HABER MERKEZİ
İhanet Kürt ve Kurdistan tarihinde büyük yer kaplayan ve Kürtlerin başarıya ulaşması önündeki en büyük engellerden olmuş ve olmaya devam etmektedir. Kıssadan hisse olan bu yaşanmışlığını günümüzde gelişen olaylar karşısında sizinle paylaşmak istedik.
Kurdistan’da ihanet eden her insan, Kurdistan tarihine kara puntolarla geçmiş ve her zaman öyle hatırlanacaklardır. İhanetinde bahsedeceğimiz kişi, Kürtlüğünü hiçbir zaman kabul etmeyen, zaten sadece fiziki ve soy olarak Kürt olan ama Kürtlük bilincinden ve Kurdistan’dan bir o kadar uzak Süleyman Nazif’tir. Türkçüden daha Türkçü olan bu şahsiyet ihanetin Kurdistan üzerinde su yüzüne çıkışlarından biridir.
Türk edebiyatı tarihinde önemli bir yazar olarak geçen Süleyman Nazif Kurdistan tarihi içerisinde ihaneti ile yer alıyor. Süleyman Nazif ortaokuldan, liseye kadar çoğumuzun duyduğu bir isim hata nedense bir Kürt olarak Türk edebiyatına kattıkları ile gururlanırız değil mi?
Garip ama uzak değil. Süleyman Nazif bir Kürt’tür evet elindeki Kürt kanıyla gururlanan hain bir Kürt. Kürt ve Kurdistan mücadelesi ile Kurdistan tarihine adını yazdıran Abdusselam Barzani’nin idam edilmesinin başrol oyuncusu olan Süleyman Nazif akıllarda her zaman öyle kalacaktır.
Takvim 14 Aralık 1914’ü gösterdiğinde Osmanlı Devleti tarafından Musul’da idam edilen Abdusselam Barzani Kürt ve Kurdistan mücadelesi vermekteydi.
1868 yılında Barzan köyünde doğan Şeyh Abdusselam Barzani, 1907 yılında Osmanlı Devletinden Kürtçenin Kürt bölgelerinde resmi dil olmasını talep etmiş ve yaptığı ıslahatlarla Kürtlerden oluşan bağımsız ordunun temellerini atmıştır.
Şeyh Abdusselam Barzani, Şirvani, Dolemeri, Mizuri, Beroji, Nizari, Gerdi, Herki ve Bineci aşiretleriyle birlikte büyük Barzani Aşireti federasyonunu kurmuştur. Abdusselam Barzani yaşadığı dönemde kendi bölgesinde aşağıdaki reformları gerçekleştirmiştir:
1- Mülkiyetin ortadan kaldırılması.
2- Toprakların çiftçilere dağıtılması.
3- Başlık parası ve zorla yapılan evliliklere son verilmesi.
4- Sosyal ilişkilerin adalet ve eşitlik esasına göre düzenlenmesi.
5- Her köyde bir mescidin kurulması, bu mescidin dini farzların eda edilme yerleri olmalarının yanı sıra sosyal merkezler, istişare yerleri ve köylüler arasındaki ihtilafların çözüm yeri olarak kullanılması.
6- Köy meselelerini her yönden ele alıp çözümlemek üzere her köyde bir konseyin kurulması.
7- Her aşiretten silahlı güçlerin oluşturulması ve bunların başına sorumlu kişilerin tayin edilmesi.
Şeyh Abdusselam 1907 senesinin baharında Brifkan köyünde Kadiri Tekkesinin lideri Şeyh Nur Muhammed Brifkani’nin evinde Kürt aşiret liderleriyle gerçekleştirdiği toplantıda Osmanlı yönetimine aşağıdaki talepleri içeren bir telgrafın gönderilmesi kararlaştırıldı:
1-Kürt bölgelerinde Kürtçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi.
2-Eğitimin Kürtçe yapılması.
3-Kürtlerin bölgesine Kürtçe’yi iyi derecede bilen memurların tayin edilmesi.
4-Devletin dini İslam olması dolayısıyla mahkemelerde verilen hükümlerin İslam şeriatına göre verilmesi.
5-Kürt bölgelerinde toplanan vergilerin Kürt bölgelerindeki yol ve okulların yapılması için kullanılması.
Osmanlı Sultanı, Abdusselam’ın taleplerine Barzan üzerine büyük bir askeri kuvvet göndererek karşılık verdi.
Abdusselam, iki ay boyunca Osmanlı kuvvetlerine direndi.İki aylık direnmenin ardından Rojhılat’a geçmek zorunda kaldı. 1908 yılında tekrar Barzan’a geri dönerek Osmanlı askerlerini bölgeden çıkardı.
Osmanlı, Barzani ile yapılan barış anlaşmasında sembolik bir birlik dışında bölgeden çekilmeyi ve tazminat ödemeyi kabul etti.
Musul Valisi’nin 1913 yılında Abdusselam’ı tutuklatmak için Barzan bölgesine askeri kuvvet göndermesi üzerine tekrardan Rojhılat’a geçmek zorunda kaldı.
Osmanlı, Abdusselam’ın yakalanması için büyük bir ödül koydu. Barzan’a geri dönerken Rojhılat’ta Gıngeçin köyü ileri geleni Sofi Abdullah’a misafir oluyor. Sofi Abdullah uyudukları sırada Şeyh Abdusselam ve korumaları yakalayarak Osmanlı’ya teslim etti.
Tutuklanan Abdusselam Musul’a nakledildi. Musul Valisi Süleyman Nazif’in gerçekleştirdiği göstermelik bir yargılamadan sonra idamına karar verildi.
Evet Kurdistan mücadelesi veren Abdusselam Süleyman Nazif’in eliyle idam ediliyor.
Peki gerçekleşen bu durumu normal bir işleyiş olarak değerlendirebilir miyiz? Kürtleri birbirine katlettirme, asimile olan Kürdü örnek göstererek, direnen Kürdü terörist ilan etmek öylesine yapılmıyordu. Bu devşirme politikası günümüzde de kendini göstermektedir. Kürt özgürlük hareketine karşı ihanetçi Kürdün sırtını sıvazlayarak, onu kahraman, kardeş ilan ederek direnen Kürdün üzerine salmak bir görevmiş gibi bugünde yerine getiriliyor.
Süleyman Nazif örneğinde gördüğümüz gibi bu ihanetçi şahıslar Kurdistan tarihinde birer kara leke olarak varlıklarını sürdürürken Kurdistan mücadelesi her geçen gün kara lekeleri direnişleri ile temizleyecekler. Kurdistan kavgası ihanetçileri yıkıp geçecek ve ihanete mehil edenler Kurdistan halkı tarafından, halk mahkemelerinde yargılanacaklar.
NC/Axin Mahir Dicle