İSTANBUL – Gençliğin Devrimci Güçleri (DEV-GÜÇ) örgütünün MYK üyeleri Gamze Taşçı ve Hüseyin Yıldırım, Akp/Mhp faşist blok’un gençlik üzerinde uygulamak istediği baskı politikaları, gençliğin bu baskı politikalarına karşı yapması gerekenler ve kayyım atamalarına gerekçe gösterilen Eşbaşkanlık sistemini sorduk.
Dev-Güç MYK üyesi Gamze Taşçı gaspçı kayım atamalarına bir gerekçe olarak görülen Eşbaşkanlık sisteminin uzun uğraşlar sonucu elde ettiklerini belirterek şunları söyledi: “ Kayyum atamalarında hükümet yaptığı açıklamalarla eş başkanlık sistemini gerekçe göstermişti. Hemen sonrasında Süleyman Soylu yaptığı açıklamalarda kadınların eş başkanlıkla devlete kafa tuttuğunu söylemişti. Burada şunu görüyoruz aslında kadınların eşit temsilliyeti siyasette erkeklerle eşit rol alması, özne olması, öncü olması bu sistem acısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Akp kendi açtığı ve oluşturduğu krizi aşmak adına en çok kadınlara ve gençliğe saldırıyor. Kürt halkına saldırıyor bunun üzerinden tüm kadınların kazanımlarını yok etmeye yönelik bir proje izliyor. Kadınlar uzun süreçler sonrası böyle haklar kazanmıştı. Eş başkanlık eşit temsiliyet hakkı kazanmıştı ve esasen erkek devlete buradan bir gedik açmışlardı. Çünkü; Erkeklerin söz söylediği sadece erkeklerin siyasette göründüğü sadece erkek mekanizmalarla kadınlara saldırıları örgütlediği bir sistem içerisinde yaşıyoruz. Burada kadınların en ufak bir direnişi en ufak bir sözü görüntüsü Akp’yi rahatsız ediyor. Buradan doğru en büyük gerekçe olarak eş başkanlığı gösterdiler.
Türkiye’deki kadın katliamlarına da dikkat çeken Taşçı, “Biz eş başkanlıkla erkek devlete kafa tutuyoruz başka zeminlere ve başka boyutlarda kadınların sözü ile erkek devlete kafa tutmaya devam edeceğiz. Çünkü; Kadın cinayetlerinin bu kadar yoğun arttığı artık erkeklerin kadınlara yönelik kıyımlara başladığı ve devletin yargı mekanizması ve medya ile bunları normalleştirdiği meşrulaştırmaya çalıştığı bir süreç içerisinde geçiyoruz. Burada kadınlar örgütlü bir mekanizma ile buna karşı durmak zorundalar bunların en başında kadınlar eş başkanlık sistemini savunmak ile geçiyor” diye ekledi.
Akp’nin kayyım politikalarına karşı mücadelenin gerekliliğine vurgu yapan Taşçı, konuşmasını şöyle sürdürdü: ” Kürt halkını sömüren Akp iktidarı Türkiye’de halkları sömürmeye devam edecek. Ve aslında Türkiye ve Kürdistan’da halkların kaderinin ne kadar ortak olduğunu görüyoruz aynı zamanda Türkiye ve Kürdistan gençliğinin kaderlerinin ne kadar ortak olduğunu görüyoruz. Ya hep beraber bu Akp iktidarına karşı tüm sömürü ve sömürge biçimlerine karşı mücadele edip bunu buradan yok edeceğiz ve bu topraklardan göndereceğiz yada hep birlikte bu düzen içerisinde sömürülmeye hak gasplarına maruz kalmaya devam edeceğiz. Biz DEV GÜÇ olarak buradan birlikte çıkalım Kürdistan halkı ile Türkiye halklarının Kürt gençliği ile Türkiye gençliğinin ortak mücadelesini savunalım birlikte inşa edelim. Yeni bir sistemi yeni bir düzen diyoruz bundan kaynaklı olarak da Akp’nin kayyım politikalarına karşı mücadeleyi önemsiyoruz.”
Dev-Güç MYK üyesi Hüseyin Yıldırım, faşist baskılara karşı gençliğin birleşik mücadeleyi esas almasının gerektiğini belirterek şunları söyledi: ” Gençlik Akp’nin baskı politikalarına karşı bir; Birleşik mücadele zeminini oluşturmalı. Esasımızı belirleyen de budur. Bunun anlamı sadece birleşmek değil, sadece bir şeyler olsun diye eylem yapalım da değil. Sistematik bir direnişin gelişmesi lazım. Esas amacımız gençliğin birleşik merkezi.
İkincisi bir önceki tespitten doğal olarak özgürlük alanlarımızın aslında sistem temsilcileri tarafından denetlendiği görmek lazım. Bu gün kampüsler de, okular da, liselerde ve başka alanlarda sistemin temsilcileri, faşizmin temsilcileri olan insanlar dayatmalarda bulunuyor. Ve şunu diyor; sen hareket ettiğin her an biz sana saldırırız. Bunu herkes farklı hissedebilir. Ama sonuç olarak hissediliyor. Bütün bu başat noktaları birleştirdiğimizde özgürlüklere saldırı ve bunun için birleşik mücadele hattının kurulması en elzem noktalardan bir tanesi olduğunu görüyoruz.
Son olarak gençliğin cesaretli olmasının gerektiğine vurgu yapan Yıldırım, sözlerini şöyle noktaladı: “Geçmişe biraz baktığımızda anlam bütünlüğünü orada bulabiliyoruz. 68’e baktığımızda buna benzer yanları var. Aslında gençliğin hissetmiyorum deme gibi bir lüksü yok. Bu gün insanların yaşadığı o rahat edememe, bir çıkış-kopuş arama ihtiyacı bundan belki 50 yıl önce yaşandı. Deniz Gezmiş, Mahir Çayanları, İbrahim Kaypakkayaları anıyorsak sadece işte bunlar önderleşti, kortejlerin en önünde yürüdükleri için değil. Tamamen aslında sistemin saldırılarına karşı bir öncülük edebilme cesareti ile ortaya çıktı. Bir mücadele hattını doğrudan belirledikleri içindir. Ve bu şekilde bu güne perspektif oldular. Bu günde yaratılması gereken budur. Birleşik mücadeleden kastımız budur. Bütün genlik örgütlerine de çağrım; Cesaret edelim mücadeleye yarın değil bu günden başlayalım.”
NC/Aldar Diren