HABER MERKEZİ
Konuya tarihi açıdan yaklaştığımız da, bu gerçeği daha iyi görmekteyiz. Birçok İslami ve İslami olmayan kaynaklar Kürdistan, İran ve Azerbaycan da yaşayan toplumların büyük çoğunluğunun 11.yy’a kadar Müslüman olmadıklarını Zerdeşti, Mitrayi ve Êzidi olduklarını doğrulamaktadır. Bu konuda tarihçi ve arkeolog Abdulreqip Yusuf Orta Kürdistan’da Dostki Devleti ve Uygarlığı adlı kitabında belgelerle ispatladığı gibi, 11. yüzyıla kadar Kürdistan da Zerdüştlüğün hala büyük bir kesim içerisinde hakimiyetini sürdürdüğünü görebilmekteyiz. Birçok tarihçi bu dönemde Zerdüştlüğün Müslüman dini üzerinde ciddi etkide bulunduğunu belirtmektedir. Hatta bu dönemde birçok Müslüman din adamının ve bilginin Zerdüştlüğün etkisine girdiğinden bahsedilmektedir. Hallacı Mansur(855-923), Şahabettin Sühreverdi(1191-1253), Nur Bahşi( Mıhemmed Abdullah Musevi Horasani- 1393-1465), Nesimi (1417’de idam edilmiştir) gibi pek çok tasavvufçu, dinden çıkma ve ateşe tapanların etkisine girme ile suçlanarak öldürülmüşlerdir. Siyasal islam iktidarı, bu dinin devamı ve etkisini engellemek için İmam Gazali döneminde yasaklamaya başvurmuştur. Herkesin bildiği ve tarihin da doğruladığı gibi, Kürt coğrafyasına yerleşen siyasal İslam iktidarı 11. yüzyıla kadar Zerdüşt dinini yasaklamamıştır, bu inanca diğer semavi dinler gibi yaklaşmıştır. Avf’ın oğlu Abdurrahman, İslam Peygamberi’nin; Zerdüştiler kitap sahibidir, diğer kutsal kitap sahibi olan dinler gibi yaklaşılması gereki dediğini Halife Ömer’e aktarmıştır. İmam Şafii de Hz. Ali’nin; Zerdüşt Mecusilere gönderilen bir peygamberdir dediğini belirtmektedir. Bu da gösteriyor ki İslam iktidarı 11. yüzyıla kadar Zerdüştilere bu şekilde yaklaşmıştır.
Birçok tarihi belgenin de doğruladığı gibi Kürdistanın Safevi ile Osmanlılar arasında parçalanmasına kadar Kürt?lerin çoğunluğu Êzidi ve Yarsani’ydi. Bu da 11. yüzyıla kadar Kürdistan, İran ve Anadolu’nun büyük bir bölümü İslamı kabul etmeyip, Zerdüşt olarak kaldıklarını gösterir. Bu anlamda 12. ile 16. yüzyılları arasında Kürdistan’da Zerdüştiler kalmamış ve Êzidilik ile Yarsaniilik Kürdistan’da ve bölgede büyük gelişim göstermiştir. Şüphesiz insanın aklına şu sorular gelmektedir: Zerdüştlere ne oldu, hepsi Müslüman mı oldu, yoksa hepsi ortadan kaldırıldı mı, Êzidilik ile Yarsanilik nasıl ortaya çıktı? Bütün bu konular bir araya getirilip, Zerdüştlük ve Mitraizm ile karşılaştırıldığında, Yarsanilik’in Mitraizm ve Zerdüştlüğün bir devamı olduğu sonucuna varıyoruz. Zerdüştlüğün yasaklanmasından sonra Kürdistan, İran ve Anadolu halklarının değişik yol ve yöntemlerle Yarsanilik dini, inancıyla kültürlerinin sürdürmelerinin ve korumalarının bir aracı olmuştur. Baba Serheng Dewdan(935-1007) Yarsanilik’in ilk dönemine önderlik edenlerden biridir.
Diğer dikkat çekici bir konu ise, her ne kadar Yarsanilik Mitraizm ve Zerdüştlüğün bir devamıysa da, İslami etkileri de taşımaktadır. Özellikle de İmam Ali’nin etkisini. Çünkü İmam Ali Yarsanilik?in bütün kolları içerisinde kutsal ve sembol kabul edilmektedir. Bu da birçok zaman Yarsaniliğin bütün kollarıyla birlikte kendi başına bir din ve inanç gibi görünmesi yerine, İslam’ın bir bölümü gibi görünmesine yol açmıştır. Şüphesiz, hem İslam iktidarı, hem de Müslüman toplumunda, İslam dininden sonra başka bir peygamberin geleceği anlayışı kabul edilmemektedir. Çünkü İslam dinine göre Hz. Muhammed, Allah tarafından insanlara gönderilmiş son peygamberdir. Bundan dolayı İslam?dan sonra ortaya çıkan dinleri kabul etmemektedirler ve en iyi durumda bunları İslam’ın bir mezhebi ya da tarikatı gibi görmektedirler. Yarsanilik’in takipçileri (bu Êzidilik için de geçerli) bazı zamanlarda kendi dinlerini bağımsız bir din olarak gösterirken, bazı zamanlarda da İslam’ın bir koluymuş gibi göstermişlerdir. Bu da bize; Yarsanilik’in önderlerinin pek çoğunun bu konu üzerinde dikkatli ve titizlikle çalıştıklarını, hem kendi toplumlarını hem de inançlarını, kültürlerini koruyabilmek için bu yola başvurduklarını göstermektedir. Bunun için Hz Ali’nin karakterinden yararlanarak, İmam Ali ile kendi aralarında bir sentez oluşturarak, kendilerini Hz Ali’nin taraftarları gibi göstermişlerdir. Bu da, amaçlarına ulaşmalarını ve İslam?ın onlara izin vermesini sağlamıştır. Bu konuda Rêber APO şunu söylemektedir: Kürtlerin İslamı karşılayışları bütünlük içinde olmamıştır. Dağ Kürtleriyle ova Kürtlerinin yaklaşımları farklı olduğu gibi, alt ve üst tabakanın yaklaşımları da farklı gelişmiştir. İslam?ın ilk fetih darbeleri karşısında teslim olmayan kabilelerle Zerdüştî din adamları, tarihte hep olduğu gibi dağların yükseklikleri ve derinliklerine çekilip direnişlerini uzun süre sürdürmüşlerdir. Direnişleri radikal ve sürekli olan başlıca kesimler, Aleviler ve Zerdeştiler olarak, ya Sünni İslam?la zıt olan bir İslamı ya da hiç İslamlaşmamayı tercih etmişlerdir. Dağlarındaki mekânlarından da anlaşılmaktadır ki, Alevilik geleneksel direnişçi, kültürel varlığını koruyan, asimilasyonu küfür sayan ve kendi kültürel varlıklarıyla uyuştuğu ölçüde İslamı kabul eden radikal kesimin inanç kültürüdür. Aleviliğe tam anlamıyla İslam kültürü denilemez. Kendi kabile ve aşiret kültürlerine en çok bağlı kalan, kendi kültürleriyle uyuştuğu ölçüde bazı İslami değerleri başkaları için değil kendileri için asimile edip içselleştiren bir kültürdür. Bu özellikleri nedeniyle beş bin yıl öncesindeki Hurri kültürleri ve dilsel varlıklarıyla benzerlik göstermeleri anlaşılır bir husustur.
b- Yarsanilikin Çıkışı ve Gelişimi
Daha önceden de bahsettiğimiz gibi, Serencam kitabına ve yapılan araştırmalara göre, Yarsanilikin ilkelerinin ilk defa yazıya geçirilerek duyurulması Baluli Mayyi zamanında olmuştur. Baluli Mayyi?in asıl ismi Ömer-i Leheptir ve Loristanlıdır. Hicri takvimine göre 2.yy da yaşamıştır. Baluli Mayyi Kürtler arasında Balili Dana olarak tanınır ve onun bilgeliği hakkında birkaç tane yaşam öyküsü anlatılmaktadır. Gençliğinde ilim-irfan peşine düşmüştür. Din, ilim, irfan üzerine yoğunlaşmalarından sonra bölgenin eski inanç özelliklerinin de içinde olduğu yeni bir din geliştirmenin arayışına girer. Birkaç arkadaşı ile birlikte Hewraman bölgesinin birçok yerini gezerek görüşlerini olgunlaştırmaya çalışmıştır. Bir dönem Bağdat?a gidip, İmam Caferül Sadıkın yanında eğitim görerek, onun tecrübelerinden faydalanmıştır. Bir dönemde Abbasi Halifesi Harun Reşitin yanında bulunmuş ve Halifenin sohbet arkadaşı ve dostu olmuştur. Bu da öyle ki, bazı insanların onun Harun-i Reşitin kardeşi olduğunu zannetmelerine yol açmıştır. Derwêşê Newroz-i Soran, kelamlarında, olumlu biri olarak Baluli Danayı ve onun yaşadıklarını anlatmaktadır. Söylendiğine göre Baluli Mayyi Bağdata gittiğinde düşüncelerini açıkça dile getirmiştir. Bu da, bazı insanların Harun Reşit?in yanına giderek; onu dinsizlik ve yoldan çıkma ile şikayet edip hakkında hüküm verilmesini istemelerine yol açmıştır. Bunun üzerine Baluli Mayyi, İmam Cafer-ül Sadıkın daha önce kendisine ettiği nasihata uyarak, kendini deliliğe vurmuştur. Bu şekilde de, öldürülme kararının uygulanmasını engellemiştir. Muhtemelen bundan dolayı Kürtler arasında bazılarının onu Balili din (Deli Balil) olarak nitelendirilmesine yol açmıştır. Daha sonra kendisini Hewramana atmış, oradan da Kirmaşan(Kirmanşah)a gitmiştir. Burada görüş-düşüncelerini yaymıştır. Bawa Nıcumê Loristani, Bawa Loreyi Loristani, Bawa Recebê Loristani ve Bawa Hatem Balilin bilinen yarlarındandır.
Baluli Mayyi bir şiirinde Balu başlı başına bir şahsiyettir/ insanlar beni cahil ve aptal görürler/ kim görmüş ki deli divanelerin evren hakkında bilgili olduklarını/ bazı arkadaşlarım ya da düşmanlarım beni deli divane görürler/ oysa ben eski İran dininin canlandırılması için diyar diyar dolaşıyorum demiştir.
Baluli Danadan sonra Bawa Serhengê Dewdan(935-1007) ikinci dönemin önderidir ve Yarsani inancını yaymak istemiştir. Bawa Serheng, İbrahim Dedwanın oğludur. Dedwan, Şaho dağının yakınlarında doğmuştur. Bawa Serheng, Yarsani dininin taraftarlarını arttırmıştır. Yarsani dininin pozisiyonunu Hewraman bölgesinde güçlendirmiştir. Onun döneminde kadınlar, önemli roller üstlenerek öne çıkmışlardır ve onun halkalarında yer almışlardır. Dayê Tewrizê Hewrami de Bawa Serhengin yarıdır. Bawa Qeyseri Hewrami, Bawa Serênci Kelani ve Bawa Gerçıki Hewrami onun diğer bilinen etkili yarlarındandır. Bawa Serheng, Hewramanın Tewêla köyünde yaşamını yitirir ve orada gömülür.