HABER MERKEZİ
Uzun zamandır Sanal Medyada Zindan Yoldaşları adıyla, zindandaki siyasi tutsakların fotoğraflarını ve durumlarına ilişkin paylaşımlar yapan ‘Zindan Yoldaşları’ sayfası yeni bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında ‘Helbestên Azad’ adlı bir kitap çıkarılması planlanıyor. Kitap zindandaki siyasi tutsakların yazdığı şiirlerden oluşacak ve Kürtçe olacak. Kampanyaya ve sayfaya dair sorularımızı yanıtlayan Zindan Yoldaşları sayfası yöneticilerinden Müslüm Aslan, zindanlarda yaşanın bir tarih olduğunu ve bu tarihin korunması, yaşatılması, haberdar olunması gerektiğini belirtti.
Zindan Yoldaşları Sanal Medya hesabının sayfa yöneticilerinden Müslüm, “Elimizde zindan fotoğrafları bir hayli vardı. Ben kendim şahsen o sokağa çıkma dönemlerinde kazanım ve kayıplar gibi muhasebelere girişirken, olası tehlikeleri de göz önünde bulundurarak elimde adeta uzun bir tarihi çerçevesine sığdıran ve onların belleklerinin de olduğuna inandığım fotoğrafları korumak gerektiğinin ciddiyetini bilerek inanarak korudum.
Bir arkadaşımla beraber değişik zindan, kişi ve tarihten kalan fotoğrafları taratıp sosyal medyada bir hesap açıp orada depolayıp saklamak amacı ile sosyal medyaya yükledik. Eğer bize evlerin içindekilere bir şeyler olursa en azından bir yerde herkesi de ona ortak ederek zamana bırakalım dedik. Hesabı herkese açtığımızda büyük bir ilgi ile sahiplenildi ve bir eksikliğin giderildiğini anladık. Bununla beraber herkes artık o hesaba elindeki fotoğrafları göndererek yayınlamasını istedi.
Zindanları öncelikli ele alan zindan yoldaşları hesabının başlangıcı 2014 yılına dayanmaktadır.
İlk baştaki amacı sadece fotoğrafların kaybolmamasını ve kalıcılaşmasına dairdi ama zamanla çeşitlenen ve kendisini dayatan görevler yükledi omuzlarımıza. Fotoğraf yüklemenin yanı sıra adres soranlar birbirleri ile dayanışma ve yardımlaşma içinde olmaya çalışanlar, zindana giderken nasıl gidip gelineceği kadar yol arkadaşı arayanlar bu hesapta birleşti. Zindanların sorunları, haberlerini duyururken eksikliklerimizi, ihtiyaçlarımızı ve duyurularımızı bu sayfanın çatısı altında toplamaya çalıştık. Ve anladık ki açmakta geç kaldığımız güçlendirmemiz gereken bir hesaptı zindan yoldaşları.
Burada birleşenlerin çoğu tutsak yakınları ve akrabaları, dostlar, arkadaşları ve o cepheye sorumlulukla yaklaşan kişilerdir. Aileler kamuoyuna duyurulması gereken bir haberi olayı ilk elden bizlere iletmekte. Sayfa takipçisi ve sahiplenenleri arasında onlarca gazeteci arkadaşta var. Kalın hatlarla, kısaca duyurmaya çalıştığımız haberi gerektiğinde gazeteci arkadaşlarımız detaylandırırarak haberleştirerek duyurmaktadır. Biraz da hesap gazete ve televizyonlarımızda bilgi akışı aktarımında bulunmak gibi güzel bir görevi de yerine getirme mutluluğunu yaşamaktadır.”
YARATILMAK İSTENEN CEHENNEM DİRENİŞ İLE AYDINLANACAK
Müslüm, zindanlarla iletişimlerin güncel olduğunu belirtti. Müslüm zindanlarla yaratılmak istenen cehennemin direniş ile aydınlığa kavuşacağını belirterek, “İletişimimizi güncel ve canlı. Öyle ki çoğu aileler gitmeden bizim ileteceğimiz bir şeyin var olup olmadığını sorup giderken, gelişte de arkadaşların o eskimeyen kutsal selamların getirmektedirler. Sürgün haberleri, baskı, işkence, hasta arkadaşların durumlarını birinci ağızdan ailenin, yani görüşçülerin kendisinden almaktayız. Haber akışının hem hızlı ve güncel olmasını sağlamaktadır.
Örneğin; Bir arkadaş o hafta eve haftalık telefon hakkıyla telefon açmadığında ailenin merak edip ilk sorduğu ve cevabını aldığı yerdir. Aileler bilgilerini, kaygılarını, endişelerini ve meraklarını burada paylaşır. Birleşmek ve bütünleşmenin içini doldurmak için çabaladıkları bir çatı ve duraktır, zindan yoldaşları. Bizim için, o cehenneme dönüştürülmek istenen dört duvar arasındaki aydınlığa ulaşma ve onların yapıcı ve direngen güçlerini dışarı ile paylaşma konusunda her gün güçlenen bir basamak zindan yoldaşları hesabı.” dedi.
‘BASKILAR BİZİ DURDURMAYACAKTIR’
Zindan Yoldaşları sayfası yöneticilerinden Müslüm, yaşadıkları baskı ve tehditlere rağmen paylaşımlara ara vermeden devam ettiklerini belirtti. Müslüm, “Evet ilk açıldığı günden bu yana bizi tanımaya çalışıp çevremizde bütünleşenler olduğu kadar çekemeyen, sosyal medyayı en fazla kalabalık ve kullanılan alanlarında zindanların sesini duyurmaya çalıştığımız için engellemeye çalışanlarda çoğaldı. Hesabın engellenmesi ve kapatılması için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Zindan Yoldaşları hesabının adına konuşan ben Müslüm Aslan ve arkadaşlarımız hem kişi hemde hesap olarak defalarca tehdit edildik. Bununla yetinilmeden aile bireylerimizin canıyla tehdit etmeye kadar işi vardırdılar. Şimdi Sırbistan da yaşıyorum. Teknolojiden anlayan birimleri ile hepimizin yerlerini tespit ettiklerine dair bilgiler ve hesabı ele geçirmek için truva virüsleri yollamaktadırlar.
En son bize şu denildi. Sokakta, okulda, üniversitede, camide, kahvede, mecliste konuşmamanız için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız. Sosyal Medya gibi yaşamın her alanına sinen internet ağı ile kendimizi anlatmamızın da önüne geçmek için her türlü çabayı sarf etmekten geri durmuyorlar. Bizi, bu alanda da susturup engelleyeceklerini yolladıkları tehdit mesajları ile söylemektedirler. Zindan Yoldaşları isminin arkasında kimlerin olduğunu bilmeleri bizi korkutmuyor, asıl pes etmek kötü olur ve tempomuzdan düşmek bizi eksiltir, utandırır ve boynumuzu büker zindandakiler karşısında.”
BASKILARA ALDIRMADAN SESİMİZİ YÜKSELTELİM
Zindan Yoldaşları sayfası yöneticilerinden Müslüm, “İnsanlar her şey için sosyal medyayı en iyi, yarar sağlayan şekilde kullanıyor. Biz neden zindanların sesi olmayalım. Eğer yönelimlerden daha fazla hesaba sahiplenme ile karşılık vermezsek yönelimlerin şiddeti sesimizin etkisini düşürür. Zaman zaman arkadaşlarımızın kitap eksikliklerini duyuruyoruz. Yada bir aile bir sorunu aracılığımızla paylaştığında duyarlı olmak gerekir. Kendimize sahip çıkmak birbirimize değer vermek ve sahiplenmekten geçer.
Zindandakiler zor koşullarda yaşamaya itilmekte ailelerde zindandaki ile beraber cezalandırılmaktadır. Mardinde ikamet eden bir ailenin zindanda bulunan bireyi çok bilinçlice Trabzon’a yada Tekirdağ’a, Edirne’ye sevk edilirken boşu boşuna yada öylesine oralara kadar götürülmemektedir. Baskı,sömürü sistemi her alanda yıldırıp teslim almaya çalışırken politikasını bu çerçevede ilkin zindandakiler ve aileleri üzerinde yaşamsallaştırma uğraşındadır. Tutsağa da aileye de görevler düşmekte. Biz bu zorlu görevin kalabalığında yada arasında iyi işlenmek istiyoruz. Bazı şeylere dair yetersiz kalabiliriz. Beraber güçlenip bu sorumluluğun üstesinden gelmek istiyoruz. O nedenle görev olmaya adayız bu duruşumuzla daha bir şey yapmadık, yapmak içinde sahiplenilmek isteniyoruz. Aileler tutsak arkadaşlara bizden bahsetsinler duyurularımızı zindanlara dair iletebilirler. Çünkü aynı zamanda bu hesap değişik çağrı ve notların iliştirildiği bir pano görevini görmektedir. Onbinlerce foto var artık hesabımızda dahada zenginleştirebiliriz. Orada foto artırdıkça görevlerimizde çoğalacak. Her yüz, her bakış bize bir emir vererek bakıyor çünkü. Sesimizin daha gür çıkması ve zindanlara daha yakın durmamızı sağlamak için seslerine ses olan sesimize daha fazla renk verelim baskılara tehditlere aldırmadan.” dedi.
ZİNDANDAKİ DİRENİŞ KÜLTÜRÜ KÖKLÜDÜR
Helbestên Azad adlı Kürtçe bir şiir kitabı projesiyle ilgili konuşan Müslüm, kitabın Kürtçe olmasına dikkat çekti. Kürtçe konuştuğu için zindanlarda işkence gören hatta katledilenlerin olduğuna ve bu kitapla önemli bir tabunun çiğnendiğini belirtti. Müslüm, “Zindanlardaki baskılar ve işkenceler direniş geleneğini alt etmek istercesine her fırsatı kollamakta ve gündemin bakış açısını kirleten menzilinden yararlanmaya çalışmakta. Ama buna karşı direniş kültürü köklüdür ve temeli bilinçle, inançla, umutla atılmıştır. Kendi ruhuna sinen, kuruyan, inançsızlaşan ve pes eden, teslim olan bireyler istemektedir bu sistem. Bunun için tutsak hayatını çevreleyen ne varsa işkenceye çevirirler.
Zindandaki ise tam tersine ruhuna sahip çıkan, zengin durmaya çalışan, inancını güçlendiren ve dişini tırnağına takarak imkanları ile diz çökmemektedir.
Kürt olduğu için duvarlar arasına hapsedilen tutsak Kürtlüğüne diline, kültürüne sahip çıkarak Kürt ve Kürtçe silahıyla direnmekte. Bu silahın bünyesini meydana getiren en büyük pay okumak ve yazmaktır. Özellikle 1999’lardan sonra zindandaki arkadaşlar Kürtçeye çok büyük bir ağırlık verdi. Nerede ise okumadıkları değerlendirmedikleri Kürtçe roman, şiir, araştırma kitapları kalmadığını bende bir tutsak yakını olduğumdan, tutsak yakınlarından da bilmekteyiz.”
ZİNDANDAKİLERİN YANINDAYIZ
Zindan Yoldaşları sanal medya hesabının yöneticilerinden Müslüm, bu proje ile zindandakilerin yalnız olmadığını bir kez daha kanıtlayacaklarını dile getirdi. Müslüm şu sözlerle devam etti: “Şunu tüm içtenlikle söylemek mümkün. En derin, duru ve kökleri ile canlı ifade edilip yazılan duygular orada. Yaşama en yakın tasfir, imge orada. Yaşamı en iyi gördükleri pencere zindanda yazılanlar genelde yaşananların yazıya dökülen halidir,düşsel ve soyuttan ziyade. O nedenle hem onlar yazdığı için hemde bu kadar zengin olduğu için değerlidir. En başta ve önemlisi de Kürtçe yazıyorlar. Kürt ve Kürtçe yaşayıp yazanın Kürtçe yazdığına sahip çıkmayı tercih etmek onun seçiminin duvarlar ardına taşınması görevini üstlenmektir. Dikta ve faşizan sistemin Kürt kimlik kültürüne tahammülsüzlüğü onu var eden zümrelerine de yansımakta ve insanlar Kürtçe konuştuklarından dolayı öldürülmekte zindanlara atılmakta ve bunun için ağır bedeller vermektedir. Böyle bir atmosferde hem zindandakilerin yazdıklarını yayınlatmak için katkı sunmuş oluruz. Kürtçe uğruna kan döken bedel verenlere geriden kalan ve bunun işçiliğini emekçiliğini layıkıyla yapan zindandakilerin de yanında dururuz. Bu görevi üstlenirken dışarıdakinin anlatılan içerikteki eserlerine ulaşmasını sağlamış oluruz. Yazılanlar dışarıdakiler için yazılıyor çünkü.”
ZİNDANDAKİLERİN SESLERİNİ ULAŞTIRMADIĞIMIZ TEK BİR YER KALMAMALI
Önümüzdeki günlere dair projenin büyüyerek devam edeceğini belirten Müslüm konuşmasını her harfin özgürlüğe taşıyacağını belirterek sonlandırdı. Müslüm, “Büyük şehirlerdeki tutuklu hükümlü yakınları dernekleri ile dayanışma içinde onlarla koordineli her arkadaştan iki Kürtçe şiir alıp bir kitapta birleştirerek halk denizine taşımak istiyoruz. Amaç hem eserlerini yayınlamak hemde yine okuyacakları yeni kitaplar yada ihtiyaçlar ile onlara geri dönmektir. Helbestên Azad projesi ile şimdilik şiir kitabı basmayı hedeflerken önümüzdeki zamanlarda bunu öykü kitabı basmak ve bu projeyi boyutlandırmak istiyoruz. Amacımızın sınırlarını aştıkça yeni hedefler üzerinde yoğunluğumuz artacak.
Projemizin gerçekleşmesi için çalışmayı sıkı ciddiyetle ele almalıyız ve iyi bir sahiplenme gücü ile her yere ulaştırmalıyız. Bunun içinde hem basının hem tutsak yakınları ve özgür yarınlara inananların desteğine ihtiyacımızın olduğunu belirtiyoruz. Amacımıza ulaşmak için kendimizi iyi anlatmamız lazım. Burada en çok basın emekçilerinin, ailelerimizin ve duyarlı kesimlerin desteğine ihtiyacımız var. Zindandakilerin seslerini ulaştıramadığımız tek bir yer kalmamalı.
Şiirler ailelerin aracılığı ile bize ulaştırılabilir. İnternet ortamında da [email protected] adresimizden mesaj yollayabilirler. Zindandan posta kutumuza düşecek her harfin bizi özgür yarınlara götürecek yolları aydınlatacağına inanıyoruz.”
NC/Axin Mahir Dicle