HABER MERKEZİ
Çilekeş, mazlum ve mutlaka kazanması gereken yurtsever Kürdistan halkımız; emin olun derken, boşuna konuşmuyoruz. Umutlu olun ve bu umudunuz da gerçekleşmeye doğru yüz tutuyor derken, sadece güven telkin etmek için söylemiyoruz. Adım adım gerçekleşen, başarılarla günlük çalışmalarımızla kopardığımız, adeta tırnaklarımızla söktüğümüz başarılardan bahsediyoruz. Ve daha doğru yaklaşır, daha fazla vurursanız, daha kesin kazanabileceğinizden söz ediyoruz. Bu temelde kendi savaş yılınızı kendiniz kazanın. Bu savaşı her zamankinden daha fazla bir Kürdistan Ulusal Kurtuluş savaşımı, Kürdistan’da insanlığın kazandığı bir savaşım haline getirin. Bütün bu çabalar aslında bir yerde sizin ülkenize, kimliğinize, özgürlüğünüze ulaşmanız ve sahip olmanız içindir.
Bin yıllardan beri ülkemizden kaçırtıldık, kimliğimize karşı ihanet ettirildik, insanlığımıza karşı suç işledik. Bunu tamamen sona erdiriyoruz. Belki de bu yıl bin yıllık düşmeyi durdurduğumuz gibi kaybedilenleri de ele geçirebiliriz. Öyle bir umutla, öyle bir coşkuyla siz bu yıla, onun savaşımına katılıyorsunuz. Kendinizi yeniden özgür temellerde var ediyorsunuz. Bu savaş sizin savaşınız, biz sadece bir aracıyız, bir hizmetkârız. Bizden her şeyi bekleme değil, ihtiyacınız olanı bekleme, bizi öyle değerlendirme, bizden öyle iş talep etme hakkınız var. Ve biz de karşılıksız yapıyoruz. Önderlikten benim anladığım budur.
Hiç kimse sizin adınıza düşünmedi, biz düşündük. Hiç kimse ilk adımı atmadı, biz attık, örgüt kurmadı ve savaşa cesaret etmedi, biz cesaret ettik. Ve herkes çok ince düşünemezdi, biz düşündük; ince detaylarına kadar düşündük, yenilmez bir savaş, yenilmez bir örgüt, yenilmez bir taktik, gereken ne ise onu zamanında devreye koymaya çalıştık. Benim halk önderliğinden veya sizler adına iş yapmaktan anladığım, cesaret bulduğum ve yaptığım budur. Hiçbiriniz bana özel olarak ne şu kadar para ve silah verdiniz, ne de şu kadar savaşçı. Ben, sizler adına bulup buluşturdum. İtiraz etmediniz, “Doğruyu yapıyorsunuz” dediniz, daha fazla katıldınız ve şimdi görüyorsunuz ki, büyük bir iradeye kavuştunuz.
Önderlik iradesi demek, sizin iradeniz demektir.
Saygılıyız, ben de saygılıyım, siz de saygılısınız. Bu irade ülkeye dönüş iradesidir, kendini kazanma, kendini özgüleştirme iradesidir. Bunun için her türlü savaşımı verme iradesidir. Yoksa benim gibi çok zavallı birisi neden böyle konuşsun, neden böyle yürüsün ve savaşsın. Mümkün mü? Değil! Demek ki ortada yürüyen, savaşan bir iradeniz var. Bunu bazıları iyi, bazıları kötü temsil ediyor, önemli değil. Daha ısrarlı olunursa, örgütleriniz olur, ordunuz kurulur, meclis ve hükümetleriniz oluşursa; sizin özgür kimliğiniz, ulusal varlığınız ve kazanılan bir ülkeniz olur. Bu konularda hiç kimse, “Eskisi gibiyiz, elimizden hiçbir şey gelmez” demesin. Hayır elimizden her iş gelebilir. Dünya da karşımıza dikilse, kıyamet de kopartılmak istense, yine de üstte kalan ve yaşayan biz oluruz. Bu ortaya çıkmıştır ve biz bu temelde sizin bu çok zorlu geçen, daha da geçecek olan yaşam ve savaşım yılınızı selamlıyoruz.
Köy köy, aile aile, ne kadar ilişkiniz varsa, bir taarruz hareketiyle kazanın
Ülke içindeki halkımıza olduğu kadar, özellikle düşmanın açık, işkence taktiği ve katliamını yaşayan insanlarımıza, boşaltılan binlerce köyde, evleri başına yıkılan halkımıza daha fazla direnmelerini ve hatta bundan gurur duymalarını, kararlı ve örgütlü bir biçimde kendi savaşımlarını yapabiliyorlarsa öyle yapmalarını ve çıkarılması gereken sonucun bu olduğunu söylüyorum. Yine bin bir baskıyla, yoksullaştırmayla yurt dışına, metropollere taşırılmış halkımızın oldukça iyi mücadele fırsatları vardır. Özellikle Avrupa’daki yurtsever Kürdistanlı kitlemiz, Kürdistan’ı boşaltarak zorunlu olarak emperyalizmin dayatmaları altına alınarak, bu oyunlarla birlikte ulusal kimliğinden kopartılıp, hatta bütünüyle sahte bir yaşamla kandırılarak ülkeden kopan bir halk haline getirilmek istendiniz. Sizler de on beş yılı aşkın bir mücadele pratiği içindesiniz, gün geçtikçe geliştiniz ve Avrupa’daki kitlemiz olarak şimdi muazzam bir ordu gücü haline geldiniz. Özellikle halk cephesini, ulusal cepheyi geliştirip başarıya götürebilirsiniz.
Yalnız Avrupa için değil, sizlere de bizim verdiğimiz talimat şudur; Kürdistanlı kitle bütünüyle Avrupa’da kazanılmalıdır, bunun için taarruz daha fazla ülkeye yöneltilmelidir. Avrupa’yı kazanmış kitlemiz, Avrupa’da kazanmış kitlemiz, ülkede siyasi cephenin zaferidir. Ülkeye yöneltilmiş Avrupa kitlemiz, büyük bir taarruz hareketidir. Bunu geliştirin, köy köy, aile aile, ne kadar ilişkiniz varsa, bir taarruz hareketiyle kazanın ve göreceksiniz ki kendi başınıza büyük bir ordusunuz. Bu ordunun savaşımını ve örgütlenmesini bütün engellere rağmen artık kendi kendinize yürütün. Bu savaş daha çok Avrupa’daki kitlemizin de en önde katıldığı ve sonuca götüreceği bir savaştır. Her şeyinizi ortaya koyun ve bunun başarısını pekiştirin.
Metropollerdeki halkımız için de öyledir, en az Kürdistan’daki halkımız kadar Türkiye metropollerini doldurdu. Buralarda halkımız tüketilmek, boğdurulmak istendi. Buradaki halkımız, Türkiye halkının devriminin de adeta öncülüğünü yapıyor, demokrasinin öncülüğünü yapıyor. Daha da yüklenilmeli. Bizzat Türkiye’deki demokrasi savaşımına da daha fazla katılarak, düşman hedeflerine bütünüyle yönelerek, adeta ikinci bir devrimi de Türkiye’de yaparak, bu politikaya, bu bitirme politikasına en büyük cevabı siz metropolde bulunan Kürdistanlı halkımız vermelidir. Türkiye halkına kardeşliği, eşit ve özgürlüğü de tanıtarak, savaşan Kürdistan halkının nasıl onların da her şeyi olduğunu göstererek bu metropollerin yaman bir devimci kesimi olduğunu ortaya koydunuz, daha fazlasını bu yıl gösterebilir ve bunu da büyük bir başarıyla kanıtlayabilirsiniz.
Bu şansınızı mükemmel değerlendirin ve başarılı sonuçları sonuna kadar gösterin. Bu yıla çok hazırlıklı girdik, bu yılı kaybetmek şurada kalsın, ilk defa bütünüyle çözümlenmiş ve ince ayrıntılarına kadar tartışılmış, kararlaştırılmış bir mücadele yılı olarak gördük. Hazırlıklarımız bütün yılları karşılayabilecek düzeydedir. Şimdiye kadar PKK adına ne yapılmışsa, bu yıl ikiye, üçe katlanacaktır. Biz bu tarzda bu yıla yükleniyoruz. Ben de hazırım, PKK’de hazır, gerilla da hazırdır. Ve siz halkımız da hazırlığınızla bunu tamamlıyorsunuz.
O halde karar yerindedir, hazırlıklar tamamdır. Şüphesiz ölümler her zaman vardır, benim için de hepiniz için de vardır. Ama böylesine kararlı, böylesine doğru yolda savaşmanın ve bu yolda karşılaşılacak ölümün, ölümsüzlük olduğunu ve ölüm nereden gelirse gelsin karşılamaya değer olduğunu söylüyoruz. Dolayısıyla ölümden hiçbirimiz zaten çekinmiyoruz. Bu kadar kahramanca fedaisi olan, bu kadar kahramanca şehidi olanın ölümden korkması şurada kalsın, onda en büyük yaşamları yaratmak için her şeyini daha fazla ortaya koyacaklarını ve kazanacaklarını da kesinlikle belirtiyoruz.
İşte bu yılın üzerine giderken bu temelde tekrar hepinizi görevlerinize karşı oldukça bilinçli olmaya, sorumluluk duygularınızı sonuna kadar ayağa kaldırmaya, hemen her konuda düşüncenizi, dikkatinizi, tedbirinizi elden bırakmamaya, yapabileceklerinizi azamileştirmeye, gerçekten bu yılı büyük bir özgürlük yılı, Kürdistan’da başarı ve hatta kesin zafer yılı haline getirmeye çağırıyorum. Buna özen göstermek, çaba harcamak, bunda asla engel tanımamak, içten-dıştan kaynaklanacak her engeli yerle bir etmek için kendinize güvenin. Ayağa kalkmışsınız, yürümeye başlamışsınız, daha fazla kalkın, kalkmayanı da kaldırın, yürümeyeni yürütün, pekişerek ve savaşarak yürütün. Göreceksiniz ki böyle ayağa kalkan, böyle zincirleri parçalayıp özgürlüğe koşan bir halkı hiçbir güç durduramayacağı gibi, eğer iç engeller yani lanetli ihanetimiz bizi tutmazsa, gafletimiz, geriliğimiz ve eksikliğimiz bizi durdurmazsa, -ki bunları da rahatlıkla giderebiliriz- biz bu özgürlük savaşımını kesin kazanacağız. Bütün planlarımız, bütün tedbirlerimiz, ölüm nereden gelirse gelsin kazanmamızın kesin olduğunu ortaya koyuyor, haklıyız, her şeyimizi ortaya koymuşuz, çok akıllıyız. O halde tam başarıya neden ulaşmayacağız?
Eğer bütün bunlar doğruysa, o halde daha şimdiden kesinleşmiş bu zaferin yaman bir savaşçısı olmaya, tarihimizin ilk defa bu onurlu savaşma ve özgürleşme şansını çok dikkatli değerlendirmeye ve bir katkınızın olması için elinizden geleni yerine getirmeye bir kez daha hepinizi çağırıyorum. Bize gösterdiğiniz ilgiyi, verdiğiniz büyük desteği, kendiniz için daha fazla verin. Gücümüzü daha fazla sonuç alıcı bir tarzda ve yerinde kullanarak ‘işte başarıyoruz’ diyelim. Her zaman ölüm olabilir, hepimiz için olabilir ama, bir tekimiz bile sağlam kalsa, bize biraz layık olmaya çalıştığında, onun da zaferi kesinleştireceğini bir kez daha rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sizleri bu temelde bu yılı böyle karşılamaya, bu yılı bu temelde kesin dönüştürmeye, geri dönülemez, geriletilemez bir savaş yılı haline getirmeye ve kazanılması için her şeyi ortaya koyarak hakkını verecek bir kahramanlık, yiğitlik yılı haline getirmeye çağırıyorum. Bu temelde siz yurtsever halkımıza ve dostlarımıza başaracağımıza dair bir kez daha söz veriyorum. Selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Halklar Önderi Abdullah Öcalan