HABER MERKEZİ – Ulusal birlik, bir toplumun ortak bir dil, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi değerler etrafında toplumsallaşmasına ve bunun çok yönlü gelişimini ifade eder. Tabi ulusallık daha saymakla bitiremeyeceğimiz bir dizi değeri ifade eder. Son 300 yıl ulus devletlerin Avrupa merkezli olarak doğduğu yıllardır. Kürtler, Mezopotamya’nın en eski halkı olarak Kürtler, Mezopotamya’da çeşitli devletler de ve imparatorluklarda kurmuşlar. Ancak Kürtler devlet kurmaktan ziyade yerel yönetimlere daha çok önem vermişler. Bundan dolayı Kürtlerin başka toplumların toprağında gözü olmamış ve başka toplumlarla barış içerisinde yaşamasını bilmişlerdir. Yerel yönetimlerle kendilerini yöneten toplumların devlet ve imparatorluk kurma ve işgalcilik gibi bir hedefleri olmaz. Ama imparatorluklar ve özellikle katı ulus devletlerin çıkışı ve oluşum dönemlerinde Kürtler devlet olamamanın acısını ve bedelini çok ağır ödediler ve hala bu bedeli ödemeye devam ediyorlar.
Kürtlerin başka toplumların topraklarını işgal etmeme yönleri takdir edilecek bir durumdur, ama kendi ulusal güç ve birliklerini geliştirememeleri, dar yerel kalmaları ulus devletler çağında çok yanlış bir durumu ifade eder. Kürtler, değişen çağ, zaman ve koşullara uygun ulusal bir siyaset geliştiremedikleri için başka ulusların sömürgeci siyasetlerinin etkisine girmişlerdir. Ulusal birliğe ve ulusal menfaatine uygun olarak çalışmayan Kürtler başka ulusların bir nevi çıkarına hizmet eder hale gelmiş. Yani kendisine çalışmayan bir Kürt başkasına çalışır hale geliyor. Kürtler, başkalarına çalışır hale geldikçe kendi ulusal değerlerinden kopuyorlar ve git gide kendilerine yabancı hale gelip başkalaşıma uğruyorlar. Ulusal birliğe gereken önem verilmemiş, çok yerel ve aşiretsel kalınmıştır. Kürtlerde işbirlikçi tarzda bile ulusal bir birliktelik olmamıştır. Dar aşiretsel ve geniş ailesel çıkarlar öne alınarak ulusal değerler unutulmuş, gereken önem verilmemiştir. Kürtler, ulusal birliğe gereken önemi vermemişler, dar aşiretsel çıkarlar peşinde koşulmuştur. Bundan dolayı Kürtlerde ulusal bilinç oluşmadı, oluşamadı.
Kürtler, binlerce yıllık tarihlerinin son Yüz yılını kan revan içinde geçirdiler. Son 300 yıllık Avrupa merkezli ulus devletlerin ortaya çıkışı ve Avrupa’nın mimarlığını yaptığı günümüz Ortadoğu kukla yönetimleri, ulus devletleri, Kürtlerin inkarı üzerine kuruldular. 1. dünya savaşı yıllarında Kürtlerin toprakları bölünmüş, Kürtler kendi topraklarında misafirleşmişler, bu da yetmemiş, Kürtler fiziki katliam ve kültürel soykırımla karşı karşıya kalmışlardı. Bütün bu acılar Kürtlerin ulusal birliğe ve ulusal bilince sahip olmamalarının sonuçlarıydı. Kürtlerde ulusal bilinç son 35-40 yılda gelişim gösterdi. Ulusal bilinç ve öz savunma gücü geliştikçe, Kürtler başka ulusların yönetimlerinin kültürel soykırım politikasının dışına çıkmışlar, kendi ulusal değerlerini savunur hale gelmişlerdir. Türkiye, Kürtleri kültürel soykırıma uğratmak için Yüz yıldır Kürtlere yapmadığını bırakmamıştır. Son 25 yılda Kürdistan’da binlerce köy yakıldı, boşaltıldı, milyonlarca Kürt batıya sürgün edildi. Son yıllarda şehirler ablukaya alınıp bombalanıyor, yine sayısız Kürt katledildi. Kürtler hem nicel ve hemde nitel gelişim gösterince, devletin politikaları daha da vahşice uygunlanmıştır. Yüz yıldır Kürtlerin ulusal varlığını kendileri için tehlikeli bulan bir devlet anlayışı var.
Yüz yıldır uğraşmasına rağmen devlet, Kürtleri asimile etmeyi başaramamıştır. Kürtler, yüz yıl önce bugünkü gibi ulusal birlik ve öz savunma gücüne sahip olsalardı, Kürtlerin toprakları üzerinde batı kuklası uyduruk katı ulus devletler kurulmazdı. Kürtlerin dağınıklığı ve bilinçsizliğinden nemalanarak Kürtlerin toprakları parsellendi, bölündü. Kürtlerin ulusal örgütlülüğüne ve öz savunma gücüne sahip olmaları ilgili ülkeleri korkutmuş dehşete düşürmüştür. Her ülke kendi topraklarının bölünmesinde korkuyor ama hiç kimse Kürtlerin topraklarını dikkate almıyor. Kürtlerin toprak bütünlüğü ne olarak diye kaygılanan yok. Kürtlerin toprakları üzerine Kürtlerin rızası dışında baskı ve katliamla, sindirmeye bazı uyduruk devletler kurulmuş ve Kürtler kendi topraklarında mülteci olarak görülüyorlar! Bu durumda Kürtlerin ulusal mücadele yürütmeleri Kürtlerin en doğal haklarıdır ve meşru mücadeledir. Ama görüyoruz ki, 70 yıllık bir parti ya da aile örgütü olmasına rağmen, Kürtlerin ulusal kurtuluşu için gereken mücadeleyi yürütmeyen ve çevredeki Kürt düşmanı devletlerle ve devlet yönetimleriyle her türlü haince işbirliğini yapan KDP, Kürtlere en büyük zararı veriyor. Hiç bir dönemle kıyaslanmayacak derecede büyük kazanma imkanları ortaya çıkmışken, hala Kürt düşmanı güçlerle Kürtlerin aleyhine görüşmeler yapan Güney Kürdistan yönetimi (KDP) bir ur gibi ortaya çıkmış durumdadır. Kürtlerin başına ne gibi felakatler geldiyse hep bu gibi aşitersel çıkar ilişkilenmeleri sonucu gelmiştir.
Bugün ulusal birlik oluşumu önünde KDP bir engel olarak durmaktadır. Barzani ailesi rant ve çıkar elde etme peşindedir. Bu gibi aşiretsel ilişkilerin tarih boyunca Kürtlere zarar verdiği ortadayken, KDP’nin hala bu gibi zarar verici ilişkiler peşinde koşması anlaşılır değildir. KDP ulusal politikalar değil, yerel aşiretsel ve günü birlik, günü kurtarma gibi ucuz siyaset peşindedir. Böyle devam ederse Güney Kürdistan halkı KDP’ye kesin tavır alacaktır. KDP, ya aklını başına alır ya da Türkiye’de, AKP gibi dünyaya rezil olur, bitme noktasına gelir ve gider. Kürtler büyük bir ulusal kavga veriyorlar. Bu ulusal kavgada yerini alanlar ve bu ulusal kavganın hakkını verenler Kürtlerin en büyük dostlarıdırlar. Bunun dışında Kürtlerin ulusal kavgasını engellemeye çalışanlar, bu kavgaya köstek olanlar Kürtlerin en büyük düşmanlarıdırlar. Mevcut durumda KDP destek değil, köstek olmaktadır. Kuzey Kürdistan’da son yıllarda bir katliam var, onlarca kasaba ve şehir bombalandı yerler bir edildi, sayısız Kürt öldürüldü, ama KDP bu yapılan vahşete ses çıkarmadı, hiç bir şey söylemedi. Bu yaşanılan vahşete ses çıkarmayan, seyirci kalanlar Kürtlerin dostları olamazlar hatta Kürt bile olamazlar. Dönem kazanma ve ulusal birlik temelinde birlik olma dönemidir. Bu dönemde ulusal politikalar geliştirmeyen ve tutarlı ulusal politikalar etrafında mücedele etmeyen yapılar tarihin yakıcılığı karşısında yanacak ve yok olacaklar. Kürt halkı tarihinin en büyük ulusal bilinçlenmesini ve ulusal mücadelesini yürütüyor. Kürtler ulusal birliğe hazırlar peki ya bütün Kürt örgüt ve partileri ulusal birliğe hazırlar mı? Bütün Kürt parti ve örgütleri ulusal birliğe hazırlarsa Kürtler büyük kazanırlar ve özgürleşirler. Kürtlerin kazanmaları için bütün Kürt partilerini ulusal birliği sağlamaları gerekiyor. Ulusal birlik olmadan ulusal bağımsızlık hatta en küçük bir ulusal özerk yönetim bile kurulmaz. Bu bakımdan ulusal bağımsızlık için ulusal birlik ertelenemez bir ihtiyaç ve bir zorunluluktur. Kürtler öncelikle kendi içindeki düşmanlardan temizlenmeli. Mevcut durumda, KDP’nin Kürt halkının düşmanlarıyla kol kola takılmaları en büyük düşmanlıktır. Kürt halkı kendi içindeki kanser hücrelerinden kurtulursa ve ulusal birlik gerçekleşirse, ulusal kurtuluş başarıyla taçlanır. Başarı ve zafer için ulusal birlik bir zorunluluktur…
Kemal Söbe/Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi