlattı ve “Biz ancak mücadeleyi yükselterek bu arkadaşların mirasını sahiplenip onlara layık olabiliriz” dedi ve şunları ekledi: “Bugünkü varlığımızı bugüne kadar emekleri ile bu mücadeleyi yükseltmiş ve şehit düşmüş arkadaşlara borçluyuz.”
TCŞ adına yapılan konuşmada ise, Şehit Lecwan ve Şehit Çekdar ile tanışmış ve birlikte çalışma yürütmüş bir aktivist onların bıraktığı izleri anlattı: “Heval Lecwan, Dersim’in asi kişiliğini yaşamın her alanında yaşadı, devrimciliğin ilke ve ölçülerinin yaşatılması için tüm enerjisi ile çalıştı. Heval Çekdar da heyecanı ve neşesi ile herkesin moral ve enerji kaynağıydı. Çok doğal ve fedakardı. Mücadeleye daha yeni katılmış olmasına rağmen Heval Çekdar çevresindeki birçok kişiyi etkilemiş ve sevgilerini kazanmıştı. Şehit düştüğü an bile, “Ben henüz Önderlik ve Özgür Ülke için bir şey yapmadım” diyebilecek kadar fedakar bir duruşu vardı. Bizler de kanımızın son damlasına kadar onların yolunda mücadele edecek, onların intikamını alarak mücadelelerini yükselteceğiz.”
Ardından ise Strasburg Açlık Grevi direnişçilerinden Deniz Sürgüt söz aldı. Konuşmasına tüm devrim şehitlerini anarak başlayan Deniz Sürgüt, 161 günlük büyük bir direnişin ancak büyük bir sevgi ve büyük bir güç ile mümkün olabildiğini söyledi. Deniz Sürgüt bu sevginin kaynağını ise Halklar Önderi Abdullah Öcalan’dan ve Özgür Kürdistan’dan aldıklarını belirtti ve şunları dile getirdi: “Bu direnişe başlarken herkes kendi özgür iradesi ile başladı. Ama geç bile kaldık. O kadar uzun bir dönem Önderliğimizden haber alamamak bizi bu eylemde yerimizi almakla sorumlu kıldı. Direnişimize öncülük eden Leyla Güven Yoldaş, Özgürlük Hareketi’nde kadının yerini ve önemini, kutsallığını bize tekrar gösterdi. Bu direnişte fedai eylemleriyle şehit düşen her bir arkadaşımızı tek tek saygıyla anıyorum. Şehit Uğur Şakar’ın da belirttiği gibi “Bu hareket bize teslimiyeti değil direnişi öğretti.” Özgürlük Mücadelesi’nde şehit düşen tüm genç arkadaşlarımızın miraslarına sahip çıkmak boynumuzun borcudur, ancak bu şekilde onlara layık olabiliriz. Bunun dışında bir yaşam ihanettir. Mücadelemiz devam ediyor. Önderliğimizin fiziksel özgürlüğünü sağlayıp O’nunla Özgür Kürdistan’da buluşana kadar mücadelemiz devam edecek.”
Anma “Şehîd Namirin”, “Bijî Serok APO” ve “Bê Serok Jiyan Nabe” sloganlarıyla sona erdi.