HABER MERKEZİ
Asya Yüksel: Kızım Benim Yaşadıklarımı Yaşamasın Diye…
Sêvê’nin yaşamını yitirdiği günlerde Cizre’de de özyönetim direnişi sürüyordu ve Asya Yüksel pervasız devlet şiddetine karşı bir başka direnişin içindeydi. Halk Meclisi Eşbaşkanı’ydı ve halkla birlikte direnişi örüyor kimi zaman ekmek yapıyor
kimi zaman yaralıları taşıyor, kimi zaman ise telefonla kentteki durumu aktarıyordu. “Yaşamak direnmektir, Botan kazanacak insanlık kazanacak” diyordu Asya Yüksel direngen, mütevazi, cesur emekçi… İnsan öyle çabuk tanıyamazdı, Asya kendini anlatmaz övmezdi sessizce üzerine düşeni yapardı. Anneydi, tek başına büyüttüğü 2 çocuğu vardı. Yeni bir yaşamı düşlerken en çok kendi kızının ve tüm kız çocuklarının yaşamı başka türlü olsun istiyordu.
Uludere’de 1973 yılında dünyaya gelen Asya’nın yaşamı ise topluma, geleneklere başkaldırı ve geleceğe emek ve bedelle örme hikayesi. Yaşamı kendi diyalektiği içinde nasıl yaşadığını “en büyük inancım hayat” diye tarif ediyordu. Asya annesinin sürdüğü yaşamı istemediğine erken yaşlardan itibaren fark etti ve henüz 12 yaşındayken mahallesine gelen gerillalara “ben de sizinle gelmek istiyorum” diyerek bu reddini anlattı.
‘Çok küçüksün daha sonra gelirsin’ cevabını aldıktan sonra gerillalarla birlikte çalışmaya onlara kuryelik yapmaya başladı. Feodal aile gelenekleri içinde 15 yaşında zorla evlendirilen Asya’nın dost sohbetlerinde ‘içimde kaldı’ dediği günler bu günlerdi: “Ben evlendikten sonra gelip beni sormuşlar ama maalesef ben o zamana kadar evlenmiştim…”
Hayatta büyük cümleler kurmak yerine yaşamayı ve onu anlamlandırmaya seçen Asya, kendisini şöyle tarif ediyordu: “Normal hayata duygusal ve insancılım, etrafımdaki bir insanın tırnağına bile zarar gelsin istemem. Yanımdaki bir arkadaşıma bir zarar geldiğinde çok etkileniyorum. İnsanlar da bana değer veriyor çünkü sen insana değer verdiğinde kendine de değer veriyorsun.”
İki çocuğu olan Asya, 20 yaşına geldiğinde eşi iş kazasında yaşamını yitirdi. Toplumsal gelenekler onu ya başka biriyle evlendirecekti ya da sadece annelik rolüne hapis edecekti ancak ikisini de kabul etmeyerek, kendi yolunu seçti. 2005 yılında kadın çalışmalarına katılarak DÖKH içinde mücadele etmeye başladı. Bu dönem Botan’da yürütülen çalışmalarda büyük emeği olan Asya, Şırnak Kadın Koordinasyonu üyesi olarak 2011 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Siirt ve Batman’da da kadınlarla birlikte çalışan Asya, tekrar Cizre’ye döndü ve Halk Meclisi Eşbaşkanlığı görevini aldı.
Öz yönetim ile kadınların irade olduğu Cizre’de devletin saldırılarının temel nedenlerinde biri de kadınların yaşamlarına dair kararları aldığı, kadınların yaşamı örüşü ve direnişi örgütleyişi ile öncülük ettiği ‘Kadın kurtuluş ideolojisi’nin yaşamsallaştığı mekan olmasıydı. “Bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız yaşamayacak” diyen kadınların elinde örüldü Cizre’nin sokak sokak direnişi. Cizre’deki kadın direnişinin özetiydi Asya Yüksel. “Kadınlar sorunlarını anlattığında onlarda kendimi görüyordum” diyordu ve eşbaşkanı olduğu meclis çocuk yaşta evlendirmeleri, berdel, kuma ve başlık parası gibi kadını aşağılayıcı geri toplumsal gelenekleri yasakladı ilk iş olarak.
Fatma Koçak