ROJAVA
Herkes Kürdistan fedailerinin karşısında saygıyla eğilecektir.
“Bu gece de Rojava yine kan, barut ve özgürlük kokuyor. Mevzilerimizde meşru müdafaa temelinde elimiz tetikte hazırda bekliyoruz. Göğüs kafesinde kocaman bir yürek taşıyan, kendini halkına adamış milyonlarca egit var burada. O heybetli, asil insanın gözlerindeki inanç ışığı ile ruhumuzu besleyip mücadeleye devam diyoruz. Halkımın yüreği mahşer yeri, biz de bu mahşerin tam ortasında yer alıyoruz. Ülkemizin mahşeri içimize işliyor, dile gelmeyen bütün kutsal duyguların bileşkesini yaşıyor ve onu şiirlere döküyorum.
Sonbahar gelip kapımıza dayandı,
Gökler karabulutlarla kaplı
Her yer sararmış viraneye uğramış
Mevsimlik yağmurların eli kulağında
Şimdi sonbaharın bu anında Rojava’da,
Herkes cepheden cepheye koşuyor.
Bir maratonun finalindeki gibi coşarak
Avucunda yüreği kan-ter içinde
Moğol sürüleri, Nazi artıklarıyla vuruşuyor
Burada yeni bir dünyanın, yaşamın kişiliği
Devrimci Geleneği yeniden yeniden anlam kazanıyor.,
Ve her fedai en zor koşullarda, en kıt imkanlarla.
Zulme bayrak açmışsa Mazlum Doğan,
Zalimi alt etmişse Kemal Pir,
Tarihsel intikam çığlığı olmuşsa Zilan,
Cellad sürülerini toprağa gömmüşse Serêkaniyê yiğitleri,
Tabi ki Dünya Apocuları konuşacak,
Onlara saygı duyacak,
Ve tabi ki herkes Kürdistan fedaileri karşısında saygıyla eğilecektir diyor.
Hakedilmiş bir saygı bekliyor,
Ezilen halklara kucak dolusu selam gönderiyor .
Çünkü Apocu fedailer her zaman ve her yerde olduğu gibi
Che’nin “Ne kadar pahalı olursa olsun sana ait olmayana tenezzül etme
Ve ne kadar basit olursa olsun Senin olandan asla vazgeçme” deyimi gibi yaşıyor, savaşıyorlar.
Başkasına ait zenginliklere el uzatmıyor,
Mutluluğu halkların felaketinde,
Özgürlüğü başkalarının köleleşmesinde aramıyorlar,
Emekle, bilinçle ve irade ile insani değerler yaratıyorlar.
Özgür vatandanlarında böyle bir irade yaratarak ,
Yaşam kurmak istiyorlar.
Bu nedenle bize ait olanı bırakmamak için,
Gerektiğinde gözlerini kırpmadan ölmeye gidiyorlar.
Şairin dediği gibi;
“Ben ölmüşsem akşam üstü ölürüm,
Şehre simsiyah bir kar yağar,
Yollar kalbimle örtülür,
Parmaklarım arasından gecenin geldiğini görürüm,
Çocuklar sinemaya gider..”
Can Toprak
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi