HABER MERKEZİ
‘Aşk: Amacı için bin dereden su getirmedir. Aşk: Amaçtır, özgürlüktür. Aşk: Mutlak özgürlük tutkumdur. Aşk: Kara sevdayı bitirmedir. Aşk: Büyümektir, zaferdir. Aşk: En üst düzeyde kendini halkına adamadır, sevmedir. Aşkı en üst düzeyde ben seslendiriyorum, genelleştirmişiz yeterlidir’ diyor hakikatimiz Önder Apo. Bu satırları okurken ve bir 30 Haziran’a doğru ilerlerken tüm bu tanımlamaların adeta Ş. Zilan’da pratiğe kavuştuğunu düşünmemek elde değil. En yaman savaştıran gerçekliğimiz olan Aşk’ın Ş. Zilan’da pratikleşmesinin bir anlamı var tabi. Hiçbir zaman sıradan ve basit bir yaşamı yaşamayacağını, eylemiyle anlamlı ve büyük bir yaşamın sahibi olacağını haykırıyor Zilan yoldaş.
Büyük bir aşkla, sapmaz bir planlamayla adeta zafer edasında düşmanın üzerine yürürken, direngen Kürt kadınının gerçek aşkını gösteriyor tüm dünyaya. Bu aşk kendini yeniden yapılandırmadır, özgürlüğe tutku düzeyinde bağlı olmaktır, kadın kurtuluş ideolojisinde pratikleşmektir, zafere kilitlenmektir, Önder Apo etrafında ateşten bir çember olmaktır. Bombayı bedeninde patlatan Ş. Zilan’ın eylemi esasen zihinlerde ve ruhlarda patlayan büyük bir bombaya dönüşüyor bu haliyle. Gelin bu tanımlamaları Ş. Zilan şahsında birer birer görelim.
Mücadeleye katıldığında yeni olmasına rağmen hiçbir zorluktan yılmayan Ş. Zilan adeta dişini tırnağına takarak büyük bir azimle yürür özgürlük yollarında. Halk çalışması yürüttüğü Çukurova’da deşifre olunca düşman güçlerine esir düşmemek için yönünü Kürdistan dağlarına çevirir ve burada mücadelenin daha üst bir aşamasına dahil olur. Gerilla yaşamının türlü zorluklarına rağmen bu yaşamı kendi elleriyle ilmek ilmek örer. Emekle, çabayla, direnişle yoğurur mücadelesini. Önder Apo’ya layık bir militan olmanın kaygısını taşır hep yüreğinde. Bu nedenle Önder Apo’ya yönelik geliştirilen 6 Mayıs komplosundan sonra eylem tarzında bir yenilenmeye gitmenin ve düşmanı şaşırtacak bir darbeyle eylem yapmanın gerekliliğine inanarak bu yönlü partiye fedai eylem raporu sunar. Hem eylem planlamasını hem eylem yapacağı hedefi hem de eylem için gerekli olan tüm şeyleri kendisi bizzat düzenler. Amacı Önderliğe uzanan ellere karşı net bir mesaj vermektir adeta hiçbir güç güneşimizi karartamaz dercesine. Bu amaca doğru yürürken karşılaştığı zorluklara büyük bir inançla göğüs gerer, her türlü yol ve yöntemi dener, büyük bir emeğin sahibi olur. Çünkü ‘Aşk: amacı için bin dereden su getirmektir’.
Bir kadın olarak başladığı mücadelede amacı güneş kadar netti Ş. Zilan’ın. Amacı güneş netliğinde olduğu için de nasıl yürüyeceğini gayet iyi biliyordu. Tüm kadınların, ezilen halkların özgürlüğünü sağlayacaktı. Ölümü göze alacak kadar amacına bağlı ve özgürlük aşığıydı. Bu nedenle klasik kadın tanımlamalarına uymadı, mücadele saflarını seçti. Bir amaca bağlı yaşamaktan daha kutsal bir şey yoktu onun için. Amaç Önder Apo’ya layık bir militan olmaktı, özgürlük tanrıçası olarak tüm kadınlara mücadele ilhamı vermekti, eylemiyle Kürt halkının direniş çığlığını tüm dünyaya duyurmaktı. Amacı ve özgürlüğü için kendi canından vazgeçerek adeta evrenselleşti Ş. Zilan. Çünkü ‘Aşk: amaçtır, özgürlüktür’.
Özgür kadın kimdir, nasıl yaşamalıdır sorularına aradığı cevap sonucu eylemini gerçekleştiren Ş. Zilan için mücadele etmek adeta bir tutkudur. Kadın özgürlüğünün ‘xwebun’ olduğunu fark etmiştir. Doğallığından çıkarılan, kendi öz kimliğine yabancılaştırılan, sistem sınırları içerisine hapsedilen kadın tanımlamalarını tanımadı; mücadeleyle özgürleşen, özgürleştikçe güzelleşen, güzelleştikçe sevilen kadının nasıl olması gerektiğini bizlere bir manifesto olarak bıraktı. Özgürlük için tüm bedelleri ödemeyi göze aldı. Ne de olsa özgürlük, uğrunda göz kırpmadan canını bile feda etmekti. Çünkü onun için ‘Aşk: Mutlak özgürlük tutkusudur’.
Mücadele saflarına katılmadan önce bir evlilik deneyimi yaşayan Ş. Zilan sistemin sunmuş olduğu klasik sevgi tanımlamalarını da tanımadı. Kara sevda diyerek her gün kadına tecavüz eden, kadını katleden, şiddeti meşrulaştıran, kadına taciz ve tecavüz karakterli ilişkileri dayatan erkek egemenliğinden sonsuz kopuşu yaşadı. gerçek sevdanın tanımını PKK’de, Önder Apo’da buldu. Sevginin klasik kadın-erkek ilişkileriyle sınırlandırılamayacak kadar büyük olduğunu biliyordu. Geleneksel toplum yargılarına hiç kulak asmayarak katıldı mücadeleye. Çünkü ‘Aşk: Kara sevdayı bitirmedir’.
Takvimler 30 Haziran 1996’yı gösterdiğinde Dersim’de yapılan bu eylemle düşmana büyük bir darbe vurulmuş, Kürdistan özgürlük mücadelesi için büyük bir zafer elde edilmiştir. Zaferi elde ederek büyük bir aşkı sergilemiştir. Bu eylemle beraber Ş. Zilan da büyüyerek tüm özgürlük savaşçılarının komutanı olmuştur. Zafere kilitlenirsek ne kadar büyük bir sonuç alınacağını hepimize bir kez daha göstermiştir. Bizlere zaferin yolunun büyük kişiliklerden geçtiğini öğretmiştir. Büyük insanlar aynı zamanda büyük zaferlere ulaşmayı bilenlerdir. Bu nedenle Önder Apo’da ‘Zilan benim komutanımdır’ diyerek Ş. Zilan’ın büyüklüğüne dikkat çekmiştir. Çünkü ‘Aşk: Büyümektir, zaferdir’.
Yaptığı eylemden sonra hem kadınlara hem de Kürt halkına hitaben yazdığı mektuplarda topluma bağlılığını da göstermiştir Ş. Zilan. Bu kadar büyük bir eylem yapmasına rağmen ‘keşke canımdan daha fazla verebileceğim bir şeyler olsaydı’ diyerek halk ve kadınlar karşısında hala özeleştiri vermektir. Kürdistan kadınlarına ve halkına olan sevgisini bu büyük eylemle dillendirmektedir. Halkının ezilmişliğini, yıllarca sömürü altında yaşamasını, egemenlerin her türlü kirli politikalarına maruz kalmalarını sindiremediği için de böylesi bir eylemi seçmiştir. Halkın öncüsü nasıl olur sorusuna da böylece cevap olmuştur. Çünkü ‘Aşk: En üst düzeyde kendini halkına adamadır, sevmedir’.
Ve bu tanımlamalara denk bir şekilde aşkı temsil eden ve yaşayan Tanrıça Zilan, aşkı en üst düzeyde seslendiren Önder Apo’nun yoldaşı olmayı başarmıştır. Önder Apo’nun tüm kadınlara aşıladığı ve genelleştirdiği aşkla başı dik mücadele eden tüm kadınların direniş sembolü haline gelmiştir. Biz genç kadınlara düşen temel miras da bu aşk timsaline denk bir mücadelenin yolcusu olmaktır, Zilanlaşmak’tır.
Serhildan Garzan