AMED
Bu gün “21 Şubat Dünya Anadili Günü”. Bu günün özellikle biz Kürt halkı için özel bir önemi var. Kürtçe yıllardır büyük bir asimilasyon tehlikesi altında. Dünya halkları içerisinde daha fazla kültürel soykırım ve asimlasyondan çeken bir başka halk yoktur. Sömürgeciler tarafından dört parçaya ayrılmış olan Kürdistan’da en kapsamlı saldırı Kürtçeye oldu. Sömürgeci devletler Kürdistan’ın her bir parçasında ayrı bir asimilasyon, ayrı bir soykırım politikası yürütüyor. Bu politikalarının en kirli ve ahlaksız olanı da Ana dilimize dönük oluyor.
Faşist Türk sömürgeciliği bu kapsamlı saldırılarının merkezi haline gelmiştir. Faşist TC, kuruluşundan beri Kürt halkını tek ulus, tek vatan, tek dil ve tek bayrak felsefesi içerisinde eritmeyi esas almış ve tüm sistemini de bu siyaset üzerine oluşturmuştur. Kürt çocuklarına birer askeri kışla haline getirdikleri okul sisteminde zorla, korkuyla Türkleştirme dayatılarak kendi anadillerini unutturmayı sağlamaya çalışmışlardır. Dilsiz bir halkın tarihinden, kültüründen yani onu o yapan değerlerden vazgeçilmesi anlamına geldiğini iyi bilen bu sömürgeci kapitalist güçler bunun için Ana dilimize karşı yıllardır olağanüstü bir saldırı içerisindeler. Çünkü dilimiz kimliğimizdir, varlığımızdır. Varlığı bile kabul edilmeyen bir halkın dilinin başına nelerin getirileceğini düşünmek çok zor olmasa gerek.
DİLE YASAK, YAŞAMA YASAK KOYMAKTIR
Tarih boyunca tüm baskı, yok etme ve eritme politikaları karşısında Kürt dilinin bugünlere gelmesinde, direnmesinde başta Meleyi Ciziri, Feqiye Teyran, Ehmedi Xani, Haci Kadiri Koyi, Cegerxwin, Feqi Hüseyin Sağnıç, Musa Anter, Aram Dikran ve Ferhat Kurtaylar’ın mücadelesi önemli bir noktadır. PKK hareketinin tarih sahnesine çıkışı ile beraber kendisine bir yaşam ırmağı bulan Ana dilimizin asimilasyonun pençesinden kurtulması için bir milat olmuştur. Özellikle Rojava devrimi ile beraber okullarda resmi dil haline Kürtçe beli bir ivme kazanmış oldu.
Nasıl ki, yaşam hakkı kutsal, vazgeçilmez ve sınırlanamaz bir haksa, bir halkın yaşamı, dili de, kutsal, vazgeçilmez ve sınırlanamaz bir haktır. Dile yasak ve sınır koymak, yaşama yasa ve sınır koymaktır. Bu günkü faşist AKP hükümeti Kürt halkının diline karşı zamana yayılmış bir yok etme siyasetinin peşinde olduğu için, anadilde eğitim hakkını tanımamakta ve böylesine köklü Kürt diline, kursları reva görmekle dilimize-kimliğimize ve varoluşumuza karşı büyük bir hakaret içinde bulunmaktadır.
OTO-ASİMİLASYONA DİKKAT
Bu güne kadar izlenen sömürgeci inkar siyaseti ve kültürel soykırım politikası Kürt halkı üzerinde derin yaralar açmıştır. Bu yaralardan birisi de oto-asimilasyondur. Oto-asimlasyon, sömürgeciliğin siyasetini onaylamak ve meşrulaştırmaktır. Kendi diline, kültürüne, tarihine ve varlığına karşı bir yabancılaşmayı ifade eden oto-asimlasyona karşı, daha bilinçli ve her zamankinden daha çok kendi dilimize sahip çıkarak, Kürtçenin bütün şiveleriyle konuşmayı, okumayı, yazmayı ve düşünmeyi geliştirmeliyiz.
EN BÜYÜK ROL KÜRT GENÇLİĞİ VE SANATÇILARIN
Ana dilin korunması ve gelişmesi için en büyük rol sanat camiası ve Kürt gençliğine düşmektedir. Sanat alanında yapılan çalışmaların, ürünlerin dilinin Kürtçe olması toplumumuzda büyük bir etki yaratığı gözle görünür bir durum. Yine Kürt gençliğinin bulunduğu her alanda ana dilini konuşması, yazması büyük önem taşımaktadır. Ne yazık ki bu konuda gençliğin net bir duruşu çıkmadı.
Geçen haftalarda buna dair Sosyo-Ekonomik ve Kültürel durum ile Anadil kullanımı arasındaki ilişkiyi ölçmek amacıyla Bakûrê Kurdistan İllerinde Anadil Kullanma Araştırması yaptı. Ortaya çıkan sonuç bir öz eleştiri durumu. Hanede konuşulan dillerin cinsiyet karşılaştırması da yapılan araştırmada erkeklerin yüzde 70,6’sı (yüzde 66,6’sı Kurmancî, yüzde 4’ü Zazakî), kadınların yüzde 69,2’si (yüzde 66’sı Kurmancî, yüzde 3,2’si Zazakî) evlerinde Kürtçe konuşmayı tercih etti. Sokakta ise Kürtçe konuşanların oranı erkeklerde toplamda yüzde 59,4 iken, kadınlarda toplamda yüzde 59,2 olarak tespit edildi. Resmi Kurumlarda ise, erkeklerin yüzde 90,40’ı kadınların da yüzde 85,9’u Türkçe konuştuğunu belirtti. Resmi kurumlarda Kürtçe konuşan erkeklerin toplam oranı yüzde 9,6 iken kadınlarda ise yüzde 13,9 olarak belirlendi. Ayrıca yaş ilerledikçe de Kürtçe kullanımının düzenli olarak arttığı da tespit edildi.
GENÇLİK, KÜRTÇE KONUŞMALI, KÜRTÇE YAZMALI, KÜRTÇE OKUMALI
Bunun hem bir öz eleştirisi hemde tarihe olan bağlılığımızın bir sebebi olarak Kürtçeye sahip çıkıp bu onur mücadelesini büyütmeliyiz. Gençliğin bu duruma karşı keskin ve net bir duruşunun olması elzem durumdur. Gençliğin perspektifi “Kürtçe konuşmalı, Kürtçe yazmalı, Kürtçe okumalı” olmalıdır. Unutmamak gerekir ki nasıl ki Kürdistan devriminin öncüsü Kürt gençliği ise aynı zamanda Kürtçenin korunup yaşatılmasının da öncüsü gençliktir.
NC//Mazlum Erenci