HABER MERKEZİ
Uzun zamandır derin bir sessizlik içinde olan Kuzey Kürdistan’dan son günlerde yükselen sloganlar bir yandan devrim umudu aşılarken diğer yandan halkın birikmişliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kuzey Kürdistan illerinden Amed, Wan ve Mêrdîn’de yaşanan bu durum ilk değildi, daha önce 2016 yılında atanan kayyımın Kürt halkına yaptıkları ve Kürt illerindeki yolsuzluklar ile ün salmıştı. Buna karşın Kürt halkının iradesi 31 Mart seçimlerinde iktidarı yenmiş, demokrasi ile yeniden belediyeler HDP’ye verilmişti. ‘Demokrasi’ dediğimize bakmayın, bir ülke de her gün onlarca insan ölüyor, zindanlara atılıyor, devletin öldürdüğü kişilerin cenazesi dahi verilmiyorsa bu ülkede adaletten bahsetmek sadece kendini kandırmak olur.
Tabii erk zihniyetle kurulan ve yönetilen devletlerde yaşam hakkı ilk olarak ellerinden alınanlar ise kadınlar olmaktadır. Genel olarak bir demokrasiden bahsedemezken, kadınlar için varolan bir demokrasiyi ağzımıza dahi alamıyoruz. Her gün onlarca kadın eşleri, babaları, ağabeyleri ve ya sokaktan geçen ama erkek olduğu için tanımadığı bir kadının dahi üzerinde söz hakkına sahip olduğunu iddaa eden bir erkek tarafından katledilebilir, tecavüze uğrayabilir.
Dedik ya bu ülke de demokrasi ve adaleti bir Kürt olarak üstüne birde bir Kürt kadını olarak beklemek hayal dahi edilemez.
Bu sisteme doğalında en büyük isyanda kadınlar gelmekte. Amed, Wan ve Mêrdîn’deki kayyım darbesinden sonra alanlara çıkan Kürt halkı içerisinde bir kadın tarafından atılan slogan ise bizler toplumsal bir mesaj veriyor. ‘Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz!’ Evet bir halkın yıllardan birikmiş kin ve öfkesinin hıncıyla çıkan bu slogan kadının direniş ruhunu tekrardan gözler önüne çıkartıyor ve bir kez daha Kürt kadının direngen damarlarını bizlere anlatıyor.
İktidarın en çok korktuğu şey halkların iradesidir ve son yaşanan kayyım atamaları bir kez daha bizlere bunu göstermekte. Karşısında duran halkın iradesini yenemeyeceğini anlayan Akp-Mhp faşizmi 31 Mart seçimlerinde yenileceğini bildiği için daha 1 Nisan’da kayyım atama kararı almış ve 19 Ağustos tarihinde siyasi darbeyi hayata geçirmiştir.
Yaşanan darbe ardından halk alanlara inmiş ve 5 gündür süren eylemselliklere kadınlar ve gençler öncülük etmiştir. Bu eylemsellikler karşısında ne yapacağını bilemeyen faşizm bütün vahşiliğiyle, kuduz köpek misali asker ve polislerini halkın üzerine salmış olanları izlemekte.
Faşizm sonunu izlemekte
Akp-Mhp faşizminin, Güney, Rojava ve Kuzey Kürdisatan üzerinde geliştirdiği işgal saldırıları ve tehditleri sonuçsuz kalıyor. 2015-2016 sürecinde artan işgal saldırıları, özyönetim direnişleir, açlık grevi direnişleri ve son olarak darbeye karşı gelişen direnişleri ile Kürt halkı iradesinin ve özgürlüğünün devletin değil kendi ellerinde olduğunu kanıtlamış, direnişleri ile özgürlüklerine kavuşma isteklerini ortaya koymuştur.
‘Korkmuyoruz, Susmuyoruz, İtaat etmiyoruz!’
Uzun zamandır Kuzey Kürdistan halkından beklenen slogana genç bir kadının ağzından çıktı. İktidarın saldırılarına karşı bir kez daha varlıklarını kanıtlayan Kürt halkının öncüsü olan genç kadınlar eylemselliklerde yerlerini almış ve üç kelime ile işgalci Türk devletine cevap vermiştir. Tarihsel ve toplumsal bir çıkışla söylenen bu sözler bir slogandan ötesidir. Faşizme ve eril zihniyete ‘Tanrıça Ülkesi’ Kürdistan’dan çıkması için bir uyarıdır. İşgal ve katliam tehditlerine, saldırılarına cevaptır.
Faşizm Kürdistan toprakların yok edilmeli
Tarihsel olarak Kürdistan toprakları her zaman işgal saldırıları ile yüz yüze kalmış bunun karşısında kendisine direniş esas almıştır. Kürt kadını ise bu direnişlerde hep belirleyici rolün sahibi olmuştur, Rindixan’larda, Zarife’lere, Viyan’lardan, Leyla’lara Kürt kadını direniş ile halka öncülük etmiş ve sömürgeciliği ülke topraklarından atacaklarını bizlere göstermiştir.
Gelinen aşamda faşizm derin darbeler alıyor, temelden sarsılıyor. Sömürgeciliği atmak için kadın ve gençlerin geliştireceği eylemsellikler ve direniş ruhu büyüdükçe devrime yaklaşacak ve özgür ülke de hür iradeyle yaşayabileceğiz. Kürt halkının isyanı belki de hiç olmadığı kadar zafere yakındır.
NC/Faraşîn Sîdar