FARQÎN – Amed’in Farqîn(Silvan)ilçesi Tekel Mahallesinde bulunan mezarlığa giren polis, Şehit Andok Farqîn (Ramazan Yılmaz) mezarını yıktı. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre, 11 Aralık saat 03.00’de mezarlığa giren işgalci Türk polisleri, Şehit Andok Farqîn’in mezarının tahrip etti. Şehidin isminin yazılı olduğu mezar taşı yerinden sökülüp götürüldü.
‘KÜRTLERİN ÖLÜSÜNE TAHAMMÜL YOK’
Şehit Andok Farqîn’in ağabeyi Kerem Yılmaz, İnsan Hakları Haftasının olduğu bir dönemde böyle bir saldırının yapılmasını kınayarak, Türkiye’de Kürtlerin ölülerine bile tahammül edilmediğini söyledi. Mezara saldırıların amacının ailelere acı çektirmek olduğunu ifade eden ağabey Yılmaz, mezarlığın daha öncede tahrip edildiğini hatırlattı.
‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ’
Ağabey Kerem Yılmaz, kardeşinin mezarına yapılan saldırıya ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) başvuracaklarını ve suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
ÖLÜMSÜZLER TABURU ÜYESİ: ŞEHİT ANDOK FARQÎN
25 Mayıs 2012 yıllında Ölümsüzler Taburu üyeleri Şehit Êrîş Gever(Cengiz Özek) ve Şehit Andok Farqîn (Ramazan Yılmaz) Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve Roboskî Katliamı’na karşılık fedai eylem gerçekleştirerek şehadete ulaşmıştı.
HPG Anakarargah Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada eylemin “Şehit Zilan Ölümsüzler Taburu” gerillaları Cengiz Özek(Êrîş Gever) ve Ramazan Yılmaz(Andok Farqîn) tarafından gerçekleştiği belirtildi. Emniyet müdürlüğüne yönelik fedai eyleminin “Örgüt sistemi içerisinde örgütlü bulunan ve kendisini Önder Apo’ya ve Kürt halkına adayan Ölümsüzler Taburu’nun ilk eylemi” olduğuna dikkat çekilen açıklamada, eylemin daha önce ilan edilen “4. Stratejik Dönem’in ruhu temelinde gerçekleştiği” belirtildi.
Tecrit ve Roboskî’ye karşı
HPG Anakarargah Komutanlığı, eylemin İmralı‘da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve Roboskî Katliamı’na karşılık gerçekleştiğini kaydetti. “Tüm tahammülleri zorlayan İmralı İşkence Sistemi ve Roboskî Katliamı olmasaydı, Ölümsüzler Taburumuz devreye girmezdi” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Pınarbaşı direnişi, AKP öncülüğünde Kürt halkına dönük geliştirilen inkar ve imha siyasetine karşı gerçekleştirilmiş bir eylem; aynı zamanda İmralı’daki işkence uygulaması ve Roboskî Katliamı’nda sömürgecilerin sergilemiş olduğu duruş karşısında özgürlük gerillasının almış olduğu bir tutumdur. AKP öncülüğündeki sömürgeci sistem, Kürt halkına karşı başlatmış olduğu topyekun savaş çerçevesinde halkımıza dönük her türlü katliamı reva göstermeye çalışmakta ve saldırılarının en büyüğünü İmralı’da Önder Apo’ya karşı uygulamaktadır. Bilinmelidir ki, hiç kimse hukuksuz ve gayrı ahlaki olan İmralı Tecrit Sistemi’ni meşru gösteremez. İmralı’da Önder Apo’ya dönük uygulanan tecrit ve psikolojik işkence ile Roboskî Katliamı’nı organize eden sisteme karşı gerillamızın duruşu Êrîş ve Andok yoldaşların ruhuyla olacaktır. Halkımıza karşı tek yanlı bir biçimde gelişen saldırılar, gerillamıza karşı gelişen imha seferleri ve Önder Apo üzerinde uygulanan işkence politikaları karşısında Kürdistan Özgürlük Gerillasının direnişi ve bu saldırıları yanıtlaması meşru bir haktır. Kürdistan Özgürlük Gerillaları bu sömürgeci sisteme karşı savunma savaşını yürütecektir. Dolayısıyla sömürgeci Türk devletinin Kürdistan’daki saldırıları sürdüğü müddetçe gerillalarımızın ve halkımızın savunması da sürecektir.”
Hedef Pınarbaşı’ydı
HPG Anakarargah Komutanlığı açıklamasında eylemin ayrıntıları şöyle aktarıldı: “Silahlı ve bombalı olarak gerçekleşen bu fedai eylemde Andok arkadaşımız Emniyet Müdürlüğü içine girmiş, burada polisler ile arasında bir çatışma yaşanmış, Êrîş arkadaşımız da bomba yüklü araç ile Emniyet Müdürlüğü avlusuna girerek aracı patlatmıştır.”
HPG açıklamasında, İçişleri Bakanlığı’nın “hedef başka bir yerdi” spekülasyonlarına da son nokta konuldu. Eylemin Pınarbaşı Emniyeti’ni hedeflediği ve Türk basınının yayınlarının gerçeği yansıtmadığı belirtilen açıklamada, “Planlandığı çerçevede ve polislerin hedef alındığı eylem sonucunda çok sayıda polis öldürülmüş ve yaralanmıştır. Bir savaş medyası olarak çalışan özel savaş basınının çarpıtma amaçlı yansıtmaları çaresiz ve gerçekleri gizlemenin dışında bir şey değildir” denildi.