Kürdistan’da Devrimci Halk Savaşı
Devrimci Halk Savaşının amaçları, başaracağı görevlerin neler olduğu, neleri yerine getirip gerçekleştireceği üzerinde de bazı değerlendirmeler yapmak gerekiyor. Çünkü ne yapacağımızı bilmezsek, nasıl yapacağımızı bilemeyiz. Hep taktik taktik denilmektedir, ama mutlak bir taktik yoktur. Gerillanın mutlak olarak bir tane taktiği vardır. O da vur kaç taktiğidir. Bu taktik, küçük güç olmasından kaynaklanıyor. Düşmanı büyük, kendisi küçüktür. Öyle bir düşmana vurmak ve varlığını korumak ancak bu taktikle mümkün olduğu için savaşta bunu esas alıyor. Onun dışında öyle mutlak olan bir taktik yoktur. Vur kaç diye tanımlanan taktik eylemliliği içinde de bazı eylem biçimlerini kullanıyor. Pusu atıyor, baskın yapıyor, sabotaj, suikast ve sızma yapıyor. Farklı silahları kullanıyor. Bunları iç içe kullanıyor. Fakat nerede neyi kullanacağı, ne yaparsa sonuç alacağını ve doğru yapacağını esas belirleyen olarak ne yapmak istediği ve hangi amaç için çalıştığıdır. Askeri kolaylık açısından bir şey yapmaya kalktın, hoşuna gitti, kolay geldi, yaptın ve sonuç aldın. Ama bunun siyasi-ideolojik amaçlara bağlı olup olmadığına bakmak gerekiyor. Eğer uygun değilse sen istediğin kadar askeri sonuç almış ol, o sonuç yeterli, doğru bir sonuç olmaz. Başarı sayılmaz, zarar verici de olabilir.
O bakımdan da askeri çalışmaları, hangi eylemleri yapacağımızı belirlemeden önce ne yapacağımızı bilmemiz gerekiyor.
– Hangi görevleri yerine getirmek istiyoruz?
– Niçin savaşıyoruz?
– Niye Devrimci Halk Savaşı yapacağız?
– Bu savaşla hangi görevleri gerçekleştirmek istiyoruz?
– Hangi siyasi program dâhilinde savaşacağız?
– Bu savaş hangi siyasi hedefleri gerçekleştirecek?
Bunları bilmek gerekiyor. Bazı temel görevler yerine getirmek ve hayati işler yapmak istiyoruz. Onları yapmanın başka yolu, yöntemi, çaresi kalmıyor. Sadece bize savaş yolu bırakılıyor, bunun yarattığı zorunluluk gereği biz de böyle bir savaşa giriyoruz. Baştan beri böyledir. 1977?den bugüne PKK böyle hareket ediyor. Önderlik de bunu hep vurguladı ve halen de vurguluyor. Herkes bize saldırıyor, o halde, saldırılar karşısında da savunma yapacağız.
Savaş; tarihi, ideolojik, siyasi görevlerin başarılması için yapılıyor. Peki, başarmak istediğimiz ideolojik siyasi görevler nelerdir? Önderlik, Varlığını Korumak ve Özgürlüğünü Kazanmak dedi. Bu, genel bir kavram ve tanım. Bunun içeriğini nasıl dolduracağız? Varlığımızı nasıl koruyacak, özgürlüğümüzü nasıl kazanacağız? Önderlik bu çerçevede Devrimci Halk Savaşının amaçlarını ve görevlerini nasıl tanımladı? Önderlik bir görüşme notunda, Eğer siyasi çözüm biterse, KCK tümden devreye girer. KCK şimdiye kadar sadece siyasi yönü öne çıkardı. Bundan sonra sistemin bütün boyutlarıyla harekete geçer. Yani tüm programını uygulamaya koyar? diyor.
Demek ki, Devrimci Halk Savaşı, siyasi çözüm uğruna olan bir savaş değildir. Aslında demokratik konfederalizmin bütün boyutlarını örgütlemek, geliştirmek için yürütülen bir mücadeledir. O boyutların örgütlenip geliştirebilmesi için de, onun önündeki engelleri aşmak gerekir. Onun önündeki engelleri aşmak da sert savaşla, direnişle, mücadeleyle olur.
O halde Devrimci Halk Savaşının temel görevi olarak, KCK sistemini örgütlemeyi koymamız gerekir. KCK sisteminin bütün boyutlarını örgütlemek için o boyutları örgütlemenin önünde engel oluşturanları da mücadeleyle yıkmayı değerlendirmek gerekir. Hem yıkıcılığı var, hem yapıcılığı var. O zaman mevcut sömürgeci ve soykırımcı özel savaş sistemini yıkıp onun yerine KCK sistemini kuracak, bizzat inşa edecek; ekonomik, sosyal alanı örgütleyecek, siyasi alanın örgütlenmesini gözetip destekleyecek; diplomatik alanı örgütleyecek vs.
Bu savaşı doğru yürütebilmek için de bunları bilip netleştirmek gerekir. O zaman Devrimci Halk Savaşını bütün bu boyutlarda yürütülen bir mücadele olarak anlaşılmalıdır. Sadece bir askeri boyutu yoktur. Bir silahlı çatışma değildir. Onu çok as?an, demokratik konfederalizmin yedi boyutunu içeren bir mücadeledir. O bakımdan da salt bir askeri boyutu olan bir mücadele değildir. Belki şimdi diğerini yıkmak ve inşa edileni savunmak gerektiği için, askeri boyut öne çıkacak. Fakat siyasette olduğu gibi diğer boyutları örgütlemeyi ihmal etmeyecektir. Çünkü askeri boyutun gelişmesi, başarı kazanması diğer boyutları örgütlemesine bağlıdır.
Devlet, demokrasiyi tümden yok etmeyi ister, bunu gerçekleştireceği katliamlara girişir. Demokrasi de, devleti tümden etkisizleştirerek devletsiz bir demokrasi olmaya yönelir. Bizim programımızda bunun önü açıktır.Ayrı olmak, devlet olmak demek değildir. Devlet olursun, iç içe olursun. Bir sürü devletler birbirlerine bağlıdır. Bağımsız ve özgür olmak, ayrı devlet olmak demek değildir. Kürt toplumunun bağımsız ve özgür olması devlet olmasına bağlı değildir. Demokratik örgütlenmesiyle bağlıdır. Devlet artı demokrasi de, demokratik toplumun bir düzeye kadar özgür olmasıdır.
Önderliğimiz tarafından temel amaç olarak, Varlığını Koruma ve Özgürlüğünü Kazanma? tanımında varlığını korumak, yani soykırımı durdurmak, yok etmek, ulusal ve toplumsal varlığı güvenceye almaktır. Onun yaşam güvenliğini ortaya çıkarmaktır. Özgürlüğünü kazanmak da, elbette her düzeyde toplumsal özgürlüğün sağlandığı bir demokratik sistemi, demokratik toplum sistemini ortaya çıkarmaktır.
Devrimci Halk Savaşında savaşı kendi programı, planı doğrultusunda geliştirdiğimiz ölçüde KCK sistemi örgütlenir, KCK sistemini örgütleyebildiğimiz oranda biz savaşı geliştirebiliriz. Çünkü savaşı geliştirecek güç, o sistemdir. Savaş ekonomik dayanağını, hukuki, sosyal gücünü, siyasi gücünü, mali gücünü, kültürel gücünü elbetteki örgütlülüğünden alacaktır.
Devleti ayakta tutan silahlı kuvvetler ve silahlı kurumlardır. Türkiyede şimdi silahlı kuvvet, 10-15 tane örgütlenme olarak ortaya çıkmıştır. Türk devletinin Kürdistandaki örgütlenmesi böyledir. Türkiye?deki boyutun ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Normal ordu yanında özel orduları da vardır. Ajan ağı var, kontra örgütlenmesi ve koruculuk sistemi var. istihbarat örgütlenmeleri var. Bunların hepsini askeri kapsamda saymak gerekir. Dolayısıyla da bunlar, özel savaşı askeri boyutta yürüten güçlerdir. Devrimci Halk Savaşı, bunları etkisizleştirecek, imha edecek bir mücadeleyi ifade eder. Bu anlamda elbetteki, diğer bütün alanlarda faaliyet yürütebilmek, mücadele edebilmek için bu askeri boyutlu mücadelenin geliştirilmesi kaçınılmazdır. Çünkü bütün o faaliyetleri, kurumları bu güçler savunmaktadır. Bunlar etkisizleştirildiği ölçüde, diğer alanların savunması kalmayacaktır.
Özellikle bu gizli-açık istihbarat güçleri ve ajan ağı, bütün polis örgütlenmeleri soykırım rejimini ayakta tutmanın temel kurumlarıdır. Bunlar halk üzerindeki baskı kurumlarıdır. Koruculuk sistemi öyledir. Hepsi özel savaş kapsamında geliştirildi ve bu özel savaş örgütlenmeleri, kontrgerilla ve ordudur. Fakat bazılarına yaklaşımda yöntem zenginliği içinde olmak savaşın ve askerliğin bir gereği olmaktadır. Savaşı kazanabilmek için, düşmanını daraltmak, küçültmek, savaş faaliyetinin önemli bir bölümünü oluşturur. Şimdi biz de bunları öngöreceğiz. Böyle düz, kaba bir yaklaşım içinde olmayacağız. Örneğin koruculuk sistemi, özel savaşın örgütlediği bir kurumdur. Ama onunla mücadele ederken, yöntemlerimizi doğru seçeceğiz. Bize karşı bir oyun olarak geliştirilmiş bu sistem, Kürdü Kürde kırdırtmak için, bir iç çatışma politikası olarak var edilmiştir. Biz de bu politikayı boşa çıkartacak politik yaklaşımlar geliştireceğiz. Yani askeri hedeflerle savaş elbetteki askeri boyutta olacak, ama taktik de yapmayı, politik davranmayı da bileceğiz. Çünkü mevcut askeri örgütlülük bir özel savaş örgütlülüğüdür. İçinde çok fazla politik oyunlar vardır. Örneğin koruculuk bunlardan birisidir. Koruculuğa karŞı mücadelede dikkatli olacağız.
Ordunun içinde, savaşla bu iş çözülmez diyenler çoktur. Halka ve gerillaya saldırmayan, operasyon yapmayan, sadece sınır güvenliği düzeyinde kalan güçleri savaş dışı tutmak için uygun yaklaşımlar, tutumlar, taktikler geliştireceğiz. Ordunun başka devletlere karşı sınır güvenliği düzeyinde kaldığımız, gerillaya ve halka karsı savaşmadığı ölçüde savaş hedefi yapmayacağız.
Devam Edecek…