HABER MERKEZİ – Sözcüklerin çok kullanılmadığı, hissedilişlerin bin anlama ulaştığı Direniş ve Mücadele kavramlarının ete kemiğe börünmeye başladığı bir bahar akşamında. PKK ve gerilla ortamı öyle bir yerdir ki orada yaşamın ve mücadele etmenin anlamını, tadına vardıktan sonra hiçbir varlık kendi yerinde duramaz ve sıradan kalamazdı. Onurlu yaşam adına ne varsa tanıdığım bu cesur yürekli yoldaşlarda anlam bulmaya başlamıştı. Göğüs kafeslerinde kocaman bir yürek taşıyan bu yoldaşlarla bir arada olmanın verdiği mutlulukla ağız dolusu gülüyor, savaşın ortasında halaya duruyorduk.
PKK’de fedai ruhun en çok zirveleştiği aslında karakter kazandığı bir kişiliğii Numan yoldaşı ve nice kahramanların yazılmamış, söylenmemiş kavgalarını ve öfkelerini, sevgilerini, fedakârlıklarını, cesaretlerini, soylu direnişlerini anlatmaya ne kadar sözcükler yetecek bilemiyorum. Dile gelmeyen bütün kutsal duyguların bileşkesidir Numan yoldaş… Zor ve sancılı ama bir o kadar da harika ve hakikat gerçeğinde yaşanan yoldaşlığı anlatmak gerek. Geçmişi bu güne taşımak, bugünü geleceğe aktarmak gibi kutsal bir görevi taşıdığımızın bilinciyle o büyük Komutanı anlatmak gerek. Ape Musa alanına ilk geldiğimde gördüğüm ilk gerilla yoldaşlardan biriydi Numan yoldaş. O kadar dinç ve kendinden emin duruyordu ki insan onun yanında kendini güvende hissediyor, etrafa hiçbir kötülüğün yaklaşmayacağına inanıyordu. Heybetli bir duruşu vardı, ilk andan itibaren onurlu yaşam adına verdiği mücadeleyi duygu ve düşüncede hisettirir, bu düşünceyle PKK’de olmanın büyük bir şans olduğunu hemen kavratırdı. Bilgeliğin yolunda rolünü taşıyabilen bir militan olmanın gereklerini anlatmaya başladığında heyecandan nefes nefese kalmıştım. İnsan hangi dağda ise biraz o dağa benzer derler. Numan yoldaş da Amed’e benziyordu. Amed gibi direngen, Amed gibi heybetli ve Amed gibi Asil ve Dağlıydı. Gerilla yaşamında verilen direniş mücadelesinin insanlığın asil duygularını açığa çıkarıp tarihin tuvaline nakış edileceğinin somutlaşmış haliydi. Bu uzun soluklu mücadelede yer alan milyonlarca yoldaşlarının şahadetelerini ölüm olarak değil, yaşamda zirveleşmek olarak görmek zorundayız. Her toprağa düşen direniş tohumunun ardından kalbimizde yükselen o isyan ve öfkeyle düşmana yönelmek gerek. Bir kara bulut misali duygularımın üzerinde gezinen o karanlık pusulu 31 Aralık gecesini inat ellerim karanlığı parçalama mücadelesini yükselterek verecektir.
Ölüm bir yok oluş değildir, sadece bir döngüdür. Şehadet amaç ve idealler uğruna yaşamın zirveleşmesidir. Şehit yaşamın ve mücadelenin en diri gücüdür. O heybetli Asil insanın gözlerindeki inanç ışığı ile ruhumu besleyip mücadeleye devam edeceğim. Bize ruh veren, eyleme geçiren, coşturan enerji veren, savaştıran ve her anımıza anlam katan o direniş abidelerinin yolunda her türlü zorluğun üstünden geleceğimizin inancıyla mücadeleye devam ediyoruz. Numan yoldaşla başlayan milyonlarca yoldaşla aralıksız devam eden devrimci yürüyüşümüz zirveye, yani Güneşimiz Önder Apo’ya varıncaya kadar kararlılıkla devam edecektir.
Hêvî Numan AMED
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi