HABER MERKEZİ
Gün geçmesin ki katledilen kadınların haberlerini görmeyelim, İstanbul’dan Agirî’ye, Amed’den Ankara’ya…
Türkiye ve Kürdistan’ın her parçasında katledilen kadınların sayısı her geçen gün artmakta haberlerde gördüğümüz katledilme olayları gün geçtikçe normalleştirilmeye çalışılmakta. ‘Ölmek istemiyorum!’ sadece çıkan bir sesti, belki de yüzlercesinin söylemediğini dillendirdi diye utandı kendinden insanlık.
İki yüzlü utangaçlık iki yüzlü bir samimiyet diyebiliriz buna. Örneğin, Kürdistan topraklarında anneler işgalci polisler tarafından şiddete maruz kalırken, kadın kimlikleri unutuluyor hatta yok sayılıyor. Neden diye soruyor muyuz peki kendimize? Türkiye halkları neden bu kadar görmezden geliyor nedeni, ‘Düşüncesinden dolayı hak ediyor mu ?’ Sayılıyor. Yerlerde sürüklenmeyi sırtının kırılmasını şiddet görmeyi hak ediyor mu?!
İstanbul’da ki kadına saldıran da Kürdistan’da analara saldırılan zihniyetin kaynağı da tek bir yerden çıkmakta: Erkek egemen zihniyeti ile beslenen işgalci devlet. Evet zihniyet yek, sorun yek. Ama mücadele parçalı, mücadele iki yüzlü, insanlık iki yüzlü. Ötesi var mıdır bunun? Her türlü toplumsal kural, ahlak ve vicdan kurallarına baktığımız da görüyoruz bunu. Ahlakı ve vicdanı Kürdistan’a, Kürt kadınlara kör bir toplum kabul edilemez. Nasıl ki vicdanımızın sesi Türkiye’de çıkıyorsa aynı şekilde Kürdistan’da da çıkmalı çünkü kadınlara yönelik gelişen şiddet Türk, Kürt ve ya Arap diye bir ayrım yapmıyor.
İşin garip tarafı ise hiçbir toplumsal normda kabul görmeyen bu kural ve kalıplar Türkiye’de normal karşılıyor Sivas’tan sonrasındaki hak ve vicdan ihlalleri görülmezden geliniyor. Oysa Amed’te dövülen anayla, İstanbul’da katledilen kadının düşmanı birdir. Dedik ya erk zihniyet sadece saldırmakla kalmıyor bizleri parçalamayı da başarıyor. Nefretimizi dağıtarak, nefretin kendi üzerine yönelmesini engellemeye çalışıyor.
KADINLAR TEK BİR AĞIZDAN, ERKEK ADALET DEĞİL GERÇEK ADALET
Kadına şiddet, istismar topluma yapılmaktadır. Halkın gasp edilen iradesi ile kadının yok sayılan iradesi birdir. Kadının toplumun özü ve çekirdeğidir. Kadına yapılan her saldırı kadın şahsında gelişmekte ve toplumun tamamına uygulanmaktadır. Buna karşın kadınlar tek bir çatı altında toplanabilmeli, milliyetçisi de, sosyalisti de şunu anlayabilmeli kadınlara yapılan saldırı devlet zihniyeti ile beslenmektedir. Devletin toplumu şiddete yönlendiren ve özellikle bunu kadınların üzerinden yapması açık bir şekilde kadın katliamlarında artış ın olmasının en büyük nedenidir.
Haberlere her baktığımızda cinnet geçiren ve cinnetin sonucu olarak muhakakk genelde kadın olmak üzere birilerinin canını alan insanlarla karşılaşmak devletin nefret söylemlerinin etkisiyken, kadın çocuk hatta hayvan ayırt etmeden her türlü cinsel istismarın, fiziki ve düşünsel olarak yapılaması ise yayınaladıkları dizilerin ve topluma empoze edip yaşatmak zorunda bıraktıkaları erk devletin akıl oyunlarının bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Devlet her alanda, her cadde ve sokakta, faşizmini tek yapmış gelirken üstümüze bizim mücadelemizi parçalara bölmemiz bir tarafa vicdan gösterisi yapıp diğer tarafı görmemiz ne haklılığımızı zafere götürür ne de iktidarcı erkek zihniyetini bitirir.
O yüzden tek bir ağızdan sesleniyor: Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz!
Erkek adalet değil, gerçek adalet!
NC/Faraşîn Sîdar