HABER MERKEZİ – TC Dış işleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hewlêr ve Bağdat’ta yaptığı görüşmelerden sonra 27 Mayıs günü alel acele başlatılan sözde Pençe Harekatı adı verilen Xakurkê saldırısı sadece sıradan bir saldırymış gibi bakılmamalıdır. Birçok boyutuyla ele aldığımızda: Öncelikle Kürt varlığını hiçbir yerde kabul etmeyen azgın, faşist bir TC devletiyle karşı karşıya bulunmaktayız. Bir diğeri, varolan çürümüş sistemi devam ettirmeye çalışan faşist AKP-MHP iktidarı her zaman olduğu gibi bunu kan, savaş ve ölüm üzerinden sağlamaya çalışmaktadır. Bir diğer boyutu ise bu zihniyetini devam ettirmeye çalışırken bunu Kürdü Kürde kırdırtarak yapmaya çalışmasıdır.
Çürümüşlük kokmaya başlayan bu ihanet: Geçen gün Hewler’de düzenlenen yemin töreniyle Başurê Kürdistan Bölge Başkanı seçilen Nevçirvan Barzani, törende özel komisyon olarak davet edilen Türkiye Dış işleri Bakanı Melüt Çavuşoğlu’nun solunda pozisyon aldı. Binlerce Kürdün katliamında kanlı eli olan Mevlüt Çavuşoğlunu hava alnında kırmızı halıyla karşıladı. Düzenlenen törende Kürdistan’ın milli marşı olan “Ey Raqib” okunmazken KDP’nin tırşıkçılığının en üst seviyede yaşadığına tüm Kürtler şahid olmuş oldu. Ayrıca Çavuşoğlu’nun bu ziyareti sadece törene katılmak olmadığı tören sonrası yapılan resmi görüşmelerden anlaşılmaktadır. Hatta Çavuşoğlu gelmişken Barzani ailesinin ilk üçü ve Xakurkê’yi işgal operasyonunun başladığı gün İstanbul’da Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından karşılanan Berhem Salih ile de ayrı ayrı görüştü. Yani aynı gün hem yemin törenine katıldı hem de dört resmi görüşme gerçekleştirdi.
Peki Görüşmelerde Neler Tartışıldı?
Yapılan görüşmenin içeriği Başur basınına yansıtılmazken asıl tartışılan konuların Xakurke işgaline ilişkin, çürümüşlük kokan ihanetin daha derinleştirilmesi üzerinedir. Ki Çavuşoğlu, hem Neçirvan hem Mesrur Barzani ile görüşmelerine ilişkin attığı tweetlerde “Terör örgütü PKK ile kararlı mücadelemizi birlikte sürdürmeliyiz” ve “Başta PKK ve bağlı tüm gruplar olmak üzere terörle mücadelede işbirliğimizi sürdüreceğiz” dedi. Burdan da anlaşılıyor ki KDP Tcnin PKK tümden tasfiye etme komplosunun piyonluğunu kabul etmiş durumda.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık da: Tüm bunlar aslında Başûrê Kurdistan’ın artık bir işgalden öte tamamen bir manda yönetimi haline gelmesi, bir sömürge haline gelmesini ifade ediyor. Tamamen Türkiye’nin politikalarının etkili olacağı bir Başûrê Kurdistan’ı hedefliyorlar. Türk devleti aslında bu yolla Irak’ı kontrol etmek, İran karşısında da pozisyonunu güçlendirmek istiyor. Diyerek varolan somut gerçekliği ortaya koymuş bulunmaktadır.
Çürümüşlük Kokan İhanetin sonucu Ağır olacak!
Başlatılan Xakurke operasyonundan birkaç gün sonra KDP’ye bağlı Özel Zerevanî Güçleri’nin komutanı Aziz Veysi komutasında Roj Peşmerge ve Anti Terör gücünden oluşturulan 600 kişilik karma gücün, operasyon başladıktan iki gün sonra 29 Mayıs’ta Hewler Havaalanı üzerinden üç uçak ile Adana İncirlik Askeri Havaalanı’na götürüldüğü belirtildi. Bu gücün Kanimasi üzerinden Haftanîn bölgesine alan tutma amacıyla Türk askeri kıyafetiyle geçirileceği bildirilse de, KDP’nin Xakurkê operasyonu için sunduğu destek karşılığında oluşturduğu Özel Zeravanî karma gücünü Efrîn’e gönderme ihtimali olduğu iddia ediliyor. Ayrıca Sîdekan alanındaki hareketliliğiyle de Türk askerine destek sunan KDP, hazırladığı ağır silahlı bir büyük bir güçle Kanî Kifir ve Bûjanê köyü ile Kanîqirêj ve Şêxzade hatlarını tutmak istiyor. Yine Berbizina ve Geliyê Mihacira’ya doğru hareketlilikleri var. KDP güçlerinin bu alanındaki hareketliliğinin amacı, Xinêre ile Xakurkê arasını kesmek ve bu alanların ablukaya alınmasını sağlamaktır.
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Medya Haber TV’de yayınlanan konuğu Ülkeden programında: “ Xakurkê alanına TC ordusuna destek için gönderilen peşmergelerin Türk ordusuyla KDP güçleri ortak bir operasyonu PKK güçlerine karşı yürütüyor oldukları açığa çıkıyor” dedi. Konuşmasının devamında: “Eğer durum böyleyse, doğruysa çok tehlikelidir. Şimdi eğer KDP yönetimi 1997’de yaptığı gibi bir plan içerisindeyse; bu alanları tutmaya kalkar gerillanın Türk işgaline karşı halkla birlikte direnişini engellemek için güneyden sınırlandırmaya kalkarsa bu savaşa girmek demektir. Bunun sonucu savaş olur, bunu herkes bilsin”. Diyerek çürümüşlük kokan ihanetin sonucunun kendileri için ağır olacağını net bir şekilde belirtmektedir.
Militan RÊHAT/Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi