HABER MERKEZİ
Yüzyıldardır direniş içinde olan bir halk: Kürt halkı. Kürt halkının direnişi destanlara, masallara, dengbejlere, klamlara konu olmuştur. Direniş ve kahramanlığı. Dımdım kalesinde 17. yüzyılda kale halkı olan Kürtlerin, Osmanlı ve İran ordularına karşı direnişine şahitlik etmiş Dımdım kalesinde yaşanan, direniş, irade, ve bağımsızlık savaşı. Nehirler yön değişitirirdi, çiçekler soldu ve yeniden yeşerdi, fırtınalar 2015-16 yıllarında Sur’a taşındı. Bakurê Kürdistan’ın Amed, Gever, Cizre, Şırnex, Nisêbîn kentlerinde destansı bir direniş yaşandı. Bu direniş içerinde Şehit Çiyager Hevî komutasında gelişen Sur direnişi ise Dımdım kalesi direnişi ile özdeşleşti Sur oldu Dımdım.
Peki Sur yenilgi miydi? bu soruyu sormak dahi direnişe haksızlık etmek olur. Sur’da direniş destanı yazıldı. Nato’nun 3’üncü büyük ordusuna, topuna, tankına, tabur tabur askerine karşı bir avuç kadar direnişçi ve tarih kokan Amed kuçeleri destan yazdı. Sur’dan yayıldı özgürlük kokusu, umut Sur’dan vurdu kendini dağlara. İşgalci Türk ordusunun ağır kayıplar verdiği bu direnişi dünya tanıdı, dünya gördü ve Kürtlerin direnişine şahitlik etti.
İşgalci Erdoğan rejiminin 9 Ekim’de Rojava’ya dair başlattığı saldırılar talan ve Osmanlı hayalleri Kürtler tarafından daha en başta yenilgiye uğratıldı diyebiliriz. Devletlerin oyunları dünya kamuoyunda öne çıkan tepkilerle bir kez daha boşa çıkarıldı. Kürdistan halkı Rojava ve Kuzey Suriye halkının üzerindeki faşist saldırılar, Kürt halkının birliği ile ilk günlerden boşa çıkarılmaya başlandı.
Serêkaniyê’de direnen savaşçılar Dımdım kalesindeki direnişi bir kez daha yaşattı. Direniş karşısında çaresiz kalan işgalci Türk devleti ise ne kadar ağır silahı varsa direnişçiler ve Kürt halkı üzerinde kullanmaktan geri kalmadı. Buna karşın 9 gün boyunca inanılmaz bir direnişle Nato’nun 3’üncü büyük ordusu yenilgiye uğratıldı ve insanlık suçu işleyecek hale geldi . Geliştirilen Direniş karşısında Kimyasal Silahlara bile sarıldı. Serêkaniyê’ye giden sivil konvoyu dahi hedef alan Erdoğan ve çeteleri Devrimci Halk Savaşı karşısında Serêkaniyê’de ilk yenilgilerini aldılar. Tabii devletler bunu açıklamaktan geri çekildiler çünkü ne olursa olsun Nato’nun müttefiki bir ülkenin yenilgiye uğratılması onlar tarafından kabul edilemezdi. Dünya’da verilen tepkilere karşı bir şeyler yapılması gerekti. Yani anlayacağınız Kürtler dünya devletleri ile savaştı ve dayandıkları tek güç halk ve irade idi. Direniş ruhu Serêkaniyê’de yeni bir destan yazıldı.
Savaşın bir çok geniş yönü vardır. Bunu anlatmadan önce Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın bir sözünü tekrar yinelemek istiyoruz ‘Yüce amaçlar uğruna olmazsa, tek damla kan akıtmak bile caniliktir.’ Kürtlerin yüce amaçları var bağımsızlık ve özgürlük gibi. Tarihte her zaman Kürtlerin özgürlüğüne dair saldırılarda bulunan talancılara karşı her zaman direnişi seçmişlerdir bundan dolayıdır ki bu kadar savaşçıdırlar. Oysa Kürtler tarih boyunca kimsenin ülkesini işgale kalkmamıştır sadece kendi ülkelerini korumak adına hareket içinde olmuşlardır. Türk devleti, bugün Rojava Kürdistan’nında direnen savaşçılar ve halk tarafından büyük bir yenilgiye uğratıldı askeri olarak onlarca çete ve askerini kaybetti, ekonomisi Kürtlere karşı yürüttüğü işgal saldırından dolayı artık toparlanamaz bir hale geldi. Kendi halkı tarafından yok sayıldı etrafında sadece parayla topladığı, kanla beslediği bir grup milliyetçi, kafa tasçı kesimden başka kimse kalmadı yanında. Hitleri hatırlatır oldu dünya kamuoyunda. Anlayacağınız çete başı Erdoğan savaşı başlattığı ilk gün yenilgiye uğramıştı zaten. Yarattığı kan gölünde ise kendisi boğulacak duruma geldi.
Serêkaniyê’de Çiyager’leri, Axinleri, Andokların intikam sesi duyuldu. Yıllardan beri Kürtlerin başına bela olmuş faşizm yenilgiye uğratıldı. Ve Cenga Rojava Direniş kafatasçı Erdoğan ve çetelerinin sonunun başlangıcı oldu.
NC/ Faraşîn Sîdar