HABER MERKEZİ
12 Eylül 1982 tarihinde Türkiye ve Bakurê Kurdistan Kenan Evren ve cunta ekibinin yaptığı darbesi ile güne uyandı. Aynı gün içerisinde meclisinin kapısına kilit vuruldu, siyasi partiler kapatıldı ve anayasa askıya alındı. Askeri cunta döneminde büyük travmalar yaşandı, yaklaşık yarım milyon insan işkencelerden geçirildi yüzlerce insan öldürüldü. 12 Eylül’ü yapan askeri erkan, ABD liderliğindeki NATO’ya itaat ve 24 Ocak’ta alınan kararlarla rotası belirlenen ekonomik sisteme entegre taahhüdünde tereddütsüzdü. Bunun karşılığında başta gasp edilen haklarını talep eden Kürtler olmak üzere güçlenen solu ve yeniden boy veren farklıları bastırıp Türk ulus devletinin ırkçı yapısına ‘İslam’ı biraz daha iliştirdi. Kenan Evren ve cunta ekibi devrimci, sosyalist kesimlere karşı o kadar kinle doluydu ki “Asmıyacağız da besliyecek miyiz?” diyebilmişlerdir.
Çetebaşı Erdoğan liderliğindeki dinci-ırkçı bileşenlerin yönettiği Türk devleti, modern çağın enstrümanlarıyla kirli kökünden beslenerek, kendisini güncelliyor. Bugün, 12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbenin 39. yıl dönümü. Kurucu babasını 1938’de kaybeden Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü iktidarının temeli, tam 39 yıl önce atıldı. 12 Eylül darbesinden sonraki bütün darbeler, bunu besleyip büyüttü. Darbeyi yapanlar, kendilerini ’Kemalist’ olarak tanımladı, yeni toplumsal mühendisliklerinin adı ise Türk-İslam Sentezi oldu. Bu sentezin içine sığanlar ihya edildi, sığma potansiyeli olanların sorunlu uzuvları kesilip eklemlendi; toplumun diğer renkleri ise bastırıldı. İşte bugünkü iktidar, o sentezin toplamıdır.
12 Eylül Cunta ekibinin amacı öncellikle PKK hareketini tasfiye etmek ve bütün sosyalist kesimleri susturmaktı. Burada kuşkusuz Mazlum Doğan arkadaşın Newroz günü gerçekleştirdiği eylemi faşist cuntanın kırılmasında öncü rol oynamıştır. Bunun arkasında 18 Mayıs 1982’de Haki Karaer ve Halil Çavgun arkadaşların şehadetinin yıl dönümünde Ferhat Kurtay, Eşref Anyik, Mahmud Zengîn, Necmî Oner yoldaşlar Amed zindanında bedenlerini ateşe vererek sömürgecilere en büyük cevabı vermiş oldular. Onların arkasında 14 Temmuz Ölüm Orucu direnişçileri Kemal Pir, Hayri Durmuş, Ali çiçek ve Akif Yılmaz arkadaşlar cunta ekibine “Bu devlete bir kazık çaktık çıkarın çıkarabiliyorsanız” demişlerdir. Arkasında 15 Ağustos Fermandar Agit öncülüğünde sömürgeci anlayışına ilk kurşun atılmış oldu.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan 12 Eylül darbesi gerçekleşmeden bazı öngörüleri vardı. Bunun için çalışıyor bazı hazırlıklar yapıyordu. Önder Öcalan bunu bütün sol-sosyalist kesimlere söylemiş bu konuda tedbirli olmalarını söylemişlerdir. Fakat bu konuda bu kesimler yeterince hazırlık yapamamışlardır. Bunun içindir ki darbe ile beraber birçok örgüt ve yapı tasfiye oldu.
12 EYLÜL’ÜN BİLANÇOSU
Toplumun terbiye edilmesi gereken kesimlerine reva görülen bilanço şöyle oldu:
* 650 bin kişi gözaltına alındı. 683 bin kişi fişlendi, 210 bin dava açıldı. Bu davalarda 230 bin kişi yargılandı.
* O dönemde 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi. İdam cezası alan 49’u kişi idam edildi.
* 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi” olmak suçundan yargılanırken, 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
* 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurt dışında yaşamaya başladı.
* 171 kişinin işkence nedeniyle yaşamını yitirdiği belgelenirken, cezaevlerinde 144 kişi katledildi.
* Cezaevlerinde 16 kişi “kaçarken” vurulurken, 95 kişi cezaevlerinde “çatışmalarda” ölürken, 73 tutukluya “doğal ölüm raporu” verildi.
* 14 kişi cezaevlerindeki uygulamaları protesto amacıyla başladıkları açlık grevlerinde yaşamını yitirdi.
* Bu dönemde 23 bin 763 dernek ve kuruluş kapatıldı. 3 bin 854 öğretmenin, 120 öğretim görevlisinin, 47 hakimin işine son verildi. 7 bin 233 devlet memuru sürgün edildi.
* 400 gazetecinin cezalandırılması istenirken, yargılanan gazeteciler için 4 bin yıl hapis cezası istendi. 31 gazeteci cezaevine girdi. Bu dönemde 300 gazeteci saldırıya uğradı ve 3 gazeteci öldürüldü.
* Toplam 300 gün yasaklar nedeniyle gazeteler çıkmadı. 13 büyük gazete için toplam 303 adet dava açıldı. 39 ton gazete ve dergi sakıncalı olduğu için imha edildi. 927 yayın hakkında yasaklama kararı verildi.
12 Eylül’ü yapan askeri erkan, ABD liderliğindeki NATO’ya itaat ve 24 Ocak’ta alınan kararlarla rotası belirlenen ekonomik sisteme entegre taahhüdünde tereddütsüzdü. Bunun karşılığında başta gasp edilen haklarını talep eden Kürtler olmak üzere güçlenen solu ve yeniden boy veren farklıları bastırıp Türk ulus devletinin ırkçı yapısına ‘İslam’ı biraz daha iliştirdi.
15 AĞUSTOS ATILIMI 12 EYLÜL CUNTACILARINDAN İNTİKAM VE CEVAP VERME HAMLESİDİR
Eğer 15 Ağustos tarihi atılımı atılmasaydı cuntacılar bütün kirli planlamalarını gerçekleştireceklerdi. Cuntacılar Kürt halkına karşı kirli planlamalarını devreye sokarak Kürt halkını yeni bir soykırımdan geçirecekti. İşte 15 Ağustos atılımı buna karşı atılmıştır.
AKP/MHP KENAN EVRENİN DEVAMIDIR
Türk devlet aklı ve uluslararası ittifakların 2002’de iktidara taşıdığı Erdoğan liderliğindeki AKP’nin 17 yıllık iktidarı, Türk devlet geleneğinin özeti, hatta hızlandırılmış yekunudur. Katliam, işgal, tehcir, yıkım, talan, gasp, yalan, hile, iktidar savaşı, entrika, çeteleşme, güçler arasında oynama, kirli sermaye birikimi, acımasız toplum mühendisliği sınırsız boca edilidi/ediliyor. Bugün artık İslamcı-Türkçü zihniyetle temsil edilen tüm bileşenlerinin koalisyonuyla yönetilen Türkiye Cumhuriyeti, tek adam reisliğinde bir sonraki durağı bulmaya çalışıyor. Bu gün Çetebaşı Erdoğan ve Bahçeli Kenan Evren’in hayelerini gerçekleştirmenin peşindeler. Bunlara karşı ise Gerilla Güçleri 15 Ağustos ruhuyla sömürgecilere tarihi darbeler vurmaktadır. Dün nasıl ki Kenan Evren yenilgye uğratıllar bu günde akp/mhp faşizmini yenilmenin eşiğine getirmişlerdir.