ST.GALLEN – 5 Şubat çarşamba günü 19.30’da İsviçre’nin St.Gallen kantonunda Tevgera Ciwanên Şoreşger ve enternasyonalist gençliğin örgütlediği bir panel düzenlendi. Etkinliğe 2015 yılından beridir Türkiye’de gazetecilik yapan ve gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 2018 yılında üç ay Ankara Sincan cezaevinde tutuklu kalan Avusturyalı gazeteci Max Zirngast panelist olarak katıldı.
Rojava’da inşa edilen devrime karşı Türkiye’nin saldırılarını değerlendiren gazeteci Zirngast, Erdoğan rejimindeki bir Türkiye’nin komşuları için tehlike olduğu kadar Avrupa için de büyük bir tehlike olduğunu belirtti. Gazeteci Zirngast, Türkiye’nin Rojava’da inşa edilen demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmadan çok korktuğunu, bu yüzden kendi varlığının temelini Rojava’da kurulan sistemin yok olmasında gördüğünü belirtti.
Zirngast ayrıca Türkiye’nin, Kürt siyasal hareketine dönük uyguladığı çöktürme politikasını da değerlendirdi. Zirngast, dışarda bu kadar büyük bir çıkmazda olan Erdoğan rejiminin çareyi ülke içerisinde kendi kitlesini konsolide ederek aradığını belirtti. Zirngast, Erdoğan rejiminin bu yüzden Türkiye’de şu an yalnızca muhalif grup olarak gördüğü Kürtlere saldırdığını, hatta Kürt siyasal hareketinin son yerel seçimlerde uyguladığı taktiksel hamleyle beraber kendilerini Türkiye siyasetinde belirleyici bir unsur haline getirmesini gören Erdoğan’ın Kürtlere karşı ayrıca büyük bir öfkesinin olduğunu söyledi. Zirngast, Erdoğan rejiminin her fırsatta Kürt halkına karşı bütün milliyetçi, faşist ve siyasal İslamcıları bir araya getirdiğini ve bunu Kürtlere karşı kullandığını belirtti.
Ayrıca gazeteci kimliğiyle Türkiye’de basın özgürlüğünü de değerlendiren Max Zirngast, Türkiye’de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 80’in üzerinde gazetecinin cezaevinde olduğunu, Erdoğan rejimi denetiminde olan Türkiye’de objektif anlamda bir habercilik yapmanın mümkün olmadığını belirtti. Objektif haber yapmak amacıyla yola koyulan birçok gazetecinin de bu yüzden yıllarca Türkiye cezaevlerinde yattığını belirten Zirngast. kendisinin de üç ay Türkiye cezaevlerinde yattığını ve bu üç aylık süreçte bir çok hak ihlali yaşadığını ekledi.
Cezaevinde kaldığı süreci anlatırken, Türkiye cezaevlerin de şartların çok kötü olduğunu, sağlık problemleri yaşayan bir çok tutuklu ve hükümlünün olduğunu belirtti. Zirngast, cezaevinde muhalif bir çok tutuklu ve hükümlünün tedavi edilmediği için öldüğünü ama bir yandan da insanları benzinle yakan bir insanlık düşmanının Cumhurbaşkanlığı yetkisi ile serbest bırakıldığı belirtti.
Son olarak Zirngast, dünyanın ve özelikle Avrupa’nın Kürt halkına büyük bir vefa borcu olduğunu ve bunu Kürt halkının yanında yer alarak ödemesi gerektiğini belirtti.
Etkinlik soru-cevap kısmının ardından 21.15’te bitti.