HABER MERKEZİ – Gazeteci Heval Aslan’ın sunduğu Medya Haber’de yayınlanan ‘Söz Bizde’ programına katılan Jinên Ciwan ên Azad aktivistleri Faraşîn Sîdar, Newal Riha ve Şîlan Dêrsim, genç kadınların sorunları, AKP/MHP iktidarının Kuzey Kürdistan’da genç kadınlara yönelimi ve 25 Ocak’ta Almanya Darmstadt’da düzenlenecek olan Genç Kadın Kongresi üzerine değerlendirmelerde bulundular.
AKP genç kadınlar üzerinde özel savaş politikalarını uyguluyor
5 Ocak’tan bu yana kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku şahsında Kuzey Kürdistan’da genç kadınların yaşadığı kaybolma, intihar, şiddet ve katledilme gibi olaylar ile ilgili soruya cevap veren genç kadınlar, bunların hiçbirinin normal veya tesadüf olmadığını, temelde bir devlet politikası olduğunu belirtti.
Yıllardır Kürdistan’da uygulanan ancak son zamanlarda açığa çıkan bir devlet politikası olduğunu belirten JCA aktivisti Faraşîn Sîdar; tecavüzle, YİBO’lar ve ajanlaştırma politikası ile devletin genç kadınlar üzerinde kültürel yozlaştırma ve irade kırma politikasını uyguladığını söyledi. AKP iktidarı boyunca bir çok şeyin normalleştirildiğini de belirten Sîdar, normalleştirmeyle beraber toplumda duyarsızlık yaratıldığının altını çizdi. Kürdistan’daki direniş ruhunu yansıtan şehirlerde bu tür olayların yaşanmasının bir tesadüf olmadığına değinen Sîdar, devletin Amed’de, Dersim’de, Botan’da gençler ve genç kadınlar üzerinde fuhuş, uyuşturucu, çeteleşme gibi politikalar ile gelişebilecek bir isyanı başlamadan bastırmak istediğini belirtti.
“Bu olaylar araştırıldığında karşımızda asker-polis veya AKP’ye yakın isimler çıkıyor”
Dersim’de daha önce de benzer olayların yaşandığını belirten Sîdar şunları söyledi: “Dersim’de daha önce de genç bir erkek kayboldu ve daha sonra cesedi Munzur suyunda bulundu. Bu olay da çok bastırılmaya çalışıldı fakat cinsel istismara karşı Dersim halkının refleksi çok çabuk gelişti. Ama devlet yasak koydu. Biz biliyoruz ki devlet Dersim özelinde yaptığı gibi tam bir açık cezaevine çevirmiş Kürdistan’ı. Bu olaylar araştırıldığında da karşımıza ya asker – polis ya da memur veya AKP’ye yakın isimler çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde de gördük, bir AKP’li milletvekilinin evinde yabancı uyruklu bir kadın hizmetçi ölü bulundu ve o olayın da intihar süsü verilip üstü örtüldü. Bunları yasalaştırma yoluna da gidildi ne yazık ki.”
“Saldırılara karşı gençlik örgütlenmeli”
Gençliğe dönük bu tür saldırılara karşı ilk olarak örgütlenmek gerektiğini söyleyen Newal Riha, yaşanan sorunun toplumsal bir sorun olduğunu buna karşı da toplumsal bir mücadele yürütülmesi gerektiğini belirtti.
Sistemin gençliği sindirmek için çok yönlü bir saldırı içerisinde olduğunu belirten Sîdar; bu tür saldırılara karşı durmak, özellikle eğitim ve örgütlenme çalışmalarına katılmak gerektiğini söyledi. Genç kadınların bu saldırılara karşı cesur olması gerektiğini aktaran Sîdar, sessiz kalınmaması gerektiğini belirtti.
“Avrupa’da sistem gençlere daha sinsi bir şekilde saldırıyor”
Son dönemde sürgüne gelen ve Avrupa’da doğan genç kadınların burada çok daha inceltilmiş ve sinsi bir politikayla karşı karşıya kaldığını söyleyen Riha, gençlerin çok ciddi bir şekilde kültürel yozlaşma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtti.
Avrupa’daki çok kültürlü yaşamı gören genç kadınların bir kimlik bunalımı yaşadığını belirten Sîdar şunları ekledi: “O yüzden dil sorunu yaşıyor. Ayrıca ailelerde de özenti çok oluyor. Ülkede bazı aileler ‘çocuğum okula gidecek o yüzden Türkçe konuşayım şimdiden’ diyerek çocuklarına Kürtçe’yi öğretmiyorlar. Fakat ne tuhaf ki Avrupa’da bazı ailelerde de bunun örneklerini gördük ve Avrupa’daki okullarda Türkçe bilme zorunluluğu olmadığı halde Kürt çocukları Türkçe konuşuyor. Kendi kültürüne uzak olma durumu söz konusu.”
Avrupa’da genç kadınlara dönük şekilsel bir yaklaşımın olduğunu belirten Dersîm; bu yaklaşımın bir çok kanaldan özellikle de medya yoluyla beslendiğini aktardı. Verili olanı kabul etmediği zaman genç kadınların dışlandığını söyleyen Dersîm, bu şekilsel yaklaşıma karşı genç kadınların doğallıklarından vazgeçmemeleri gerektiğini ekledi.
“Biz artık masal dinlemeyeceğiz”
Avrupa Genç Kadın Hareketi’nin yeni hamlesi üzerine değerlendirmelerde bulunan Faraşîn Sîdar şunları söyledi: “Çocukken dinlediğimiz masallarda hep esir düşen bir prenses ve kurtarıcı olarak da bir prens anlatıldı. Yani sorunun kaynağını çözüm gücü olarak bize anlattılar. Biz de buna artık ‘hayır’ diyoruz. Genç kadınlarımız esareti de sürekli bir erkek kurtarıcı bekleme ümidini kabul etmesin istiyoruz. Hamlemiz kaynağını burdan alıyor.
Başka bir konu ise teknoloji ile genç kadınlarımız sürekli bir telefon uygulaması ile yüzlerinde bir
değişiklik yapmak istiyor. Çok aşırı popülist bir kültür yaratılıyor ve kadınlar doğallıklarında
koparılıyor ve bir süre sonra genç kadınlarımız doğal yüz görünümlerini beğenmiyor. Hatta estetiğe
başvurma noktasına bile gelebilir bu durum. ‘Kanma genç kadın, özgürlüğüne kavuş’ diyoruz bir nevi. Özgürlük sadece kıyafet değil veya istediği saatte dışarı çıkmak da değil, asıl kadın özgürlüğünü zihniyet özgürlüğünden geçmesi gerektiğine inanıyoruz ve bu bilinci esas alarak kadın kongremizi yapacağız.”
“Kanma, özgürlüklük mücadele yolundan geçer”
Avrupa’daki genç kadınların üniversite ve yerellerde komiteler şeklinde örgütlendiğini belirten Riha, bilinçlenme hedefiyle yapılacak kongreden sonra örgütlülüklerini daha da güçlendireceklerini söyledi.
Avrupa’da yaşayan genç kadınların karşı karşıya kaldıkları sorunların ve çözümünün tartışılacağı kongreye çağrı yapan JCA aktivisti Faraşîn Sîdar, “Avrupa’daki Kürt genç kadınlarımız Sara yoldaşımızın bıraktığı mirasa sahip çıkmalıdır. Kadının metalaştırılmasına karşı durmalıyız. Ensest ilişkilere, seksist yaklaşımlara ve kültürel yozlaşmaya karşı durmalıyız. Bu kapsamda Avrupa’daki bütün genç kadınlarımızı bu kongrede görmek istiyoruz” dedi.