HABER MERKEZİ
1900 yılların ana ideolojik akımı olan milliyetçilik, uluslaşma ve ulus devlet inşalarının en temel dayanağıdır. Milliyetçilikten beslenen devletlerin farklılıklara tahammülsüzlüğü, asimilasyon ve katliamcı, hatta soykırımcı uygulamalara başvurduğuna dair bolca tarihi örnek vardır. Osmanlı imparatorluğunu 1. Dünya savaşına sokarak yıkılışını hızlandıran İttihat ve Terakki’nin kadroları, çağın vebası olan milliyetçilikten alabildiğince etkilendiler. Milliyetçilik zehrini Anadolu topraklarına akıtabildikleri kadar akıttılar. Etnik çeşitlilikten, inanç farklılıklarına kadar kardeşçe bir arada yaşama kültürü edinmiş halkları düşüncede zehirleyip kamplaştırdılar, kutuplaştırdılar. İttihat ve Terakki fırkası başlangıçta meşruiyetçilik, Osmancılık, sonrasında Türkçülük, Turancılık, ardından da Batıcılık ve İslamcılık gibi düşünce versiyonları benimsemiş olsa da özü itibarıyla Türk milliyetçiliğidir.
Türklükten bir ulus yaratmak için akıl almaz katliamlara başvurup etnik temizlik yaptılar. Milliyetçilik ideolojisi, kapkara bir faşizmle hakim ulus adına tarihin en büyük katliamına, tehcirine imza attılar. Ermeniler, Pontuslar, Rumlar tarihten silindiler. Kürtleri ise varlıklarına pişman ettiler. Katliam ve asimilasyonu iç içe geçirerek sonuç almak istediler. Şark ıslahat planı, mecburi iskan yasası ile Kürtleri Türklük ulus tasarımına yamamak istediler. Günümüze ise çökertme planı gibi özel kanun ve yasalarla inkar ve imha projeleri devam etmektedir.
Talat paşa, Cemal paşa ve Enver paşa üçlüsü milliyetçiliğin öncüleri, ateşli savunucuları ve pratik uygulayıcıları olarak sivrildiler. Üç paşalar Osmanlı siyasetine yön vermiş, TC’nin oluşumuna da fikir babalığı yapmışlardır. Talat Paşa bu fikrin en öncülerindendir. Ermeni tehcirinin birinci dereceden sorumlusudur. “Birlik ve İlerleme” anlamına gelenİttihat ve Terakki, halkları kıyımdan geçirerek“birlik ve ilerleme”sağlamıştır. Tayyip’in Adalet ve Kalkınma partisi de İttihat ve Terakkinin güncelleşmiş halidir. Talat Paşa’nın yerine ise Tayyip “paşa” ikamet etmiştir. Hedefinde ise Kürtler varıdır.
Jön Türkler, Türk ulusunun yaratımında, uluslaşmada ve ulus devlet kurmada önemli rol üslenmişlerdir. Ulus devlete giden yolda,egemen ulus inşasında her yol mubah sayılmıştır. Ulusçuluk, milliyetçilik ideolojisi sorunların kaynağı ve kangrenleşmiş halidir. Köhnemiş bu düşünceyi cilalayarak, İslami sosa bandırarak Türk toplumuna yediren AKP; bu düşünceye dayanarak iktidarını sürdürmektedir. AKP’nin İslami milliyetçiliği Türkiye’ye ağır bedeller ödetmektedir. Siyasi istikrarsızlık, talana ve ranta dayalı ekonomik bunalım, askeri işgal ve istila, saldırganlık ve yayılmacılık, içerde her türlü hukuksuzluk, toplumsal çürüme, ahlaki çöküntü, kültürel yozlaşma, dış politikada ise sıkışmışlık ve çözümsüzlük Türkiye’nin ayağına vurulmuş prangalardır.
AKP İslami milliyetçiliğin hedefinde Kürtlerin tasfiyesi vardır. Kürt sorununu yaratanlar Kürtler değil egemenlerdir, muktedirlerdir. Tayyip “Paşa”, “Kürt sorunu benim sorunumdur” demekten “Kürt sorunu yok” noktasına geldi. Bir halkın varlığına yok demekle o halk yok olmayacaktır elbette. Ama bu zihniyet şiddet ve çatışma üreten bir zihniyettir. Osmanlının üç paşası bu zihniyetin tasarımcılarıydı. Milliyetçi maceraperestler ülkeyi felakete sürükleyip yurt dışına kaçmışlardı fakat, yol açtıkları felaketten kaçamamışlar hayatlarıyla ödemişlerdir. Talat paşa Berlin’de, Cemal paşa Tiflis’te suikastla can vermişlerdir. Enver Paşa’nın maceracı Sarıkamış seferinde, ardında 90 bin ölü bırakarak sığındığı Buhara’da can vermiştir. Talat PaşadanTayyip “paşa”ya gelindiğinde işin rengi çok daha farklıdır. İslami Milliyetçiliği bayrak edinen, düşman üreten, toplumu ve toplumsallığı dağıtan, farklı inanç ve etnik kimlikleri ötekileştiren, yok sayan ve hatta imha etmeye çalışan, kafatasçı, tekçi zihniyetin temsilcisi Tayyip “paşa” ile karşı karşıyayız. Hem de Talat paşaya rahmet okutan bir Tayyip “paşa”.
Kürtleri bitireyim derken Türklük’ de bitecektir. Bu bir realitedir bundan kaçamazlar. Kürt coğrafyası zulüm sahiplerine asla yurt olmamıştır, bundan sonrada olmayacaktır. Tayyip “paşa”nın sonu Talat Paşanın sonu olma pahasına da olsa freni patlamış kamyon gibi yol almaya devam ediyor. Türkiye’ye ve Türklüye yaşattığı çöküntü onarılamaz boyutlardadır. İslami milliyetçilik, AKP-MHP ortaklığı halklara karşı kurulan ölüm tuzağıdır. Halklarımız bu tuzağın farkına varmalı ve bozmalıdır. TC, güney Kürdistan işgali ile niyetini daha fazla açığa vurmuştur. Yapılan alçakça saldırılarda şehit düşen Diyar Xerîb (Helmet) arkadaşın şehadeti her açıdan öğreticidir. Diyar Xerîb şahsında güneyin yurtsever halkı, devrimci demokratları katledilmiştir. Kürt düşmanlığı daha da genişleyip, derinleşerek devam edecektir. Halkımızın her alanda mücadele, meşru savunma ve karşı saldırı hakkı mahfuzdur.
Yeni Özgür POLİTİKA/Rauf KARAKOÇAN