BEHDINAN– Komalên Jinên Ciwan Üyesi Rahşan Efrîn, Efrîn işgal saldırısının yıl dönümünü yaşadığımız bu günlerde ajansımıza konuştu.
Rahşan konuşmasına Cenga Rojava Direniş ve Efrîn Direnişi şehitleri anarak başladı. Rahşan, “Başta tüm onur direnişi ve çağın direnişi şehitlerini anıyorum. Karkerlerin, Avesta Xaburların, İlanların, Agide annelerin her zaman mücadelelerinin takipçisi olacağımızın, sözümüzü ve onların izinde yürüyeceğimizin sözünü veriyoruz. 20 Ocak gününe yaklaştığımız bu günlerde Efrîn işgalinin 2’inci yılı dolmak üzere. Türk devletinin işgalini, faşist ve global devletlerin işgalciliğini kınıyoruz, lanetliyoruz ve bu işgali kabul etmediğimizi belirtiyoruz. Genç kadınlar olarak da her zaman şehitlerimizin takipçisi olacağımızın ve onların intikamını almak için büyük adımlar atacağız. Diriliş gerillaları olarak da her daim daha büyük adımlarla her gün daha büyük bir yenilenme ve yenilikler ile adım atacağız. Türk devletinin işgalini kabul etmeyeceğiz ve gençlik ruhu ve gücü ile hareket etmeye devam edeceğiz.”
HALKLARIN DİRENİŞİ İŞGALCİ TÜRK DEVLETİNİ YENECEKTİR
Rahşan Efrîn işgalci Türk devletinin işgal saldırılarıın Türkiye’yi korumak adı altında geliştirdiğini bunun kabul edilemez olduğunu ve karşısında direnişe geçilmesi gerektiğini dile getirdi ve devam etti: “Türk devletinin Efrîn’i işgal etmesinden bu yana görüyoruz ki, Türk devleti, Türkiye sınırlarını tehlikelerden koruyorum adı altında Efrîn işgali ile başladığı Kuzey Suriye ve tüm Suriye toprakları üzerindeki işgali kabul edilemez. Türk devleti Efrîn işgalinden bu yana kadın, genç, çocuk ve halkın üzerinde vahşi ve zor saldırılarını yürütüyor. Bunlar kabul edilecek gibi değil. Ne vicdan ne de insanlık bunu kabul edebilir. Bugün tarih yürütülen tüm bu direnişleri yazıyor. Nasıl ki Avesta direndi ve kendini bir bomba haline getirerek düşmanın kalbinde kendisini patlattı, yine fedai ruh ile hareket eden Karkerler daha büyük adımlar atamamız için, özgürlüğe yakınlaşmamız için, yeni bir yaşamı oluşturmamız için esas çizgimiz, büyük örnekler, öncü ve sembol oldular. Bunun için bizde genç, kadın ve toplum olarak her zaman ayakta olmamız ve direnmemiz gerekiyor. Türk devletinin Türkiye’yi savunuyorum adı altında sınırlarını büyütmesi durumu kabul edilmemesi gerekir. Nasıl ki Efrîn’de bir direniş yürütüldü, bunun her zaman devamlı bir şekilde yürütülmesi, direniş ve mücadelenin büyütülmesi gerekir. Her zamankinden daha fazla ayakta olmamız gerekir. Tüm kadınların ve halkın bir olması gerekir. Bir el ile alkış çalınmaz bundan dolayı da Süryani’si, Kürt’ü, Arap’ı, Ermeni’si tüm gücü, dili, kültürü ile birbirlerine el uzatmalı ve birlikte var olan faşizme, işgale karşı büyük bir mücadelenin verilmesi gerekir. Efrin’de yapılan işgal, Türk devletinin “Türkiye halklarını koruma” adı altında sınırını büyütmesi için Efrin halkı üzerinde katliam ve soykırım yapıyor. Türkiye halklarının korunması adı altında Til Rıfat’ta 5 ile 11 yaşları arasındaki küçük çocuklar bedenleri parça parça edilerek şehit düşürüldü. Fakat Türkiye halkları da Türk devletinin bu işgal ve saldırılarını kabul etmemeli ve duyarlı yaklaşmaları gerek.”
ROJAVA DEVRİMİ KADIN DEVRİMİ, KADIN DEVRİMİ DE GÜL DEVRİMİDİR
Komalên Jinên Ciwan üyesi Rahşan Efrîn işgalci Türk devletinin işgal saldırılarına ön ayak olan ABD-Rusya gibi hegemonik devletlerin amaçlarının Ortadoğu’da kendilerini yaşatmak olduğunu belirtti ve devam etti: “Tüm halklar demokrasi ve vicdanları ile ayağa kalkmalı ve faşizme karşı kararlı bir şekilde durarak direnmeleri gerekir. Suriye ve Ortadoğu topraklarında yürütülen savaşlar ile kapitalist modernite ve hegemonik sistemin bölgede yeniden güçlenmesi amaçlanmaktadır. Amacına ulaşmak için özellikle bu savaşlar Kürdistan’da yürütülüyor bunun nedeni ise; Kürdistan topraklarının çok verimli ve zengin olması ile tüm global güçlerin gözdesi olmuştur. Herkes hegemonya, sermaye, parasını ve Kürdistan’daki toprakları, petrolü ve buğdayı düşünür hale gelmiş. Kürtlerle iş-birliği içinde olup operasyonlara katılan ABD ve Rusya gibi devletler Kürtlerin kara kaşı kara gözü için yanlarında yer almıyor. Bu gibi devletler “halkları koruma adı altında” hegemonyalarını oluşturmak ve sermayeleri için Kürtlerin yanında yer alıyorlar. Halkımız bunlara karşı dikkatli ve duyarlı olmalıdır. Türk devleti Efrin, Serêkeniyê ve Girê Spî’yi işgal ettikten sonra gördük ki “Türkiye sınırlarının korunması” adı altında genç kadın, kadın ve çocuklara karşı katliam, hırsızlık, taciz ve tecavüz uyguluyor. Türk devletinin bu uygulamalarını yapmasının nedeni; demokrasinin, Önder Apo’nun sayesinde gelişen düşüncenin, sosyalizmin, halkların direniş gücünden korkmasıdır. En fazla da halkların direnişi, iradesi ve kadınların gücünden korkuyor çünkü; Rojava devrimi, kadın devrimidir. Önder APO’nun da dediği gibi kadın devrimi, gül devrimidir.”
HER HÜCREMİZLE İŞGAL SALDIRILARINA KARŞI AYAKTA OLMALIYIZ
Rahşan Efrîn Rojava Devrimi’nin Demokratik Modernite’nin gül bahçesini olduğunu belirtti ve geliştirilen işgal saldırılarının sınırlarını korumak için değil Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesini yok etmek adına geliştiğine dikkat çekti. Rahşan: “Önder APO’nun da isimlendirdiği gibi Rojava Demokratik Modernite’nin gül bahçesidir. Rojava içerisinde her ulustan, mezhepten halklar bulunuyor. Rojava’da yaşayan her halk Suriye ve Rojava topraklarını kendi öz savunma güçleri ile koruyarak Kürdistan devriminin kilidi durumuna gelmek istiyor ve bunun büyük bir ısrar ve iddia ile gerçekleşeceğini biliyoruz. Fakat hegemonik ve global devletler bu duruma karşı saldırı, soykırım ve gerçekleştirdikleri katliamlarla bunu önüne geçmek istiyorlar. Gençlik ve kadın olarak bunu kabul etmemeliyiz. Gençlik üzerinde yürütülen çok ince özel savaş politikaları var. Önder APO’nun da adlandırdığı gibi kapitalist modernite kanımıza, içimize hatta en küçük hücremize bile sızmış durumda. Bizler genç kadın ve kadınlar olarak gençlik ve kadın üzerinde yürütülen bu savaşa karşı her zaman dikkatli olmalıyız ve gençlik gücü, fedai, devrimci, yurtsever ve özgürlükçü ruh ile ayakta olmalıyız, sokaklarda olmalıyız, ayaklanmalıyız. Yapılan zorbalıklara ve bize karşı yürütülen savaşa karşı göz yummamalıyız ve buna karşı tavrımızın olması gerekir.”
‘YA KAZANACAĞIZ, YA KAZANACAĞIZ!’
Komalên Jinên Ciwan Üyesi Rahşan Efîn konuşmasının Kurdistan’lı ve devrimci tüm gençlere direnişi sahiplenmesi gerektiğine dair yaptığı çağrıyla sonlandırdı. “Tüm genç ve genç kadınlara, yurtsever ve özgürlükçü halka çağrı yapıyorum; Efrin, Serêkaniyê, Girê Spî ve tüm Kürdistan’daki işgale karşı duyarlı ve dikkatli bir şekilde hem büyük bir mücadele hem de direniş ile ayaklanmalıyız. Başarıyı düşünüp kendini başarıda kilitlemek gerekir. Bu süreçte en önemli olan ise soykırıma ve yeni Osmanlı devletine karşı durmak için çok büyük bir mücadele yürütülmesi gerekir. Kürdistan’da özgürlük dağlarından tüm savaş mevzilerde olan yoldaşları tüm sıcaklığımla kucaklıyorum. Selamlarımı ve saygılarımı belirtiyorum. Tekrar söylemek belirtmek istiyorum; son süreçte Xakurkê, Haftanîn, Onur Direnişi ve Çağın Direnişi şehitlerini anıyorum ve her zaman onların takipçisi olacağımızın ve genç ve kadın olarak her zaman ayakta olacağız ve her zaman “direnmek yaşamaktır”, “ya kazanacağız ya kazanacağız” diyeceğiz.
NC/Faraşîn Sîdar