ANKARA- 10 Ekim Ankara Katliamı ile ilgili 16 firari sanığın yargılandığı davanın Ankara faşist 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilen üçüncü duruşmasında, avukatlar, sanık Erman Ekici’ye sorular yöneltti.
Müşteki avukatlarından Kemal Gündüz’ün yönelttiği “Kamil Rüştü Yumuşak ile tanışıyor musun? Kamil Rüştü Yumuşak’ın yargılandığı davayla ilişkin nedir? Yusuf Cabael’i tanıyor musun? Şengül Büyükçelebi seni tanıdığını ve Suriye’deki evine geldiğini söylüyor, ne diyorsun?” sorularına Ekici, yanıt vermedi.
Müşteki avukatlardan Senem Doğanoğlu’nun ise “Muasker ne demektir?” diye sorduğu Ekici, “Muasker IŞİD’lilerin kullandığı özel bir isimdir” yanıtı vermekle yetindi.
Mahkeme başkanı, kırmızı bülten ile aranan firari sanıklar hakkında Adalet Bakanlığı’na yazılan müzekkerelere ise yanıt verilmediği bilgisini paylaştı.
Dava dosyasında yer alan X, Y, Z kodlu şahıslar hakkında faşist Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat ve terörle mücadele daire başkanlıklarınca gönderilen araştırma tutanaklarında “X17” olarak kodlanan kişinin Burak Ormanoğlu olabileceği belirtildi.
1,5 YIL SONRA 9 KLASÖR ÇIKTI
Dosyaya eklenen belgelere ilişkin beyanda bulunan Avukat Kemal Gündüz, katliama ilişkin mahkeme kalemine bırakılan 9 klasörlük dosyaya değindi.
9 klasörün davada çılan karardan 1,5 yıl sonra ortaya çıktığını söyleyen Gündüz, “Dosyada kısıtlılık kararı olduğundan bu 9 klasörden haberimiz yoktu. Türkiye’nin en büyük davası karara bağlandıktan bir buçuk yıl sonra bu 9 klasör ortaya çıktı. Dosyaların birer suretini aldık, inceledik ancak çok vahim şeyler ortaya çıktı. Suç işlendiğinin tespitidir. Bu saatten sonra bununla ilgili bir şey yapılmalıdır” dedi.
EMNİYET YAKUP ŞAHİN’İ ARAŞTIRMAMIŞ!
Bu klasörlerden birinde dava sanıklarından Yakup Şahin hakkında Nizip faşist Cumhuriyet Savcılığı’nın bir soruşturma yaptığı bilgisinin yer aldığını paylaşan Gündüz, şu bilgileri verdi: “Katliamdan 10 gün önce Nizip’teki Özdemir Tarım Gübre Fabrikası sahibi ihbar yapmış, ‘İki tip benden gübre almaya geldi ama şüphelendim, vermedim’ demiş. Bindikleri arabanın ‘27 Z’ plakalı olduğunu söylemiş. 1 Ekim 2015 tarihinde satıcının ifadesi alınmış, güvenlik kayıtları alınmış, araba tespit edilmiş. 27 plakalı aracın Yakup Şahin’in ablası Hülya Demir adına kayıtlı olduğu tespiti yapılmış ve Nizip Cumhuriyet Savcılığı civardaki tüm gübre satan yerlerin listesini de çıkarmış. Nizip Savcılığı, Yakup Şahin’in plakasını, fotoğrafını almış. Örgüt bağlantıları araştırılsın diye Antep Terörle Mücadele Şubesi’ne ve İstihbarat Daire Başkanlığı’na 2 Ekim 2015 tarihinde yazı yazmış. Ancak bir şey yapılmadığı için Yakup Şahin bu sefer Birecik’ten gidip, gübre alıyor ve Antep’e getiriliyor.
Katliam olduktan sonra 15 Ekim’de Yakup Şahin ifade vereceğini söylemiş. Nizip’e gidilmiş, 13.45’te uçak kalmış 3.10’u gece depo bulunmuş. Nizip Emniyet’i eliyle koymuş gibi bulmuş. 16 Ekim’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Nizip Savcılığı aracılığıyla el koymuşlar. Yakup Şahin’i tespit etiklerini bildirmişler.”
‘SORUMLULAR GİZLENDİ’
Ortaya çıkan yeni bilgilerin gösterdiği gibi kamu görevlilerin sorumluluğunun dava başladığından bu yana görmezden gelindiğini söyleyen Av. Gündüz, “Kamusal sorumluların hiçbiri buraya sunulmadı, gizlendi, saklandı. Faşist Nizip Savcılığı, Dîlok Emniyeti, TEM, İstihbarat Daire Başkanı’na yazı gönderilmiş. Faşist DîlokEmniyeti görevini yapsaydı, İstihbarat görevini yapsaydı bu katliam önlenebilirdi. Kamusal ihmal çok açık” dedi.
Talepleri alan mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.