HABER MERKEZİ
AKP iktidarı CHP’yi parçalamak ve bu doğrultuda yeni senaryolar planlarken, CHP’nin tutarlı bir tutuma sahip olmadığı görülüyor. Hatta CHP’nin, AKP iktidarının ömrünü uzatmak için her alanda destek olduğunu da söyleyebiliriz.
Son günlerde Saray’a giden CHP’li tartışması Türkiye’de bütün gündemleri devre dışı bırakmış durumda. Amaç da buydu zaten. Türkiye’de gittikçe dibe vuran bir ekonomi var. Siyasi anlamda ABD ve Rusya arasında piyonluk görevini oynayan bir iktidar var. Bununla birlikte İktidarın Türkiye’deki toplumları ayrıştırma, kışkırtma, birbirine düşürme politikası yürüttüğü gerçekliği ortadadır. Şövenist AKP-MHP iktidarı Kürtlere karşı hem içte hemde dışta bir soykırım ve katliam politikalarını devreye koyduğu ve bununla birlikte Rojava’da katliam gerçekleştirdiği ortadayken, iktidar için gündem değiştirmek elzem olmuştur.
Türkiye toplumlarının algısını değiştirmek için muhakkak bir şeyler yapılmalıydı ve CHP’nin içinde bulunduğu iktidar kavgalarından ve karışıklıklardan yararlanılarak, Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın ortaya attığı, Muharrem İnce’nin Sarayda Erdoğan’la görüştüğü iddiaları manidardır. Bu Saray’ın talimatları doğrultusanda ortaya çıkan bir iddiadır. Sarayın kanlı kalemşörleri hemen yorum yapmaya, bu doğrultuda haberler ve analizler yapmaya başladı. Muharrem İnce’nin Saraya gitmesi adeta bir dünya meselesi haline getirildi. Burada Muharrem İnce’nin Saraya gidip gitmediği üzerinde fazla durmayacağım çünkü yapılmak istenen de budur.
Sözde Ana muhalefet partisi olan CHP’nin iktidarla birlikte gündemi nasıl değiştirmeye çalıştığı gerçeğidir. Yani burada hem CHP hem de tekçi AKP’nin birlik olup Türkiye’de bulunan halkları nasıl sömürdüğü ve buyük bir kaosun içine sürüklediğidir. Faşist AKP-MHP iktidarını televizyon ekranlarından yerden yere vuran, iktidarı ağza gelmeyecek laflarla sözde eleştiren, tekçi saray iktidarına karşı HDP’yle yerel seçimlerde ittifak kuran CHP, yerel seçimlerde istediğini alınca iktidarın Kürt halkına karşı savaş tezkeresine ise hemen onay verdi. Bu durumun CHP’nin tarihten gelen faşizan, tekçi, darbeci zihniyetinden geldiğini görmek ve bu doğrultuda bugün ortaya atılan senaryoları çözmek önemlidir.
Çünkü CHP üniter, ulus devletin kurucusu partisidir. Türk ulus devleti, CHP’deki asker-sivil bürokrasi eliti, M. Kemal ve arkadaşlarının öncülüğünde, halka karşı ve halka rağmen kuruldu. Bu eylem, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğunun sultanlarına karşı, iktidarı ele geçirme eylemidir. Halifeliğe karşı yapılan bir otoriter modernist projedir. CHP, Türk Ulus Devleti’nin kurucusu olarak, Kürt halkını da inkâr etti. Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Kürtlerin sahip oldukları sınırlı özerkliği de ortadan kaldıran, Kürtlerin ulusal haklarını, gasp eden, Kürdistan’ı yeni tarzda sömürgeleştiren ve işgal eden, Kürt dilini yasaklayan, Kürtlerin meşru direnişlerini ve hak arayışlarını katliamlarla bastıran, Kürtlerin Türkleşmesi için asimilasyonu, ırkçılığı sistemleştiren bir partidir.
CHP, tekçi Kemalist ideolojiyi benimseyen, Kemalizm dışındaki tüm ideolojileri yasaklayan, gayrı-meşru ilan eden; farklı ideolojik görüşleri savunan kişileri, grupları, örgütleri zindanlara tıkayan; yargılayan ve cezalandıran bir partidir.
CHP, Militarizmin partisidir. Darbeleri destekleyen ve darbeleri teşvik eden bir partidir. Halkı ezen despot sistemin yapılanmasına önayak ve öncülük eden partidir.
CHP, Kürtleri ulus-halk olarak tanımadığı ve dışladığı gibi, diğer etnik gruplara da karşıdır. CHP, otoriter, tekçi, faşizan laik bir partidir. Bundan dolayı da, devlet dinini savunmakta; doğal dinlere karşı tutum içindedir. Bundan dolayı bütün inançlara, dinlere, mezheplere karşı bir düşmanlık refleksine sahiptir. CHP, farklı millet ve etnik grup gerçeğini kabul etmediği, halkın iradesine saygı duymadığı için, demokrat bir parti değildir. Gerçek anlamda halkçı bir parti de değildidr. Sosyal Demokrat bir parti hiç değildir.
Tarihten bu güne CHP ana özelliklerini kaybetmiş bir parti değildir. Bütün ana özelliklerini koruyarak yapılanmaya ve tekçi, faşist, kafatascı iktidara en büyük desteği vermektedır. CHP her ne kadar Sosyal Demokrat bir parti iddiasıyla alanlara çıkıp proganda yapıyorsada gerçekliğine bakıldığında tam tersi olduğu görülecektir. Eğer CHP sosyal demokrat bir parti ise niye bütün toplumsal/sınıfsal kesimleri, etnik grupları, dinleri ve mezhepleri temsil edecek bir yapılanma oluşturmuyor.
Ayrıca CHP’nin genel başkanı bir Kürt ve Alevi; Dersim katliamını yaşayan topluluğa ait olmasına rağmen kendisine Kürdüm bile diyemiyor. Diyemez çünkü Dersim katliamı dile geldiğinde ilk karşı çıkan CHP ve Kılıçdaroğlu’nun kendisidir.
CHP, Kürt halkının iradesine ve kendi kaderini tayin etmesi hakkına karşıdır. Türk halkının da eşit bir şekilde temsile katılımı konusunda da istekli değildir. Eski militarist ve darbeci zihniyetini korumaya çalışıyor. Bu nedenle Ergenekon ve benzeri örgütlenmelere, darbe projelerine karşı çıkmadı. Hatta onlara destek ve avukatlık yaptı ve yapmaya devam ediyor.
Bu gün ortaya çıkan Muharrem İnce’nin Saraya gitme iddiası bu çerçevede ele alınırsa CHP’nin İktidarın ömrünü uzatmaya çalıştığı hatta destek olduğu da görülecektir. CHP’nin zihniyetine ve politikasına göre davranan militarist bir iktidar var. Onun için CHP’nin yapmak istediğini şuanda AKP iktidarı yapıyor ve bunlar birbirini tamamlayarak halkları sömürü ve katliamlara sürüklüyor. Olaylar tarihsel olgular içinde çözülmedikçe gerçeğe ulaşılımaz.
Sara Gulan
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi