HABER MERKEZİ
Yıllardır süre gelmiş bir gençlik ve genç kadın tanımlaması vardır. Muhakkak hepimiz bir yerlerden bir şeyler duymuşuzdur genç kadın ve gençlik kimliğine dair. Öncülük rolünü, enerjik ve sürekli yenileyen toplumu ayakta tutan temel yapı taşı olduğu herkes tarafından kabul edilsede edilmesede bilinen bir gerçekliktir.
Ülkesi esaret altında olan devrimci bu yurtsever gençlik gerçeği ise YDGK-H VE YDG-H gerçeklikleri ile kendini göstermiştir.
YDG-H gençliği hiçbir zaman unutulmayacak bir miras ile her zaman gençlik tarihindeki yerini koruyacaktır. YDG-H’ın özgün örgütlenmesi olan YDGK-H ise gençlik ve kadın tarihi açısından yeni bir kimlik kazandırmış ve kadının direnen halini gençlik ruhu ile bir yaparak sokaklarda efsanevi hale gelmiştir.
Öncelikle bu hareketlerin çıkış ortamına bakmak gerekiyor. Kürdistan’lı genç kadın ve gençler neden ihtiyaç duymuşlardı böyle bir örgütlenmeye. Öncelikle belirtmek gerekiyor ki YDGK-H ve YDG-H gençleri 90’lı yılların çocuklarıydılar. Yani toplumsal bir hafızaya sahip, köyleri boşaltılmış, evleri yakılmış, ablaları, ağabeyleri işgalci asker ve polisler tarafından öldürülmüş, günlerce ana ve babalarını beklemişlerdi. Böyle bir çocukluğun gençliği hiç kuşkusuz intikam ateşiyle işgalcilerin üzerine yürüyecekti.
Kürdistan’lı genç kadın ve gençlerin örgütlerinin bir çok nedeni vardı kuşkusuz. Ama en büyük nedenleri, Kürdistan dağları ve şehirlerinde, Kürt halkına ve Kürt halkının savaşçılarına yapılan insanlık dışı muameleler idi. Bunun yanında Kürdistan gençliğini özel savaş yöntemleri ile esir almaya çalışan işgalci Tc devletinin, ajanlaştırma, fuhuş ve uyuşturucu politikaları da artış göstermeye başlamıştır. YDGK-H ve YDG-H gençliğin sürece bir müdahalesi olarakta değerlendirebilinir. 2013 yılında ilanını yapan bu gençlik örgütleri ilerleyen zamanlarda eylemleri ve duruşları ile halkın güvenini kazanırken aynı zamanda düşmana da korku saçacaklardı.
YDGK-H ve YDG-H gençlik örgütleri daha çok radikal eylemleri ile kendini gösterecek ve radikal gençlik çizgisini yaşatacaktı. Yurtsever Devrimci Genç Kadın (YDGK-H) en etkili eylemleri ise, tacizci ve tecavüzcü şahıslara, fuhuş yaptıranlara karşı gelişiyordu. Genç kadın örgütü genç kadınlar şahsında kadınlar yapılan bütün saldırıları Kürdistan’dan püskürtmek ve düşmana rahat nefes aldırmamak bu genç kadınların tek perspektifi olmuştu.
YDGK-H’nin ilan bildirisi ise kısaca şöyleydi: Avrupa’nın en özgür geçinen devletinde Kürt özgürlük hareketinin öncü kadınlarının katledilmesi manidardır. Bu komplonun uluslararası niteliği kadına karşı yaklaşımı gözler önüne sermektedir. Güçlü kadını kabul eden hiçbir devlet yoktur…Toplumun özgürlük dönüşümüne biz genç kadınlar önderliğin perspektifiyle öncülük edeceğiz. Önderliğin başlattığı özgürlük hamlesini 15 Ağustos’la direnişe dönüştüren Agitler, 1 Haziran askeri atılımıyla da yeniden dirilten, Adılların, Nudaların takipçileri ve ardılları olacağız.”
1 Haziran’ın yeniden doğuşu ifade ettiği de vurgulanan açıklamada, “Bir duraksamanın tekrar harekete geçmesini ifade eder. Bizler de Şehid Nudaların izinden giderek yeniden genç kadınların dirilişini yaratacağız. Ve bu onurlu günde genç kadın örgütlülüğümüzü duyuruyoruz. 1 Haziran atılımının yıldönümünde 1 Haziran Atılım ruhuyla YDG-H çatı örgütümüzün birimi YDGK (Yurtsever Devrimci Genç Kadın) Birliği olarak kuruluşumuzu ilan ediyoruz. Kuruluşumuzla genç kadınların örgütlülüğünün Önderliğin özgürlük felsefesiyle birleştirmeyi amaçlıyoruz. Bizler YDGK’li genç kadınlar olarak sömürgeci zihniyetin tüm politikalarına karşı sessiz kalmamaya her yerde direnişi büyüterek cevap olmaya ve sisteme verilecek en güzel cevabında ezilenin ezileni genç kadınların direnişi, mücadelesi olacağı bilinciyle şehirlerde sokaklarda her yerde direnişe çağırıyoruz” denmişti.
YDGK-H hareketinin çıkışı genç kadınlar için yeni bir doğuş olmuş ve küllerinden alevlenen bir direnişin öncüsü olmayı başarmıştır YDGK-H. Buna karşın çözüm süreci adı altında işgal ve yozlaştırma saldırılarına ağırlık veren işgalci Tc devletinin kirli yüzü asker ve polislerle Kürdistan’da yaymak istediği fuhuş ve uyuşturucu furyası YDGK-H ve YDG-H tarafından deşifre ediliyor işgal saldırıları çözüm süreci adı altında gizlenmeye çalışsa da bu sürecin sözde bir süreç olduğu gençlik başta olmak üzere Kürt halkı üzerinde uygulanan baskı ve saldırılarla gün yüzüne çıkıyordu.
YDGK-H’İN TANRIÇALAŞMIŞ ŞEHİTLERİ
YDGK-H ve YDG-H’ın gençlik yapısı ilk olarak Kobanê direnişi sürecinde kendini gösterecek Bakurê Kürdistan’da Rojava Kürdistan’ına Kobanê şahsında işgalci Türk devleti ve çetelerine direniş ile cevap verilecek genç kadın ve gençler sınırları aşarak Kobanê sürecine cevap olacaklardı. Bu genç kadınlardan biri de Evrim Andok (Azize Bayram) olmuştu. Evrim, YDG-H’ın ilk şehidi olan aynı okulda okudukları Şahin Öner’in şahadetinden etkilenecek intikam ve ülke aşkıyla yönünü Kobanê’ye verecek ve Kobanê direnişinde tanrıçalaşacaktı. Şehit Evrim, Kürdistan’daki birlik ve direniş ruhunu bir kez daha hatırlatacağı gibi aynı zamanda genç kadının direniş ruhunu Kobanê’ye taşıyan şehitlerimziden biri olacaktı.
Kobanê süreci ve sözde ‘Çözüm Süreci’ nin sözde de kalmadığı bir döneme girecek saldırılar artacaktı. Buna karşın YDGK-H ve YDG-H mahalle ve sokakları tutarak özyönetim direnişiyle Bakurê Kürdistan’de yazılacak destanın kahramanlarını hazırlaycaklardı. Şehit Newal Dara ve Şehit Faraşîn Sîdar bu sürecin öncü gücü olurken YPS-Jin’le direnişin içinde ölümsüzleşeceklerdi.
YDGK-H şehitleri ‘Özgür Genç Kadın’ perspektifini biz genç kadınlar için yeniden yazmış. Rindixan’larda, Bese’lerden, Zarife’lerden alınan direnişin taşıyıcı olarak günümüzde bir kez daha bize ‘Direnişin Yaşatır’ dedirteceklerdi. Direnişin tanrıçalarına saygı ve özlemle.
NC/Faraşîn Sîdar
https://www.nuceciwan29.com/2019/09/21/genc-kadinin-direnis-halleri-gezide-kadin/