HABER MERKEZİ
Kürdistan tarihin en önemli evrelerinden birinden geçiyor. Böylesi önemli bir süreçte hiç bir Kürt genci olağan davranmamalıdır. Olağan davranmamalı çünkü; Kürt halkının temel koruyucusu Kürt gençliğidir.
Toplumlar iki dinamik güç üzerinden kendisini yaşanılır kılar. Bunlar da kadın ve gençliktir. Kapitalist sistemin bugün itibariyle kendisini toplumların hücrelerine kadar işlemesinin ve toplumsal değerleri zayıflatıp yok etme düzeyine gelmesinin temelinde yatan gerçeklik bu iki olgunun toplumsal etkinliklerinin zayıflatılmasıdır. Bu iki gücün işlevsiz olması demek toplumun dıştan gelişebilecek her türden saldırı karşısında hedef olması demektir. Bundandır ki dünyanın neresine bakarsak bakalım, sistemin en fazla üzerinde oyun oynadığı ve düşürmeye çalıştığı gerçeklik kadın ve gençlik olmaktadır.
Gençlik toplumun eylem gücüdür. Yaşanan toplumsal sorunları çözme yolunda en önce, en kararlı adımı atandır. Kürt halkı için de gerçeklik böyledir. Gençlik, zaman ve mekanı doğru yakalayan, nasıl hareket edeceğini bilip, araçlarını belirleme konusundaki duyarlılığıyla; toplumun en önemli anlam oluşturma ve eylemiyle mücadelesini başarıya ulaştırma gücüdür. Gençlik, toplumun ihtiyaçlarını tespit eden, doğru yer ve zamanda müdahalelerde bulunan ve büyük başarmada ısrar edendir.
Kürt, Kürtlük adına her şeyin hedef olarak seçildiği bu dönemde Kürdistan gençliği tarihi sorumluluklarının farkında olmalı ve buna göre pusulasını belirlemelidir.
İşgalci Türk devleti Kürt halkına karşı topyekün bir saldırı yürütüyor. Her gün sokaklarda kadın, genç, yaşlı demeden Kürt halkı faşist, işgalci Türk polislerinin hakaret ve işkencelerine maruz kalıyor. Buna karşı biz Kürt gençlerine düşen görev ne? Ali Çiçeklerden, Baran Mawalara bize bırakılan miras ‘İntikamdır’. Bizim bu mirası yiğitçe, mertçe göğüslememiz gereken zamanları yaşıyoruz.
Doğal kaleler olan Kürdistan dağlarının biz Kürt halkının varoluş Stargahları olduğunu bilmemiz gerek. İslama inananlar için Kâbe ne anlam ifade ediyorsa, Özgürlük sevdalıları için Kürdistan dağları aynı anlam ifade ediyor.
Hz. Nuh’un gemisi Cudî’ye oturarak tüm insan, hayvan ile bitki neslini yok olmaktan kurtarmıştı. Egitler de ilkin Cudî üzerinden tüm Kürdistan dağlarını özgürlük Stargahlarına dönüştürerek, Kürt halkına yönelik uygulanan soykırım politikalarına karşı biz Kürt gençlerine esas yolu göstermişlerdir.
Katliamlar yapanın yanına kar kalıyorsa! Kardeşlerimizi, yoldaşlarımızı insanımızı katlediyor ise ve bunu yapanlara devlet şeref madalyaları veriyorsa sizce ne yapmalı?
Tabi ki hak aranmalı ve hesap sormalı!
Hesap sormanın mekanı ise dağlar ve sokaklardır. Hesap soracak güç, gerilla ve gençlik öncülüğünde serhildana kalmış halktır. Hesap sormak isteyen her genç gerillaya katılmalı, barikatlarda yerini almalıdır. Ya dağların doruklarında, ya da sokaklarda, barikatlarda işgalci Türk asker ve polislerinden hesap sormalı..!
İşgalci Türk asker, polisleri ve işbirlikçileri Kürdistan’da hiçbir yerde rahat dolaşmamalı, adımını bile atamaz hale gelmelidir. AKP büroları açık kalmamalı, elemanları rahat bırakılmamalıdır. AKP’lilerin araçları ülkemizde rahat dolaşmamalıdır. Adım attıklarında çok güvendikleri orduları ve polisleriyle gezsinler ki yediden yetmişe onların düştükleri hallere gülelim ve daha çok mücadele edelim.
Yeni Özgür POLİTİKA/Baran MAWA