HABER MERKEZİ
Devrimcilik halka hizmet etme işidir. Bir devrimci bu bağlamda halkı için her işi yapmaya hazır insan da demektir. Gerektiğinde en ileri düzeyde tehlikeli işi üstleneceği gibi sıradan her işi de yapmaya gönüllüce kendisini yatırana devrimci denilir. Bunun içindir ki, çoğu zaman devrimcilik kavramı kutsanır. Bunun için devrim işinin ve devrimcilik işinin çok zor olduğu söylenir. Her şart altında her çalışmaya hazır olmak demek, bireyin kendisinden feragat ederek inandığı değerler için kendisini ortaya atmak olduğundan, herkes bu işe ve bu yaşama kendini önermez, önermediği gibi herkes devrim ve devrimciliğe de aday olmaz.
Ancak bilelim ki, kendisini sıra dışı olan devrime ve devrimcilik eylemine aday görmeyenlerin ise yaşamları sıradan olur. Gözünü büyük işlere dikmeyenler gidecekleri yer ise unutulup gitmektir. Halbuki her insan yaşamında keşkelerinin az olmasını diler. Çünkü keşkeler ya yapmadıklarımızdır ya da yanlış yaptıklarımızdır. Bir şekilde yaşamımızda eksik bıraktıklarımızdır. Ancak sıradanlık ya da sıradan yaşam hep keşkelerle dolu olan bir yaşamdır. Keşkesiz ya da az keşkeli yaşamak isteniyorsa öncelikli olarak gözler büyük yerlere, yükseklere ve belki de herkesin göze alamadığı işlere dikmekle başlamalı. Martı Yonathan misali hep yükseklere göz dikerek, özgürlüğün ruhuna erişmeli ve tadını yaşamalı.
Kürdistan’da en az 40 yıldır herkes için gözlerin dikileceği bir yaşam olanağı vardır. 40 yıldır Kürdistan’da her bireye ona biçilmiş olan yaşamın dışına çıkacak fırsat sunulmuştur. Öyle ki, kendisi olmak isteyen, kendisini aşmak isteyen, kendisini bu dünyanın en sert iradesel mücadelesinde sınamak isteyenler için gerçekten de bu imkan vardır.
Belki önceleri her Kürt için bu imkân yoktu. Her Kürt genci belki istediğini yapamazdı. Kendisini aşacak yolları bulmak belki de gerçekten de çok zordu. Ancak Kürdistan’da PKK’nin ve PKK öncesi Apocuların ortaya çıkışı, her Kürt genci için yeni kapılar araladığı açıktır. Bu kapı en çokta Kürdistan’da esamesi okunamayan kadınlar için sonuna kadar açıldığı içindir ki, bugün dünya Kürtleri en çokta kadınları ile biliyor. Leyla’sı ile, Sara’sı ile, Zilan’ı ile Arin’i ile, Avesta ve yine Leyla Güvenleriyle bugün Kürt kadını dünyaya Kürt’ü taşıyor. Bunun yolunu açan işte Kürt gençliğine büyük devrimci olma imkanını ortaya çıkaran PKK hareketi ve onun Önderi Abdullah Öcalan’dır. Önder Apo ise her imkân bulduğunda kendi farkını diğer yoldaşlarıyla ortaya koyarken hep hizmet etmekte birinci olduğunu söylemekle koyuyor.
En son 12 Haziran 2019 günü avukatlarıyla Önder Apo’nun yaptığı görüşmede avukatlarının yaptıkları açıklamalar bu bağlamda her Kürt genci için çok çarpıcıdır.
Önder Apo:” Diyarbakır sokakları serseri dolmuş. Amed göbeğinde bunları neden yapamıyorlar. Beni alsınlar orada çöpçülük yapayım. Artık çöpçü başı mı olurum çöpçü mü olurum. Bağlar’da çöpleri toplarım sokaklarda gezerim selam veririm herkese. Bana selam verenin de selamını alırım. Halkın içinden halka hizmet ederim.
Bu örneği mecazen, temsilen söylüyorum tabii. Yaparım da ben ne olursam olayım, halkım için yaparım. Onlar için her şeyi en küçük işi bile ciddiyetle yaptım.
Babamla ilgili hatıram var unutmam. Yolmaya gitmiştik, babam ağacın altındaydı. Yanına geldiğimde bana dönüp “Sen ne temiz topluyorsun” diyerek şaşırmıştı. Temiz, ciddi, yapılacak en küçük işe bile kıymet veririm, ben de öyle yaklaşırım. Başkası farklı bir iş yapar yine küçük görmem.
Beni, bu halimi örnek alsınlar. Herkes mesela evinin önünü temizlesin. Temizlik önemli her yere gereklidir. Sokaklara, şehirlere, insanlara siyasete de gereklidir.
Ben burada devletin elindeyim. Her sabah uyandığımda vatandaş olarak bile olsa sorarım kendime. Üretimim var mı, ne üretebilirim burada bu koşullarda? Ben burada bu halimle yararlı olabiliyorum. Sizler bu halka kendinize ne kadar yararlısınız, nasıl yarar sağlarsınız?” diye hem kendi yapacaklarını dile getirmekte hem de bizim halkımıza hangi üretimle ve yaratıcılıkla nasıl hizmet edeceğimizi sormaktadır.
Uzatmadan, her Kürt genci elbette Önder Apo’nun söylediklerini kendisi için esas alacaktır. Ancak bu söylenenlerin nasıl pratikleşeceğini de herkesin kendisinin bulması gerekmektedir.
Kürdistan’da sömürgeciliğin ortaya çıkardığı devasa sorunlar vardır. Bu devasa sorunları bizler Kürt gençleri olarak nasıl çözeceğiz?
Dahası bugün önümüzde duran en büyük sorun sömürgeciliğin kendisidir, bu dünyanın en kara ruhlu sömürgeciliğinden kendimizi ve halkımızı nasıl kurtaracağız?
Sömürgeciliğin Kürdistan’da def edilmesinin yolu Kürdistan halkını kazanmaktan geçtiğine göre o zaman halkımızı hangi hizmetlerimizle sömürgecilerden ve sömürgecilikten uzak tutabiliriz?
Önder Apo yukarıda bir örnek vermiştir, ancak Kürdistan’da yapılacak o kadar iş hatta sayısız iş var ki, bizler hangilerine talip olarak halkımızın hem yanında duracağız hem de gönlünü fethedeceğiz?
Yine halkımızın özgürlüğü için hangi sıra dışı ve herkesin yapamayacağı işlere göz dikerek halkımızın bir an evvel faşizmin zulüm cenderesinde kurtaracağız?
Evet, sorularımızı daha fazla da artırabiliriz. Ancak önemli olan sorular değildir, sorulara verebileceğimiz cevaplarımızdır.
Bu bağlamda halkımızın hangi işine ve çalışmasına sahip olacağımızın cevabını vermenin zamanı değil mi?
HAYRİ ENGİN