HABER MERKEZİ
TC askerinin 27 Mayıs’ta başlattığı Xakurkê işgal saldırısı devam ederken bölge güçlerinin işgale karşı sessizlik, saldırılara verdiği destek ve istihbari bilgiler ışığında işbirliği içinde olan bir tutum izlemesi tartışılması gereken önemli bir noktadır. Zira Güney Kürdistan topraklarına yapılan bu saldırılar başka bir ülkenin sınırlarını ihlal etmektir. Sınır güvenliği gerekçesi ile başlatılan bu operasyonun, gerillanın büyük direnişiyle karşılanması ve Türk ordusu ağır kayıplar verirken çok sayıda peşmerge güçlerinin bölgeye sevk edilmesi, hem Irak Merkezi hükümet, hem de Federal Kürdistan Bölge iktidar partilerinin bu işgal saldırısında yer aldığı kesinlik kazanmış durumda.
TC’nin Güney Kürdistan’a karşı başlattığı işgal saldırısı, özellikle Xakûrkê alanında gerçekleştirmek istediği operasyonun amacı, yaklaşmakta olan seçimi kazanmak ve elde edemediklerini medya yoluyla propagandasını yaparak elde etmektir. Bu gibi operasyonların her zaman seçim zamanlarında gerçekleştirmesi muhalif kesimlerin kitlesini kazanmak için algı oluşturmaya yöneliktir. Tabi bu operasyonu gerçekleştirmesi, sadece kendi tekniği ve askeri gücüyle yapacak kapasitede değildir. Tutabilecek noktalar olsa da bu noktalara kendi gücünü yerleştirme olasılığı azdır. Halk nezdinde tepkilere maruz kalmaması için tutabilecek alanlara işbirlikçi KDP’ye bağlı Barzan gücünü yerleştirmek istemektedir. 27 Mayıs 2019 tarihinde KDP tarafından iki ayrı güçten oluşturulmuş olan Özel Barzan Kuvvetlerine hazır olma talimatı verildi. Aynı gün Xarxurke ve Şekif alanına yönelik TC’nin işgal saldırısı başladı. Buradaki amaç İdlib tarzı gözlem noktası kurmaktır. Bunun için KDP ve Irak hükümetiyle “Askeri Ortaklık” adı altında anlaşma yaptığı kesinlik kazanmıştır. Irak Başbakanı Adıl Abdulmehdi’nin en son Türkiye’ye yaptığı ziyaret sonrası, bu operasyonun başlatılmasını buna yormak gerekiyor. Türk askeri güçlerinin konumlanacağı noktaların karşısına üs kurulacağı, bunun için üç stratejik geçiş ya da kesişme yerleri olan (Şeranış, Geliye Pızaxa hattı; Çemço, Metina hattı; Barzan, Mergesor ve Çoman) hatlarında Barzan güçlerinin bu üslere yerleştirilmesi planlanıyor. Bu noktalar medya savunma alanlarının bağlantı kurduğu bölgeleridir. Bu noktaları denetim altına alarak gerilla hareketliliğini denetim altına almak amaçlanıyor.
KDP Türkiye’ye Verdiği Destek Karşılığında Ne İstiyor?
KDP’ye bağlı Özel Zerevani Güçlerinin komutanı Aziz Veysi komutasında Zerevani, Roj Peşmerge ve Anti Terör gücünden oluşturulan 600 kişilik karma gücün, 29 Mayıs 2019 günü Hewler Havaalanı üzerinden üç uçak ile Türkiye, Adana İncirlik Askeri Havaalanına götürüldüğü, buradan Kanimasi Üzerinden Haftanin alanına alan tutma amacıyla Türk askeri kıyafetiyle geçirileceği bildirilse de, yönlendirme ve dezenformasyon olma ihtimali de var. Bu gücü Heftanîn alanına götürülmesi için İncirlik Askeri Hava Alanı’na götürülmesi kuşku uyandırıyor. Doğru olma ihtimali olduğu kadar, bu sayıdaki gücün farklı bir amaç için kullanma olasılığı da var. KDP her zaman Rojava’ya Roj Peşmergelerini göndermek için elinden geleni yapacaktır. Son süreçlere bakılırsa KDP Xakurkê işgal operasyonu için TC’ye sunduğu destek karşılıksız olmayacaktır. Bunun karşılığında, oluşturulan Özel Zeravani karma gücünü Efrîne gönderme ihtimali var. Ayrıca Sidekan alanında yürüttüğü hareketlilikle Türk devletine hala destek sunmaktadır. KDP Sîdekan alanında ağır silahlarla beraber büyük bir güç hazırlamış, Kanî Kifir ve Bûjanê köyü ile Kanîqirêj ve Şêxzade hatlarını tutmak istiyor. Yine Berbizina ve Geliyê Mihacira’ya doğru hareketlilikleri var. KDP güçlerinin bu alanındaki hareketliliğinin amacı Xinêre ile Xakurkê alanlarının arasını kesmek ve bu alanların ablukaya alınmasını sağlamaktır.
Hem Bölgesel, Hem Uluslararası Bir Operasyon
Bu bilgilerden yola çıkarak şunlar belirtilebilir; İşgalci TC’nin Güney Kürdistan topraklarında inşa ettiği istihbarat merkezleri ve askeri üslerin stratejisi, geçmişten günümüze adım adım planlanan operasyonlar üzerinden tüm Güney Kürdistan’ı ve petrol sahalarını kontrol etmektir. Planlar yapılmış, sınırlar çizilmiş ve hem bölgesel, hem de uluslararası düzeyde anlaşmalar yapılmıştır. Engel olan tek hareket ise Kürt Özgürlük Hareketi PKK’dir. O yüzden PKK şahsında Kürt soykırımı öncelikli hedeftir. Çünkü Kürt soykırımı üzerinden varlığını baki kılmak isteyen İşgalci Türk devletinin, Rojava ve Başûrê Kurdistan’ı işgal kararları ve planları bulunuyor. Her ne kadar “PKK ile mücadele, sınır güvenliği” gibi kalıplar gerekçe gösterilse de esas amaç belirledikleri Osmanlı sınırlarını yeniden inşa etmektir. Bunun içindir ki şimdiden bölgedeki yandaşlarının da desteği ile planladığı sınırlarını çiziyor. Bölgesel güçlere bu işgalin onlara karşı değilmiş biçiminde göstermek için daha çok PKK karşıtlığını kullanıyor. Ama bugün gerçekleştirilen Xakurke saldırısı esasında Irak topraklarını ele geçirme harekatıdır. Irak devleti, Güney Kürdistan yönetimi ve ABD’nin sessizliği ise saldırıların anlaşmalı ve planlanmış bir saldırı olduğunun açık göstergesidir.
Güney Kürdistan’da MİT Üslerinin Varlığı
PKK karşıtlığını kullanarak KDP ile geliştirdiği ilişkiler ile işgalin en büyük desteğini sağlamaktadır. Geçmişte de görüldüğü üzere Türkiye-KDP ilişkileri geliştikçe Türk İstihbaratı Zaxo’dan başlayarak, Güney Kürdistan’ın her yerinde örgütlendirilmiş ve günümüzde de örgütlendirilmeye devam etmektedir. 1994 yılında Kürdistan Bölgesi hükümetinin de onayıyla bölgede 20’nin üzerinde Türk devletine ait askeri üs ve MİT merkezleri inşa edildi. Hewlêr, Zaxo, Silêmanî, Duhok, Diyana, Batufa, Bamernê, Amêdiyê, Kanîmasî bölgelerinde TC’ye ait askeri ve istihbarat sağladığı üsleri bulunuyor. Bu bölgelerde Türk askerinin en büyük destekçisi olan KDP’nin de yardımıyla MİT’in geliştirdiği projeler temelinde karakollar ve istihbarat merkezleri inşa edilmişti. Tam olarak anlaşılması için şöyle de belirtilebilir: Kürdistan topraklarının işgalinde kullanılmak üzere kurulan bu üsler KDP eliyle inşa edildi.
İşgal Üst Aşamaya Taşındı
Türk askeri yaklaşık 35 yıldır Güney Kürdistan’ı her ne kadar işgal girişiminde bulunsa da PKK gerillasının direnişi ile karşılaşmış ve bu konuda bir ilerleme sağlayamamıştır. Geliştirdiği sınır ötesi operasyonların başarısız olmasının ardından Medya Savunma Alanları’nı kuşatmak için Hewlêr-Duhok-Zaxo hattında kurduğu istihbarat kamplarını zamanla askeri üslere çevirerek, binlerce asker ve zırhlı araç yerleştirdi. KDP’nin işbirliğiyle Güney Kürdistan’da Medya Savunma Alanları’nı ablukaya almak için sınır hattına paralel olarak yapılan kamplarla bölge üzerinde hakimiyet kurulmaya çalışılıyor. Habur Sınır Kapısı’ndan başlayan kamplar, sınır hattına paralel olarak Soran bölgesine kadar uzanıyor.
Bu üslerin ve alınan desteğe rağmen yerel halkın tepkileri de yükseliyor. MİT üslerini kendi topraklarında istemeyen Güney Kürdistan halkı, artık saldırılara dur deme vaktinin geldiğinin farkında. Bu yüzden İşgalde aktif olarak kullanılan Zaxo Girê Biyê karakolu, geçtiğimiz günlerde Özsavunma güçleri tarafından vurularak 20 işgalci Türk askeri öldürüldü. Her ne kadar bölge yönetimi sessiz kalsa da halkın tepkileri ve bu üslerde yapılan planlar sonucu yapılan katliamlara karşı bir örgütlülük geliştirildiği görülüyor.
Leyla BOTAN
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi